Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ècrire, c'est une façon de parler sans être interrompu"
Size Yong ile bana benzeyen bir hikaye anlatmak istiyorum. Tuval ve boyanın şaşırtıcı ama bir o kadar tutkulu hikayesini bilir misiniz? Tuval, Boya olmadan, Boya da Tuval olmadan kendini sıradan hissedermiş. Tuval göz alıcı ama sade görünüşü ile insanların yaratıcılığını aktarabileceği bir malzeme olarak hayatını sürdürüyormuş. Boya çeşit çeşit renkleri ile insanları büyülemeye devam ediyormuş. İkisi de birbirlerine muhtaç olduklarından habersiz yaşıyorlarmış. Bir gün Tuval, Boya'ya "Ne kadar renksiz ve basit olduğuma bak, kimse beni sevmiyor. Sen renkli ve güzelsin. Herkes sana hayran." demiş. Bunun üstüne Boya "Benim rengim olsa ne olmuş? Bunu gösteremedikten, aktaramadıktan sonra ne anlamı var ki?" diye cevap vermiş. O saatten sonra Tuval ve Boya birbirlerinin eksiklerini tamamlamaya en uygun ikili olduklarını anlamışlar ve beraber olmaya karar vermişler. İkisi de istediğini almış; Tuval güzel mi güzel renklerle süslenip bir eser haline gelmiş, Boya renklerini açığa çıkarıp bütün övgüleri toplamış. İste Yong ve ben de birbirimizi böyle tamamlıyoruz. Herkesin hayatında bir tuvali/boyası vardır. Ne zaman olacağı değil, kiminle olup hangi eksiği kapatacağı önemlidir.
