Akşamına, Kralın odasında bir ziyaretçi vardır; Rahip.
Sasuke içeri girip yatağa oturur. Naruto da yanına oturur ve doya doya aşık olduğu adamı izler. ''Sabah uyandığımda yoktun.'' Der kırgın bir sesle. Kendisi bile farkında değildir aslında kırgınlığının.
''Ne zaman evleneceksiniz?'' Diye sorar konuyu değiştirerek.
Naruto konuyu değiştirmesine izin verir. ''Haftaya bugün.''
''Yarın saraydan gidiyorum. İki gün uzaklıktaki şehire yerleşeceğim ve kilisenin başına geçeceğim. Kilise ile anlaştım.'' Der Sasuke bakışlarını yere indirerek.
''Sasuke-'' Der Naruto şaşkınlıkla ve elini çocuğun yanağına yaslar. ''Bunu-bunu yapamazsın! Beni bırakamazsın! Senden başka kimsem yok! Annem yok! Babam yok! Tek varlığım sensin!"
''Artık bir nişanlın var. Bir hafta sonra da bir kraliçen.'' Der Sasuke acımasızlıkla. ''Anlamıyorsun-''
''Hayır sen anlamıyorsun! Çok bencilce düşünüyorsun!'' Dedi Naruto adeta bağırarak.
Sasuke ayağa dikilirken göz yaşlarına hakim olamıyordur. ''Asıl bencil sensin! Sadece beni görmek istiyorsun, karından sıkıldığında yanına gidebileceğin bir metres istiyorsun! Sizi görmek istemiyorum! Bir aile kurarsan mutlu olacağım sandım ama dayanamıyorum!''
Naruto oturduğu yerden kalkamaz ve sadece Sasuke'nin ağlayan yüzüne bakar. ''Tek istediğim sensin.'' Der fısıltıyla.
''Tek alabileceğin bir Kraliçe. Ve ben bir kadın değilim. Bir prenses değilim.''
''Umurumda değil,'' der Naruto ayağa kalkıp elini Sasuke'nin yanağına yaslarken. ''Benimle kal. Seni üzmeyeceğim. Söz veriyorum."
"Eğer hayatın boyunca kimse ile evlenmeyecek ve çocuk sahibi olmayacaksan, üzülmem." Bunu söylerken bile kabul etmesini beklemiyordur.
Naruto da kabul edemiyordur zaten. "Bu benim seçeneğim değil."
"Ama bu benim seçeneğim. Bırak da gideyim." Der Sasuke yalvarırcasına
"Gidemezsin!" Sinirlenen Naruto'nun adeta mavilikleri koyulaşır. "Benim iznim olmadan hiçbir yere gidemezsin."
Sasuke söylenmeyen, ama ima edilen şeyi anlar. 'Ben Kral'ım.'
Ancak gözlerini kırgınlık bürüdüğü zaman Naruto dediğinin ne kadar aşağılıkça olduğunu anlar. "Sasu-"
"Sus." Sasuke belki böyle bir anda ağlayadabilirdi ama şuan bunu bile yapamayacak kadar sinirlidir. Bir adım geri çekildiğinde yanaklarındaki eller boşta kalmıştır. "Biliyor musunuz, Kral'ım? Gitmiyorum. Kalacağım. Siz nasıl arzu ederseniz. Ama izninizle odama çekilmek istiyorum." Sözlerine rağmen Naruto gideceğini biliyordur.
"Yapma böyle," der, Naruto.
"İzninizle." Sasuke alaycı bir referans yaparak eğilir ve odadan çıkar.
Naruto sakinleşmek için derin derin nefesler almaya başlar ama sinirlerine hakim olamayarak masasının üstündeki vazoyu alıp yere fırlatır. Hızlıca odadan çıkar ve koridorda omuzları sarsılarak ağlayan Sasuke'nin kollunu tutar. "Dinle beni."
"Dinlemeyeceğim!" Diye bağırır Sasuke. "Kral mısın? Siktiğimin Kralı! Umurumda değil." Nadir anlardan biri yaşanıyordur. Genç Rahip o kadar sinirlidir ki küfür etmiştir.
"Seni seviyorum." Naruto çocuğun iki kolunu birden tutar ve kendi kendine getirmek istercesine sallar. "Tamam mı? Seni. Seviyorum. Sana. Aşığım." Kendine hakim olamaz ve dizlerinin üstüne çökerek Sasuke'nin ellerini tutar. "Sana aşığım." Diye fısıldar.
İşte o an koridorda bir cam kırığı sesi duyarlar. İkisi de kafasını kaldırıp koridorun başına baktıklarında, yerde kırık bir meyve tabağı ve onlara şokla bakan Prenses Hinata'yı görür.
![](https://img.wattpad.com/cover/303826330-288-k360618.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sacerdos Et Rex /Naru-Sasu/
FanfictionTamamlandı" Baş Rahip Sasuke ve Genç Kral Naruto, sadece şanssız iki gençti.