UNUTMAK AKIL MESELESİ DEĞİL HER ŞEY YÜREKTE BİTER...
Unutmak diye bir şey yok aslında vazgeçeriz ve adına unutmak deriz . Hayatımıza öylesine girmiş bir insanı bile unutamazken hayatım dediğimiz, hayatımızın merkezi yaptığımız ,kim varsa unutamayız. Kalbimizde yara olarak kalmış, kabuk bağlasa bile arada bir yaranın kabuğunu yüreğimizde hissettiğimiz birisini ,rastgele kenara atamayız sadece başka maceralarda heveslerde kendimizi kandırırız . Bazen ise vazgeçeriz, sevilmediğimizden değil yorulduğumuzdan . Belkide kırılmaktan, incinmekten, içimizde bir parça umut kalmadığından ya da umursanmamaktan sıkılırız ama unutamayız .
Arkamdan dokunan eli ensemde hissetmemle bütün bedenimi daha çok korku sarmıştı nefes nefese kalmıştım ,daha ne kadar korkabilirdim ya da ne kadar heyecanlanabilirdim bilmiyordum.
Uyandığımda su içinde kalmıştım birisi sürekli rüyamda elini uzatıyordu ,bana yardım edeceğini söyleyip duruyordu. Kafamın içindeki seneryoları durdurmak için her şeyi yaparım yeter ki bitsin şu işkence. Kafamdaki ağrı ile bir bardak su içip banyoya girdim ve suyu açtım .
Ilık su ile yarım saatlik bir banyonun ardından havluya sarılarak aynanın karşısına geçtim ve bu aynadaki yabancıya baktım o kadar aynılaşmıştım ki. Herkesleşmiştim yıllardır boyamadığım için akan mavi saç rengimin yerine gelen simsiyah doğal saçlarım. Kazadan sonra çıkarılan piercingler sahi ne kadarda yabancıydım kendime.Banyodan çıktım ve yatak odasına geçtim üzerimi giyinirken
aynada tekrar o anlamının ne olduğunu bilmedigim kime ne zaman yaptırdığımı hatırlamadığım dövmeyi gördüm.Sırtımda bir dövme vardı, dövmedeki resimde; gözün içine esir edilmiş bir kız ,kızın boynunda zincir vardı. Kazadan yaklaşık bir yıl öncesini hatırlamamam normal olduğu için beklemem lazımmış. Kafamdaki onca deli sorudan sonra. Kendi hayatımda bilmediğim, hakim olamadığım bir dönemin olması çok can sıkıcıydı. Bir insan nasıl sakin kalabilirdiki böyle bir durumda ne yapmam gerekirdi ? Susup hatırlamayı beklemek mi yoksa gördüğüm her insana delice sorular sorup cevap aramak mı ? Hoş sorsamda doğru dürüst cevap veren yoktu.
Delirmeden bu işi halletmem lazımdı.Aklımdaki sorularla kalan uykuma devam etmek için üzerime rahat bir eşofman ve tişört giydim. Saçlarımı özenle taradıktan sonra ördüm. Dışarıya çıkarken saçlarımı örmezdim aslında ilk defa örüyorum saçlarımı. Birisi duysa gülerdi küçükken hiç mi annene ördürmedin ? Diye ama evet, benim saçlarımı hiç örmezdi okşamazdı bile.
Yatağıma uzandım o sırada telefonun sesini işittim "Efendim." Arayan babamdı.
"İz nasılsın kızım?"
Hastaneden çıktıktan sonra beni bir kez bile aramayan ,sormayan babamın aklına şimdi düşmüştüm .
"Bugün misafirlerimiz var, iş ortağım ve ailesi sana geçmiş olsun yemeğine gelecekler. " Arama nedeni belli oldu .
"Oraya gelmek zorunda mıyım?"
"Sadece gelmeni rica ettim. "
"Bakarım işim olmazsa. "
"Senin için geliyorlar. "
"Gelmelerini ben söylemedim. "
"Baban olarak bir kez daha rica ediyorum. "
Söylediği kelime ile duraklarım kıvrıldı. Baban olarak dedi bir kez babalık etmemiş olması da ayrı olay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSLER MEZARLIĞI
RomantikKadın son kez doya doya baktı o hasret kalacağı harelere. Biliyordu asırlarca baksa bile doyamayacaktı. Ruhuna işlemek böyle bir şeydi. Adam kaybedeceği kadını son bir kez tutmak istedi kendinde . Oysa ki hep tutuyordu tutarken de acıtıp, kanatıyor...