Oraya gittiğimizde bu sefer çokta kalabalık bir ortam yoktu. İçeri girdiğimiz anda Sehun ile göz göze geldik. Sehun hemen yanıma geldi.
"Bir daha gelmeyeceksin diye korkmuştum. Geçen gün, arkadaşım adına özür dilerim. "
" Sorun değil. "
" Dans ediyor musunuz? Bugün yarışmalara sizde katılın. "
Hayoung:" Ah.. Biz hiç hazırlanmadık. "
" Sadece doğaçlama yapın. Kimse sizi yuhlamaz... "
O gün Hayoung ile birlikte gerçekten dans ettik. Ve bittikten sonra kalabalıktan yoğun bir gürültüyle Alkışlanmıştık. Biraz hava almak için terasa çıktım. Korkuluklara dayandım ve kendi kendime gülümsemeye başladım.
"Dans edebiliyormuşsun. "
Sesin geldiği yere döndüm. Bu Kai'ydi.
'Teşekkürler."
Ve yanından gitmek için kapıya doğru yürüdüm. Kai kolumu tutup beni kendine döndürdü.
" Sana öyle söyledikten sonraki halin aklımdan çıkmıyor. Ben seni üzmek istemedim. Sadece çok sinirliydim. "
Kolundan kurtuldum.
" Önemli değil. Üzülmedim. Neden senin yüzünden üzüleceğimi düşündün. "
Kai üzerime doğru yürümeye başladı. Geri geri giderken en son korkuluklara çarptım. Gülümsedi, bu birden kalbimi çarptırmaya başlamıştı. O... Çok güzel gülümsüyordu.
Gözlerimi kaçırdım. Ve etrafa bakmaya başladım.
"Çok sevimlisin. "
Gözlerimi açıp Kai'ye baktım.
" Gözlerini açma. Daha sevimli oldun. "
" Hmm...? "
Kai hızlıca dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. O an onun playboy olarak adlandırılan züppe olduğunu anlamıştım.
Suratına tokadı yapıştırmam gerekirdi ama onun yerine kolumun tersiyle dudaklarımı sildim ve
" Bir daha bana ben istemeden dokunursan olacaklara karışmam! "
Ve bu sefer çekip gidebilmiştim. Daha sonra binaya gitmeye devam ettim ve Kai'yle birlikte dans bile ettik. İkinci öpüşmemiz de provalar sırasında gerçekleşmişti. Ben gerçekten ikisinden birini seçmek istedim. Önce Chanyeol'den ayrılmaya çalıştım ama düşüncesi bile beni paramparça ediyordu. Sonra Kai'den ayrılmayı düşündüm ama ona da kıyamıyordum. İkisininde beni deli gibi sevdiğini biliyordum. Seviyorlardı. Bu yüzden onları üzemezdim. Birinin daha az sevdiğini düşünsem hayatımdan onu çıkaracaktım ama yine de yapamıyordum. İş iyice ciddiye bindi. Ben biriyle kavga edince diğerine sığınır oldum. Kendimi teselli etmek için bu iğrenç yöntemi kullandım. Benim acı sonumun gelmesi ise çok uzun sürmedi. Bir gün dans binasına tek başıma girdiğimde karşıma Kai çıktı. Ona gülümsedim ve yanında biri olduğunu gördüm. Kafamı çevirdiğimde o kişinin Chanyeol olduğunu farkettim.
Chanyeol:" Naeun-ah."
Kai şaşırarak Chanyeol'e döndü.
"Tanışıyor musunuz? "
Chanyeol:"Sevgilim."
Kai,cevap vermemişti. Verememişti.
Chanyeol:"Neden buradasın? " diye bana sordu. Sonra bir şeyin farkına varmış gibi durdu.
" Bahsettiğin kişi..... Naeun muydu? "
Bense sadece onları izliyordum. Hangisine ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Kai beni en yakın arkadaşıyla planladığı dans koreografisi için çağırmıştı. Ve karşımda Chanyeol duruyordu.
Kai cevap vermedi. Sinir bozucu bir sessizlik etrafta yankılanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TWO LOVERS
Short StoryÖne doğru atıldım ama birden hızlıca esen rüzgar yüzüme vurdu. Ve kulağıma fısıldadı. "Onu rahat bırak Naeun.Bitti." misookang