BÖLÜM-14

111 107 27
                                    

Dolu kadehin en acı yudumudur anımsamak.

Güven neydi bizim için ? Bir insana bütün duvarlarını indirmek mi , o ne derse desin inanmak mı ya da sorgulamadan sırtını yaslamak mıydı?
Cevabını bilmiyordum kesin bir cevap varmı onu da bilmiyordum. Olsada neye göre kime göreydi cevabı .

"İz hadi geç kalacağız ." Yine kendi hayal dünyamdan Esirin sesi ile çıktım.

"Geliyorum hazırım." Esirin yüzünde hüzün vardı yine kahvaltıda hiç bir şey yememişti bile.

"Esir bir şeyler de yemedin sabahtan beri kendinde değilsin yine ."

Arabaya binerken yüzüme bakıp naif bir tebessüm etmekle yetindi .

Benim güvenme şeklim duvarlarımı indirmekti sanırım . Bugün onu Yağızın yanına götürecektim söylemediğim için hayatıma dair bir şey bilmiyordu , anlatırdım belki neler yaşadığımı. Onunla her şeyimi paylaşmak istiyordum.

"Süpriz dedin ama sabahtan beri yüzünün haline bakar mısın nereye gidiyoruz ?"

"İz oraya gittiğimizde sende anlayacaksın. "
Sessiz kalmayı tercih ettim yolculuk boyuncada hiç konuşmadık.

Ankaraya nihayet gelmiştik bu şehir beni boğuyordu geçmişin ağır yükü içimde bir
yerde bir sızı olarak kalmıştı bu şehir .

"Hadi gidelim." Diyerek elimi tuttu.
Sonra ise " Sen beni kiminle tanıştıracaktın?" dedi yüz ifadesinden de belliydi bir hayli merak ettiği .

"Kardeşimle " deyince Esir öylece kaldı .

İçimdeki his o kadar berbat bir histi ki tarif edemedim . Bir anda nedenini bilmesem de kalbim sıkışmıştı .

"Esir neler oluyor artık garip davranmayı bırakacak mısın?" Diyerek çıkıştım .

"Haklısın biraz garip oldu bugün." Fark edebilmesi daha garip olmuştu .

"Kardeşin olduğunu bilmiyordum ." Dedi
Ecemin öz kardeşim olmadığını biliyordu Ecem küçükken yengem ve amcam vefat ettiği için bizimle kalıyordu çocukluğumuz hep birlikte geçmişti.

Çocukluk anılarımız aklıma doluştu. Ne kadar güzeldi keşke hep çocuk kalsaydık sürekli düşerdim ben. Oyun oynarken çoğu kez dizim yada kolumu bir yere çarpardı fark etmezdim bile, gece yatarken hissederdim acısını. Yinede oyun oynamaktan hiç vazgeçmezdim bir keresinde ise ağaçtan düşmüştüm dizim çok büyük yara olmuştu kabuk bağlar bağlamaz yine devam etmiştim ağaçta oynamaya.
Çocuk dünyasında oyuna o kadar güzel kapılırdık ki canımız umrumuzda bile olmazdı. Sanırım aşkta olduğu gibiydi.

"İz"

"Aa ben dalmışım bir an, onu söylemedim tanışırken bahsederim diye ."

"Ve şuan tanışacağız."

"Evet "

"Tamamdır nereye gidiyoruz?"

"Mezarlığa."dedim

Dönüp gözlerime baktı yine o acı çeken bakıştı.
Her defasında içime yangını bırakıp herşeyi yakıp kül eden bakıştı bu bakış .

Mezarlığın önüne geldiğimizde ellerimi tuttu güç vermek istercesine sonra içeriye girdik.

"Bende seni buraya getirecektim. "

"Nasıl yani ?"

"Benim de küçüğüm burada seni yanına getirmek istedim. " söylediği şeyle boğazım düğüm düğüm oldu. Bu kadarı bana da fazlaydı onca şeye tanıklık etmiş olan bana bile fazla gelirken onu düşünemedim .
Küçücük bedeni soğukta yatıyordu ve o hiç bir şey yapamıyordu. Gözlerindeki acı o kadar derindi ki her ne kadar asla sarılamamış, ona hiç dokunamamış olsada saf sevgisi kalbinin en derin ve en özel yerindeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HİSLER  MEZARLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin