6:: Kurduna sahip çıkmalısın, omega.

974 135 47
                                    

Pencereyi örten perdelerin arasından sızan güneş ışığının gözünü acıttığını hissederek kıpırdandı pembe saçlı. Üzerinden tır geçmiş gibiydi. Bitmiş, tükenmiş ve yorgun hissediyordu. Gözlerindeki ağırlık ve can yakan acı ise cabasıydı. Bir anlığına akışkan olmak istedi. Akışkan olup yatağa karışmak. Böylece tüm şikayetleri son bulacakmış gibiydi.

Gerinme ihtiyacıyla kollarını kaldırmaya çalıştığında ciddi bir engelle karşılaştı. Kollarını kaldıramıyordu. Üzerinde -mecazi olmayan- ciddi bir ağırlık vardı ve hareket etmesini engelliyordu. Yatakta dönmeye çalıştı bir an, başarılı olamadı. Tam da o sırada ensesine vuran sıcak nefesi hissetti ve yine o sırada haddinden fazla olan sıcaklığı fark etti.

Düne ait görüntüler bir bir zihninden içeri sızarken, tam da bu anı bekliyormuş gibi, yeni bir kızgınlık dalgası nüksetti.

Yoongi burada, diye geçirdi içinden. Tanrım, Yoongi burada ve bana sarılıyor.

Bir anlığına panikleyecek gibi olduysa da hemen kendini sakinleştirdi. Panikleyecek yahut utanıp çekinilecek bir şey yoktu ortada. Henüz kabullenemese de ya da bu durumu tam olarak kabullenmek istemese de -ki bu tamamen Jimin'in hazır olmayışından kaynaklanıyordu- beline sarılı kolların sahibi onun ruh eşiydi. Jimin ise kızgınlıktaydı. Normal zaman diliminde bile ona ölmeyi diletecek kadar zor geçen bu dönem, ruh eşini bulduktan sonra daha da zorlu geçecekti. Jimin bunu biliyor, pekâlâ da durumun farkındaydı. Ayrıca içinde henüz kendisini tanımadığı halde Yoongi'ye karşı bir güven duyuyordu. Bunun, alfanın ruh eşi oluşundan mı yoksa Jimin'e verdiği hissiyattan mı kaynaklandığı konusunda henüz emin değildi. Sadece içten içe, alfa olanın, Jimin'in istemediği hiçbir şeyi yapmayacağını düşünüyordu.

Düşünmekten ziyade, bu konuda neredeyse emindi.

Jimin, bir süre ne yapacağı konusunda emin olamadı. Yoongi'yi uyandırmalı mıydı? Uyandırsa ne diyecekti? Ya da nasıl davranması gerekiyordu? Kendisine yardımcı olduğu, onun yanında olduğu için teşekkür etmeli miydi? Teşekkür etse bile saçma olmaz mıydı? Sonuçta Yoongi onun ruh eşiydi. Bu ifade öyle basite indirgenebilecek bir şey değildi. Ruh eşi demek birbirini tamamlamaktı. Yoongi elbette ki Jimin'in kızgınlığında ona yardımcı olacak, onu sakinleştirecekti. Aksi takdirde...

Jimin, aksini düşünmek istemediğini fark etti.

Yine de, tüm bu çabasının karşılığında Jimin'in içinde bulunduğu duruma karşı bakış açısı ya da düşünceleri değişmiş değildi. Şu anda kızgınlıktaydı. Her ne kadar hoşuna gitmese de Yoongi'ye ihtiyacı vardı. O olmadan bu haftayı sağlıklı bir şekilde atlatamayacaktı, biliyordu. Fakat yine de bu durum onu rahatsız ediyordu. Rahmetli ninesinin bir lafı vardı. "İstemediğin ot burnunun dibinde biter." derdi hep. Jimin şu anda tam olarak öyle hissediyordu.

Yoongi'den nefret ediyor değildi. Tıpkı seviyor olmadığı gibi. Genç omega, alfayı henüz ona karşı olumlu ya da olumsuz duygular besleyebilecek kadar tanımıyordu. Alfanın kendisine karşı aslında hiçbir şey hissetmiyor desek pek de yanlış sayılmazdı. Onun genel tavrı, tamamiyle kendisiyle alakalı olan bir durumdu. Yoongi'nin kendisiyle alakalı olmaktan çok, tamamen Jimin'den kaynaklanan kişisel bir durumdu.

Ruh eşi kavramı onu korkutuyordu sadece, o kadar. Tabi buna ek olarak, kendini pek de hazır hissetmediği ayrı bir meseleydi. Hoş, böyle bir şeye nasıl hazır olunacağı bile Jimin için yabancı bir durumdu. İnsanların bunu nasıl normal karşılayabildiğini bilmiyordu. Gerçi bu konuda pek kafa da yormamıştı. Şu an için bildiği tek bir şey vardı ki o da Yoongi'ye ihtiyacı olduğuydu.

Bu haftayı bu şekilde geçirebilirim, diye düşündü kıpırdayamayacağını fark ettiğinde. Bu haftalık bir şeyleri görmezden gelebilirim. Sonra tekrar normal yaşamıma döneceğim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sweet // YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin