4

224 24 62
                                    

O olaydan birkaç gün sonra dersten Dustin ile çıktığımda gülerek şakalaşıyorduk.

"Buz dolabı yürür mü salak herif!"

"Niye yürümesin?"

"Sence man-"

"Hey, Mike..." Beni dürttü ve bakmam gereken yere gözleriyle işaret etti. "Noldu?" Will yerde oturuyordu ya da düşmüştü. "Will!" Yanına koşarak eğildim, Dustin de peşimden geldi. "Ne oldu? Will!" Bana baktı. "Hiçbir şey, hiçbir şey." Çenesini tutarak yüzünün etrafına baktım. "Vurdular mı? Birisi bir şey mi yaptı!" El koşarak yanımıza geldi ve aynı şekilde yanımıza eğildi. "Will!" Ona baktım. "İyi misin? Neden yerdesin!"

"İkiniz çok abarttınız." Onu tutarak kaldırdım. "Sadece düştüm."

"Yalan söylüyorsun!"

"Hayır El, gerçekten." Will'i, ona bakan herkese sırtını döndürdüm. "Sana birisi bir şey yaptığında bana söyle demedim mi?"

"Birisi bir şey yapmadı ki."

"Emin misin Will?"

"Gerçekten Mike." El'e baktım ve daha sonra Will'e tekrardan baktım. "Madem öyle diyorsun." Eddie hızla yanımıza gelip onu benden kaptı. "İyi misin Byler? Önünüze bakın lan!" Herkes önüne döndü. "Seni döven olursa, ilk ben döveceğim onları! Nasıl benden önce döverler seni!" Will güldü. "Kimse dövmedi, rahat ol." Hep birlikte yemekhaneye gittik. El hariç, kendi arkadaşlarıyla takılıyordu. Ne olurdu sanki bizimle biraz zaman geçirse? Herkes yemeğini almaya gittiğinde Will ile yalnız kaldık masada. "Hey." Bana baktı. "Hm?"

"Yanağın morarmış, dayak yediğin belli. Bir dahakine bana ya da bize yalan söylemene gerek yok. Öbür seferinde affetmem." Bana bakakalmıştı. "Ciddiyim Will." Önüne döndü. "Onlara karşı ne yapabiliriz ki. El'e de aynı şeyleri yapıyorlar."

"Biz de aynı şeyleri onlara yaparız."

"Onlar güçlü, biz sadece eziğiz."

"Umrumda değil, sen dayak yiyorsan ben de yerim." Gözlerimiz buluştu. "Anlıyor musun?" Başıyla onayladı. "Sen benim arkadaşımsın, sana asla zarar gelmesine izin vermem." Gülümsediğinde başını öne eğdi. "Ne oldu?"

"Kimse bu kadar düşünmemişti beni, en azından ailem dışında." Gülerek masada ki elini tuttum. "Ben her zaman burdayım. Dayak yersek birlikte yiyeceğiz, delirirsek birlikte delireceğiz."

"Hopp, hayırdır?" Eddie ve diğerleri masaya oturdu. "İki dakika yalnız bırakmaya gelinmiyor."

"Kesin sesinizi, bir şey olduğu yok." Güldüler. "Emin miyiz?" Kaşlarımı çattım. "Vovovovo, sakin." Will'e bakmak için başımı çevirdiğimde utançtan yemeğine bakıyor, kulakları ve kendisi kızarmış haldeydi. "Aptalsınız." Agresifçe yemeğimi yemeğe başladım. "Hadi ama sadece bir şakaydı, bu kadar alınacak kadar gay misiniz?"

"Eddie!" Elinde ki fındığı bana fırlattı. "Ne diyon len?" İçeri giren El'i gördüğümde gülümsedim.
"Mike'ın gay olduğunu düşünmüyorum. Baksanıza!" Gülümsememi bozdum ve onlara döndüm. "Taşşak geçmeye devam mı edeceksiniz yoksa ben kalkayım mı?"

"Şaka yapıyoruz."

"Yapmay-" Benim yerime Will'in aniden kalkıp çıktığını gördüm. "Gördünüz mü?" Ayağa kalkıp peşinden gittim. Yakaladığımda birlikte dışarı çıktık. "Onlara takılma bu kadar. Hep böyledirler. Eğleniyoruz işte. Sorun yok değil mi?"

"Hayır, sadece hava almak istedim."

"Çok kızardın, doğal hakkın."

"Gerçekten mi?" Başımla onaylayıp kulaklarını gösterdim. "Kulaklarına kadar kızarmışsın." Güldüm. Elleriyle kulaklarını kapattı. "Kusura bakma."

"Sorun değil." Ellerini tutup indirdim ve kendiminkilerini kulaklarına koydum. "Sıcacık hahaha." Daha da sıcaklaştılar. "Artık içeri geçelim." Elimi ittirip ayağa kalktı. "Teneffüs bitmek üzere." Başımla onayladım ve kalktık.

ree // byler (1986)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin