Bir haykırış, acı dolu iki kalp ve ölüm

38 4 2
                                    

Melek ve Şeytan, bir gün aşık oldu. Yakalanmamak için bolca çaba harcadılar ama şans onlardan yana olmadı.

Melek yanındaki adamlar onu idam sehpasına yatırırken kafasını kaldırdı ve güneş ışığıyla parlayan kılıca baktı. Kızıl saçları darmadağındı, gözlerinin altı uykusuzluktan morarmıştı ve bembeyaz teni kirlenmişti. Ama önemsemiyordu. Aşk için ölmek, onun için şeref dolu bir şeydi. Bu aşk, bir şeytana karşı olsa bile.

Onun ırkında şeytanlar sadece öldürülebilecek yaratıklardı. Gerisi yoktu. Onlara karşı en ufak ilgi bile, ölümle cezalandırılırdı.

Karen bunu elbette biliyordu. Beynini dinlemeye, şeytandan uzaklaşmaya çalışmıştı ama sonunda kalbi galip gelmişti.

Chris'i idam sehpasının önünde, kanatları bağlı ve diz çöktürülmüş halde tutuyorlardı. Aynı melek sevgilisi gibiydi. Siyah gözlerindeki acı, herhangi bir insanı ağlatmaya yeterdi. Onun cezası da buydu, aşık olduğu kadının ölümünü izlemek.

Karen, boynunu tahtaya koydu. Kaba saba, asla dövüşemeyeceği adamlar başını bastırırken kalabalıkta gözlerini gezdirdi. İçleri zalimlik dolu Melekler toplanmıştı meydanda. ''Öldür! Öldür!'' diye bağırarak ritim tutuyor, sabırsızlıkla bekliyorlardı. Sonuçta, her gün yaşanmıyordu aynı şey.

En sonunda, kızıl saçlı Melek, sevgilisiyle göz göze gelebildi. Ağladığını görünce içine bir şeyler cız etti. Daha önce hiç böyle görmemişti onu. Hafifçe gülümsedi. Dudakları, seni seviyorum der gibi bükülmüştü. Kafasında Şeytanın ona gizlice buluştuklarında söylediği ninni sürekli ve sürekli tekrarlanıyordu.

''Ve seni öpeceğim, karanlık bir gecede,

Ruhumu aydınlatacak dudakların.''

Bu sırada onu tutanlar kanatlarını sanki koparmak istercesine çekti. Yüzündeki gülümseme ve huzurlu ifade anında kayboldu, yerine acı çeken gözler geldi.

Şeytanın ağzından bir haykırış yükseldi. Debelendi kanatlarını kurtarmak için. Başaramadı. Vücudu bir hıçkırıkla sarsıldı. Aklından geçen tek düşünce, ''Onun yerine beni alın!'' oldu.

Karen, Chris'in bağırışını duyunca gözlerini yumdu sımsıkı. Elleri bağlı olmasa, kulaklarını da kapatırdı. Dayanabileceği gibi değildi.

''Gözlerin gözlerimde iken ve ben saçlarını okşarken,

Her zaman kalbim senin için atıyor olacak.''

Aklından hızla anılar geçmeye başladı. İçini mutlulukla dolduran hatıralar. Tapınağa kaçmaları, Chris'in önce dudaklarını, sonra boynunu öpmesi, fısıldaşmaları, aşk sözcükleri, sarılmalar, sevişmeler, birbirlerine kahkahalar atarak yemek yedirmeleri ve birçok şey daha. Hepsi, kısa süren bir peri masalından ibaretti.

Tekrar göze göze geldiler. İkisi de aynı şeyleri düşünüyorlar gibiydi. Yaşlar, yanaklarını ıslatıyor ve yere damlalar halinde düşüyorlardı.

Kalabalık sabırsızlanmıştı. Cellatlar da daha fazla beklemek istemediler. İpi çekti birisi.

Kılıç, son hızla düştü.

Bir kadın, bir de erkek çığlığı yükseldi.

Dehşet doldu bazıları, diğerleri ise memnundu.

Melek, bir saniyeliğine parçalanan etini hissetti. Acı sadece bir anlıktı. Ruhu, mavi bir ışık hüzmesi halinde rüzgarda kaybolup gitti.

''Ve sen öldüğünde, ruhun beni terk ettiğinde,

Kalbim bir daha asla atamayacak.''

Şeytan, intikam alma isteğiyle bağırıyor, debelenerek kurtulmaya çabalıyordu ama kaçması neredeyse imkansızdı. Hem, onunda sonu yaklaşmıştı.

Ve böylece aşkları, hiçbir zaman kavuşamadıkları, kırık kalplerle dolu mutsuz bir sonla bitti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şeytan'ın NinnisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin