19

149 20 4
                                    

Tam yola çıkmak üzerelerken Şövalye ve Kral'ın yanına bir at yanaştı. Atın üstünde Genç Prens Minato vardı. ''Bende geleceğim. Saygıdeğer Büyükbabamın son isteğini gerçekleştirmek istiyorum.'' 21 yaşındaki Genç Prens yakışıklı, kararlı ve gururluydu.

''Atla arabaya,'' Kral'ın izni ile Prens atını arabayı çeken diğer iki atın yanına bağladı ve ata atladı.

Dağları bir bir aşarken, aradan iki gün geçer. Rahip'in gittiği şehir başkentten iki gün uzaklıktadır. Bu sürede yolda iki gece kamp yapar ve yanlarına getirdikleri şeyleri yerler.

Şehire ulaştıklarında hepsi tebdili kıyafetlerindedirler. Kimse onların Kraliyetten olduklarını bilmiyordur. İnsan içine karışır ve Uchiha Sasuke'yi ararlar.

Bir şeyler öğrenirler de. Uchiha Sasuke dağın üstündeki manastırda yaşıyordur. Diğer rahiplerin aksine sık sık şehire iniyor, düğün ve doğumlarda rol alıyordur. Son yıllarda doğan neredeyse her çocuğu vaftiz eden Rahip, Uchiha Sasuke'ydi.

''Manastıra giderseniz sizi içeri almazlar. Ama kızı şehirde yaşıyor. Onunla konuşursanız babasıyle iletişime geçebilir.'' Der konuştukları bir adam.

''Öz kızı mı?'' Diye sorar Kral elinde olmadan sinirlice.

''Maalesef değil. Babası Hyuugalarla olan savaşta şehit oldu. Annesi de doğumda öldü. O zamandan beri kıza Sasuke-san bakıyor. İsmi Sarada. Meydandaki yeşil binada yaşıyor. Evin önündeki nanelerle ayırt edebilirsiniz.''

''Teşekkürler.'' Kral adamın eline bir kese altın bırakır ve adamlarıyla birlikte evi bulmak için hızla meydana yönelir. Meydanda ev direkt karşılarına çıkar. Evden mis gibi nane kokusu yayılıyordur. Bu koku Kral'ın anılarını canlandırmıştır. Nane hikayesini bizzat babasından dinlemiştir.

Kral, Şövalye ve Prens kapının önünde beklerler. Diğerleri ise at arabasındadırlar.

Kapıyı tıklatırlar. Bir kaç adım sesinden sonra kapı açılır. Kapıyı açan güzeller güzeli bir kızdır. Siyah kısa saçları ve siyah gözleri vardır. Teni ise bembeyazdır. Prens Minato kıza ilk görüşte aşık olur, ama daha bunun farkında bile değildir.

"Rahip Sasuke'yi görmek için gelmiştik." Der Şövalye. "Acaba evde midir?"

"Kimsiniz?" Diye sorar genç kız şüpheci bir şekilde.

"Saraydan geliyoruz." Der Prens hemen lafa atlayarak.

"Saray mı?" İçeriden gelen sesi duyarlar ve kapalı bir kapının ardından yaşlı ama dinç bir adam çıkar. Yaşlılıktan beyazlamış saçları ve siyah gözleri ile cidden genç kızın öz babasına benziyordur ama yüz hatlarındaki farklılık onları eve veriyordur.

"Uchiha Sasuke sen misin?" Diye sorar Kral, ilk kez konuşarak.

Rahip'in gözleri Kral'a takılır ve dikkatlice bakar. Sarışın ve mavi gözlü olmasına rağmen onda Kraliçe'nin yüz hatlarını görür. Bu yüzden tanıyamamıştır. Hemen saygıyla eğilir. "Kral'ım, şeref verdiniz. Sarada, Kral'ımız ve dostlarını içeri al."

Kız kapıdan çekilir ve üçlü içeri girerler. Şövalye hem yiğeni sayılan genci hem de sevdiği adamı korumak için tetiktedir, eli hep kılıcındadır. Prens ise gözlerini genç kızdan ayırmıyordur. Kral ise sinirlidir ama politika yeteneklerinden dolayı bunu belli etmemektedir.

Rahat koltuklara oturduklarında rahatsız edici bir sessizlik olur. "Şanslı gününüzdesiniz. Normalde şehirde olmam."

"Maalesef şans babamın yüzüne gülmüyor, Rahip."

Rahip bozulur, ama Kral'ın hitabına. "Ben artık Rahip değilim. Sadece kendini Tanrı'ya adamış bir kulum. Rahiplik zamanlarım eskide kaldı."

"Tabi babamla birlikte olup-" Kral nefret söylemlerine devam ederken Şövalye Kral'ın elini tutup uyarırcasına sıkar ve Kral susar. Ardından ekler. "Babamı terk ettin.".

Rahip bozuntuya vermez. "Biz şanslı değildik."

"Ama birbirinize sahiptiniz!"

"Ama birlikte olamazdık."

Kral Şövalye'nin tuttuğu elini kaldırdı. "Biz olduk!"

"Çünkü şansın vardı!" Der Rahip sesini yükselterek ama hemen eski sakin ses tonuna geri döner. "Sevgili Kral'ımızın bir kardeşi olsaydı, onun yerine veya ondan sonra tahta geçebilecek birisi olsaydı bunlar yaşanmazdı. Siz şanslısınız. Biz değildik."

Kral ne diyeceğini bilemez ama agresifliğe devam eder. "Bunlar bahane!"

"Ne için geldiniz Kral'ım?" Der Rahip konuyu sadede getirerek.

Kral hınçla ayağa kalkar. "Adımı söyle! Bana! Adımı! Söyle!"

"Boruto..." Der Rahip fısıldayarak.

"Boruto!" Der Rahip kendi kendine gülerek. "Ben otuz yaşımda tahta geçtim. Babam tahtı bana 55 yaşında bıraktı. O şuan 63 yaşında. Sekiz yıl! Geri dönebilirdin! Babamla birlikte saraydan ayrılıp bir dağ evinde hayatını geçirebilirdin! Sekiz yıl bile olsa birlikte olabilirdiniz! Ben sekiz yıl boyunca babamın senin hakkında anlattığı şeyleri dinledim! O şuan çok hasta, tamam mı?! Hayaller görüyor ve ben babamın gün geçtikçe erimesini izliyorum! Sen ise burda her şeyden uzakta yaşıyor ve ölüm döşeğindeki babamı umursamıyorsun! Nanelermiş! Senin aşkın sahte! İstesen annem öldükten sonra bile geri dönebilirdin. Annem öleli 20 yıl oldu! Yirmi yılını babamla geçirseydin eğer o dünyadaki en mutlu adam olurdu çünkü o en iyi baba ve en mutlu adam olmayı hak ediyor. Annemi asla mutsuz etmedi. Bizi asla mutsuz etmedi. Ona hep saygı ve sevgi duydu. Sana ise aşıktı! Senin aşkın yalan! Benim adım Boruto! Sana aşık olan ama senin aşık olmadığın adamın, aşık olmadığı birinden yaptığı çocuğum! Bu kolay mı sence!"

Değildi, kolay olan göz yaşlarını sinire çevirmekti. Bu yüzden kapıyı çarparak evden çıktı.

"Kral sizi saraya davet etmek için buraya geldi. Yarım saat sonra yola çıkıyoruz.'' Dedi Şövalye. ''Uchiha-sama, Eski Rahip olsanız bile Tanrı duanızı kabul eder. Dua edin, Kral Naruto biz dönene kadar vefat etmesin. İşte o zaman, Kral Boruto'nun size karşı olan sinirini ben bile dindiremem."

Şövalye Kral'ın peşinden dışarı çıkarken Prens de ikiliyi takip etti ve bir şey demeden evden ayrıldı.

"Hadi Sarada," dedi Rahip sessiz kalmış kızına. "Çıkmamız gereken bir yolculuk var."

Sacerdos Et Rex /Naru-Sasu/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin