Three

43 7 4
                                    

Sabahın erken saatlerinde Jungkook uyandığında Namjoon çoktan uyanmış masaya bir şeyler diziyordu. Jungkook yardım etmek istemişsede sadece öylece oturmuş ve onu izlemişti. Kapı sesi evde yankılandığında Jungkook öylece oturmaya devam ediyordu.

Seokjin'in işe gitmesi gerektiğinden ve Taehyung evde tek kalmak istemediğinden sabah işe giderken onu tekrar Namjoon'un evine bırakmıştı.

Kahvaltı masası sessizdi.

Kimse tek kelime etmiyor hatta, Jungkook'a sorarsanız, nefes dahi almıyordu.

Çoğu kişi bunun rahatsız edici olduğunu düşünebilir. Fakat eğer düşünecek çok şeyiniz varsa tam olarak aradığınız ortam bu olacaktır.

Jungkook kafasında boşanma ayrıntılarını tartarken, söz konusu ayrıntılar babasının öfke krizlerini savuşturmakdan oluşuyordu genel olarak, Taehyung ise Jungkook'u hangi yöntemlerle daha rahat öldürebileceğini düşünüyordu.

Her zamanki gibi yine en mantıklı hareket etmeye yatkın kişi Namjoon'du: Jungkook'un yaptığı şeyin yanlış olduğunu biliyordu ve Taehyung'a hak veriyordu kendisinin kız kardeşi olsa kesinlikle cinayet işleyebilirdi.
Fakat o Jungkook'u en iyi tanıyan kişiydi, Jungkook'un pişman olduğunu gözlerinden bile anlayabiliyordu. Jungkook hatasını düzeltmek için uğraşıyordu ve Namjoon buna kesinlikle saygı duyuyordu. Çoğu insan(!) Kesinlikle Jungkook'un yaptığını yapmazdı, hatasını kabulenmez, düzeltmek için çaba sarfetmezdi.

Jungkook'un zil sesi ortamdaki sessizligi adeta delip geçtiğinde içinden sert bir küfür geçirdi.

Arayan kişi bay Jeon olmalıydı. Jungkook telefona bakmak istemedi, babasını neler saçmalıyacağını biliyordu. O an için istediği tek şey kendini yüksek bir tepenin üzerinden aşağıya bırakmak, bedenini rüzgarda özgürleştirmekti.

Namjoon'un sanki Jungkook'un düşüncelerini biliyormuşcasına telefonu yavaşça alıp kim olduğuna dahi bakmadan kökünden kapatmasıyla ortam yeniden sessizleşti.

"Eee?!" Diye lafı ortaya attı Taehyung, artık sıkılmaya başlamıştı ve bir an önce ne olacaksa olsun istiyordu.

Jungkook süresini uzatmak için çatala doladığı rameni yavaşça ağzına götürdü ve ağır ağır çiğnemeye başladı, bunun ona ne kadar zaman kazandıracağı bir muamaydı tabi ki.
Sertçe yutkunarak kendisini izleyen ikiliye baktı.

"Bilmiyorum" dedi kısaca.

Fakat ikili bu cevaptan tatmin olmuş durmuyordu.

" Daha önce de dediğim gibi ilk olarak bir avukata ihtiyacım var, babamın avukatları çok güçlü öylesine bir avukat asla davayı alamaz,
Bana güçlü biri gerekiyor.."

Biraz duraksadı, bakışlarını Namjoon'dan tarafa çevirdi.

" Bu yüzden senin yardımın gerekiyor hyung, senin bir çok yerde bir çok tanıdığın var, bana yardım edemez misin?"

Namjoon elini çenesinin altına koyarak bir süre bekledi, kafasında bir şeyler tartıyor olmalıydı,
Jungkook sabırsızca bekledi.

"Var" dedi Namjoon bir anda.
"Var, fakat sana yardımcı olacağını pek düşünmüyorum. Her davayı kabul eden birisi değildir. Senin karına şiddet uygulayan bir dangalak olduğunu söyleyerek seni red edecektir muhtemelen. Yine de konuşmayı denerim istersen"

Ve sonrasında önündeki yemeğe geri döndü kayıtsızca.

Jungkook elleriyle yüzünü sıvazladı. Bu işin bu kadar uzun sürmesi çok saçmaydı. Kocasının şiddet uyguladığı bir kadın boşanmak için bu kadar uğraşmalımıydı yani?

TROUVAILLE / JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin