CEO

2.9K 31 10
                                    

Top: Jimin
Bot: Jungkook

"Bugün önemli birinin geldiğini duydun mu?" Sınıfımıza doğru yürürken Lisa sordu.
"Ne? Hayır, erkek mi kız mı?"
"Erkek, bizden 1 veya 2 yaş büyük"

"Çok genç?" yerlerimize oturduk.

"Ah bakın, kaltak Jungkook, özel konuk hakkında herhangi bir düşüncen var mı merak ediyorum" dedi Irene bana sırıtarak.

"Orospu, bence buradaki en büyük kaltak sensin. Onun sikini kıçına sokmasını düşündüğünü biliyorum" diye soludum ve sırıttım.

"Pekala çocuklar yerleşin, bugün ders için bize katılacak bir konuğumuz var, neden burada olduğuna dair bana hiçbir şey sormayın tamam mı?" Başımızı salladık, genç ve yakışıklı bir adam takım elbise ve siyah bir pantolonla içeri girdi.

Çok SEKSİ görünüyor! Sakin ol Kook.
"Bu Bay Park, Güney Kore'nin en ünlü CEO'su, 24 yaşında ve aslen Busan'lı"  yaşasın tıpkı benim gibi!

"Öyleyse bazı sorular soracağız ve derse devam edeceğiz tamam mı?"

Herkesin sorusunu sorduğunda ben, Irene ve Lisa kalmıştı.

"Peki Bay Park, ben Irene, ne kadar zenginsiniz?" Irene hayatımda duyduğum en sürtük tonda söyledi.
"30,2 milyon won" dedi kıkırdayarak.

"Bu çok havalı" ona baktım.
"Sürtük, konuştuğun kişi bir CEO, sokaktaki adam değil, bir kez olsun orospu olmayı bırak ve ciddi ol" dedim tiksintiyle gözlerimi devirerek. Bay Park dahil herkes güldü, Lisa ile birlikte kahkaha attım.

"Merhaba, ben Lisa 23 yaşındayım ve Taylandlıyım, üstünüzdekinin markası ne?"
güldüm.

"Bu Calvin Klein" dedi gülümseyerek. Üzerimde eşofman üstüm olduğu için köprücük kemiğim görünüyordu ve masama yaslandığımda herkes bana döndü. Bay Park'ın baktığını gördüm.

"Merhaba, ben Jungkook, 23 yaşındayım ve Busan'lıyım, sana soru sormayacağım, kendim öğreneceğim" Lisa'ya sırıtarak baktım ve gizlice yumruklaştık.

"Gerçekten mi?" Gülerek sordu.
"Evet" dedim dudağımı ısırarak. Öğretmene baktım.
"Hadi derse başlayalım." Arkama yaslandım ve ders başladı.

—————————————————————

Ders bitti. Bay Park hiçbir yere gitmiyordu...Sanırım onunla konuşacağım?? Bilmiyorum. Lisa da gitti giderken de bana sırıttı.

Başımı kaldırdım ve öğretmen  sınıftan çıkıyordu.

"B-Bekleyin, nereye gidiyorsunuz?" kalkarak sordum.
"Bay Park burada" diyip yavaşça tekrar yerime oturdum. Kapı kapandı ve kilitlendi. Bay Park'a baktım sandalyeye doğru ilerliyordu ve bana bakarak oturdu.... ohh çok iyi görünüyor.

"Jungkook ha? Muhtemelen neden burada olduğunu merak ediyorsundur?" Tek kaşını kaldırarak sordu.
"Eh, burada seninle olmakla bir sorunum yok, sadece birbirimizi daha iyi tanımak istiyorum, yani aramızda sadece 1 yaş var değil mi?" Yavaşça merdivenlerden inerken sordum.

"Size Bay Park demek zorunda mıyım? Can sıkıcı olmaya başladı" sırıttı.

"Bana Jimin diyebilirsin... ama ben babacığı  tercih ederim" dedi daha geniş bir şekilde sırıtarak. Merdivenlerden inerken gözlerimi devirdim.

"Tamam... babacık, hadi birbirimizi tanıyalım" Ellerini belime sarıp belimi hafifçe sıkarken bende beline sarıldım.
"Tamam bebeğim, ne bilmek istiyorsun" gülümsedim.
"Hmmm, nasıl bu kadar mükemmel oluyorsun" dedim, yanaklarını ellerimin arasına alarak baş parmağımla yanağını okşadım.

"Sana gösterebilirim bebeğim, sadece kurallara uyman gerek... benim olacaksın ve sen Tanrı aşkına mükemmelsin" diye fısıldadı kulağıma daha sonra ısırdı.

"Bana göster babacığım...... bana nasıl babacığımın oğlu olduğumu göster" dedim sırıtarak.

"Birinci kural şu ​​dudaklarının tadına bakayım" Kollarımı boynuna dolayıp onu öptüm. Giriş için alt dudağımı yaladı ve tabii ki izin verdim çünkü iyi bir çocuk olmak istiyorum..... kötü biri olsam da.
Ağzımın içinin her yerinin tadına baktı. Açıkçası ağzımı bu şekilde istemesi hoşuma gitti. Sırıtarak geri çekildi, kafasını boynuma gömdü ve emmeye başladı.

"A-Ahh, babacık" diye inledim.

"İkinci kural, babacığın malını ve onun olanı talep etmesine izin vermek" diye kulağıma fısıldadı ve köprücük kemiğimde dolaşmaya başladı.

"Ahhhh babacık oraya karşı hassasım"

"Köprücük kemiğine karşı hassas mısın bebeğim?" Öpmesini istedim, yüksek sesle inledim.
"Söyle bebeğim" diye fısıldadı boynuma.
"E-evet babacık ve çenem" diye inledim, çenemi uzun uzun yaladı ve ben yüksek sesle inledim!

"Bu babacık için bi iniltiydi" dedim çünkü daha büyük bir şey bilmek istiyordum...

"Üçüncü kural, babacığın bebeğinin nesi olduğunu söylemek ve bebeğinin ne istediğini bilmesini sağlamak" dedi derin bir ses tonuyla bana bakarak.

"B-Babacık lütfen" diye sızlandım boynuna doğru sokulurken
"Bebeğim, babacığa ne istediğini söyle" dedi beni boynundan çekerken.
"B-babacığımın sikini istiyorum" diye sırıttım.
"Chim'i mi istiyorsun?" Onu avuçlayarak başımı salladım.

"Dördüncü kural, istersen, hak edersin, tamam mı?" Pantolonunu çözerken başımla onayladım. Her şeyi aşağı çektim

"Ahhh b-bebeğim" Birkaç kez okşadım ve ucunu yaladım, bir süre sonra hepsini ağzıma aldım.

"Ah! Ahh! E-evet bebeğim t-tam orası" diye inledi. Babacığımı iyi hissettirmek istiyorum, bu yüzden ona daha önce hiç hissetmediği zevki vermek için kökledim.
"S-sikeyim bebeğim, geleceğim, bebeğim
d-dur" Devam ettim çünkü onun meyve sularını tatmak istiyorum. Yarığı yalayarak daha da hızlandım.

"Ahhh s-siktir! B-Bebeğim d-durma! Ahh babacık geliyor bebeğim, babacık geliyor" Daha da hızlandım, ucunu daha sert yaladım ve o geldi.

"AHHHH S-SİKTİR! E-EVET EVET
H-HEPSİNİ YUT B-BEBEĞİM S-SİKTİR!" Yüksek sesle inledi, onun suyunun her bir damlasını yuttum, onlar bana ait!

"Ahh, babacığın meyve sularının tadı çok güzel, bunların hepsi benim bu arada" dedim ve kıkırdadı.
"Evet bebeğim senin" beni öptü ve masaya oturttu.

"Sonuncusu birbirimizi sevdiğimizden emin olmak ve birbirimizden sır saklamamak, madem senin olanı kazandın, sana istediğini vereceğim tamam mı?" Bacaklarımı açarak başımı salladım.

"Hazırlanmaya ihtiyacın var mı bebeğim?"

"Hayır, sadece g-gir" Elini tutup tükürüğümle ıslatarak yaladım ve  sikinin üzerine koydum, ucunu içeri itti

"Ahhhh! S-Siktir babacık, daha hızlı, babacık daha hızlı hareket et!" Ben inlerken o bana sert vuruşlar yapıyordu.
Tam orası benim prostatım.
"AHHHH E-EVET BABACIK Siktir!" Tatlı noktama vurduğunda inledim.

"Awww bebeğime bak, çok günahkar hm? Büyük sikim senin kıçında bebeğim? Oh kahretsin, yine boşalacağım, S-siktir!"

Sözleri üzerine inledim, yakın olduğumu bilmesi için bacaklarımı daha yükseğe kaldırdım.

"Yakınım babacık! L-LÜTFEN Y-YAKINIM!" diye inledim. Bana güçlü bir itişle vurdu ve her yere geldim

"Ahhhh siktir" diye sessizce inledim. Beni öptü ve ben de sevgiyle öptüm.
"Seni seviyorum" diye fısıldadı boynuma.
"Seni seviyorum babacık"

Bu uzundu

ONESHOTS | 𝑱𝑰𝑲𝑶𝑶𝑲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin