Akşam olmuştu. Yurda geri dönmem gerekiyordu. Çoktan geç kalmıştım bile. Yurt görevlisinin beni içeri almayacağından korkmaya başladım. Hızlıca yürümeye başladım. Sadece yürüyordum. Etrafıma bakınıyordum. Sokaklarda kimse yoktu. Çok garip bir hissi vardı ama aynı zamanda hoştu.
Hızlı yürümek yeterli gelmeyeceğini anladığım sırada koşmaya başlamıştım. Etrafta hala kimse yoktu. Saat o kadar geç değildi. Sadece 20.30'tu. Telefonumu çantamdan çıkardım. 200 yeni mesaj da ne demekti? Eğer durup okursam zaman kaybederdim o yüzden telefonumu cebime koydum ve hızlı bir şekilde devam ettim.
Sonunda insanların olduğu sokaklara girmiştim. Hızlı hızlı koşuyordum. Yoldan geçicektim ki korna sesi ile telaşa kapıldım ve arabaya çarptım.
Gözlerimi tam açamıyordum. Ama hastanede olduğum belliydi. Gözlerimi çok az açıp etrafı kontrol ettim. Bir doktor vardı, yanında biriyle konuşuyordu. Konuştuğu kişiyi hayatımda hiç görmemiştim. Doktor birşeyler daha söyleyip odadan çıkmıştı. Gözlerimi aralayıp kim olduğuna baktım. Bir adam vardı, daha doğrusu dede. Elinde bastonla ve bıyıklarıyla 1960lardan bir dedeydi.? - Merak etme Elisa iyileşeceksin ve evine döneceksin.
Bu da neydi şimdi? İsmimi nereden biliyordu ve ev derken nereyi kast etti?
Bir süre sonra dışarı çıktı. Ve içeriye bir kadın geldi. Muhteşem kıvırcık saçlara sahipti. Uyandığımı fark etmişti.
? - Merhaba El. Uyanık olduğunu biliyorum.
Elisa - Sizde kimsiniz?
Alisson - Ben Alisson ve senin ablanım.
Elisa - Ben yetimim, benim ailem yok ki.
Alisson - Biliyorum, zaten üvey ablanım.
Elisa - Demek beni evlat edindiniz. Az önceki babam mı oluyor?
Allisson - Evet. Ve şimdi seninle akademiye geçmemiz gerekiyor.
Elisa - Az önceki, yani baba ev diyordu? Akademi de ne alaka?
Alisson - Öğreneceğiniz çok şey var küçük hanım, ancak şimdi hemen gitmeliyiz.
Elisa - Önce bana bu olanları açıklayın lütfen, daha birkaç saat önce yemek paramı çıkarmak için garsonluk yapıyordum.
Alisson gücünü kullanmaya başlar. Ancak birkaç deneme sonucunda başarısız olur.
Alisson - Aman tanrım, sende niçin işe yaramıyor?
Elisa - Senin gücün mü var? Nesin sen süper kahraman falan mı?
Alisson telaşlanır ve odadan dışarı çıkar. Bir süre sonra uykuya dalarım. Uyandığımda farklı bir odadayımdır. Alisson'un bahsettiği akademi olmasından şüphelenir ve etrafa bakınmaya başlarım. Odadan çıkarım ve birkaç kişiyle karşı karşıya gelirim.
Baba denilen kişinin ismini sonunda öğrenmişimdir. Bay Reginald.Reginald - Bu sizin yeni kardeşiniz, 0 numara!
Reginald gittikten sonra yanıma gelirler. Birisi hariç. Küçük boylu sinirli bir şey. Muhtemelen 12-13 yaşındadır. Görünüşe göre minik bir kardeşim oldu. Herkesle tanışmaya başladım.
Klaus - Selammm! Ben Klaus ama sen bana bestfriendim diye bilirsinn!
Alisson - Ben Alisson, 3 numara.
Hepsiyle tanıştıktan sonra Klaus ve Alisson ile çok iyi arkadaş olmuştuk.
Klaus - Sen çok kafa dengiymişsin Elisa!
Alisson - Bencede :)
Elisa - Size bir sorum var. Alisson benim üzerimde birşey denemişti ve gücüm sende işe yaramıyor falan demişti. Sizin güçleriniz mi var?
Alisson - Evet tatlım. Ben insanlara istediğimi yaptırabilirim.
Klaus - Ben ölüler ile iletişime geçiyorum. Diego muhteşem bıçak kullanır.
Alisson - Luther çok güçlüdür. Viktor ise ayı parçalayacak kadar gücü vardır.
Elisa - Peki ya şu küçük? Kaç yaşında? Çok tatlı duruyor.
Klaus - O Five! Işınlanabilir.
Alisson - Ve açıkçası o kadar küçük değil. 58 yaşında bay ego.
O sırada uzaktan bizi izleyen Five yanımıza geldi.
Five - Bana bay ego demeyeceğiniz hakkında konuştuk sanıyordum.
Klaus - Evet bu o cüce.
Five - Sana ne dedim ben!
Elisa - Sakin küçük adam! Neden bu kadar sinirlisin?
Five - Dedi daha güçleri bile olmayan aptal.
Five yanımızdan gitmişti. Biz yine sohbete dalmıştık.
Klaus - Herneyse, bara gidelim mi! Biralar benden.
Alisson - Klaus o daha reşit bile değil, bira içemez.
Elisa - Klaus'u kırmak istemem en azından kahve içerim.
Klaus - Uuu! Kahve içmeyi sever misin?
Elisa - Hastasıyım!
Alisson - Sanırım yeni bir ship geliyor ha Klaus?
Klaus - Yılın çifti Elisa ve Five.
Elisa - Ah! Abartmayın.
Bara gitmiştik. Alisson ve Klaus içip kafayı bulmuştu. Gece olmuştu ve ikisini nasıl akademiye geri götürüceğim hakkında bir gram fikrim yoktu. Sonra Luther aklıma geldi. Onu aradım ve bana yardım edebileceğini söyledi.
Akademiye geçmiştik. İlk defa kendi odam vardı. Yatağa kendimi atmıştım, sadece uzanıyordum. İçeriye birinin geldiğini duydum. Etrafa bakındığımda Five gelmişti.
Five - Sabah erkenden kahvaltı oluyor. Sonra senin için özel hazırlanan antrenmanlar başlıyacak. Benim sorumluluğumdasın.
Elisa - Daha çok sen benim sorumluluğum altında gibisin.
Five - Dediğim gibi sabah çok işin var. Programın masanın üstünde.
Sabah olmuştu. Uyandım ve kıyafetlerimi değiştirmeye başladım, o kadar güzel kıyafetler vardı ki hangisini giymeliyim diye düşündükten sonra beyaz crop ve altına yeşilimsi bir kot pantolon giymiştim. Aşağı indiğimde herkes çoktan kahvaltı etmişti.
Reginald - 0 numara, odama gel konuşmamız lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☕︎☂︎𝙳𝚒𝚐̆𝚎𝚛 𝙳𝚞̈𝚗𝚢𝚊 ☂︎☕︎ ^^ The Umbrella Academy TAMAMLANDI
Teen FictionTexting tarzında, araya texting sıkıştırdım. Ortaya karışık 😚 ♡♡♡♡♡♡♡ Uyandığmda bambaşka bir yerdeydim. Anlamsız gözlerle etrafıma bakınıyordum. Kolumda bir ağrı vardı. Neler olduğunu çözmeye çalışıyordum. Arkamdan bir ses geldi ; ? - Yeni evi...