“Anneciğim, keşke hiç doğmasaymışım.”
🌧️
"Babasının ölümüne sebep olmuş..."
Genç kız her şeyden habersiz, kendi boşluğunda çırpınırken; arkadaşlarının yanında öylece oturuyordu. Ne kendisine delicesine merak duyup ilgi besleyen adamdan haberdi, ne de yanında konuşup gülüşen arkadaşlarının ne hakkında konuştuklarından. Kendi varlığından bile bir haberdi.
"Mahperi?" Yanındaki arkadaşı Roza'nın onu dürtmesiyle sakince kafasını kaldırıp yeşil gözlerine baktı. "Seslendim kaç kere. İyi misin sen?" Arkadaşı onun konuşmayacağını bilerek sorular sorup şansını deniyordu. Asla vazgeçmeyen bir yapıya sahipti. Seviyordu onu her şeye rağmen.
Kafasını salladı genç kız. İyi değildi biliyordu bunu, hatta kötü de değildi; boşluktaydı, sadece boşluk vardı içerisinde.
Burada bulunmak istemiyordu. Ama babasına söz vermişti, okuyacaktı. Eğer bir sene daha dondurursa okulunu, devam edemeyecekti; biliyordu bunu. Annesi ise artık bir yerden başlaması gerektiğinin bilincindeydi ve genç kızı ikna etmişti derslerine devam etmesi için.
Dizlerini kendisine sanki mümkünmüş gibi daha çok çekti ve çenesini diz kapaklarının üzerine yerleştirdi. "Ders başlayacak 10 dakikaya kadar. Gidelim mi istersen?" diye yumuşak sesiyle sordu, Elisa. İnsanlara karşı olan sertliğini ona karşı yumuşatması oldukça hoştu.
"Bence de gidelim. Can hoca seni sorup duruyor kaç zamandır. Yanına gidelim de görsün seni." diye Elisa'ya katıldı Duygu. Mahperi usulca kafasını sallayıp ayaklandı. Hareketleri yavaş ve narindi. Biri dokunsa kırılacak gibiydi. Biraz da ruh gibi duruyordu.
Üç adamın onları izlediğinden habersiz kampüslerine doğru ilerlediler. Arkadaşları, genç kızın etrafını sarmış her an gelecek olan bir atağa karşı koruyacak pozisyonu almışlardı.
Rüzgar "Garip..." diye mırıldandı. "Sanki daha farklı bir şeyler var gibi geliyor bana."
Genç adam, hâlâ kızın arkasından bakıyordu dalgınca. Evet... dedi içinden. Daha farklı bir şeyler var. Hissediyorum.
"Ders başlayacak biz de gidelim artık." Diğerleri de onaylayınca hep birlikte kalkıp kendi kampüslerine doğru yürüdüler
🌧️
Sınıflarına vardıklarında Can hoca da tam o sırada yanlarından geçiyordu. Kızlar hemen hocayı durdurup muhabbet etmeye başladılar. Mahperi bir köşede durmuş sadece bekliyordu, bakışları onlarda bile değildi. Tam o sırada Can hocanın bakışları Mahperi'ye çarptı. Önce kaşları çatıldı, tanıyamadı sanki genç kızı, ardından gözlerini kıstı.
Birkaç saniye geçmeden tanımıştı Mahperi'yi. O pozitif enerji saçan, bir ışık gibi parıldayan eski Mahperi'yle arasındaki dağlar kadar fark görülmeyecek ve hissedilmeyecek gibi değildi. Kaşları havaya kalktı, dudakları aralandı. Şoka girmiş gibiydi. Dudaklarından "Mahperi..." diye cılız bir fısıltı çıktı.