Elinde bavulu ile boş sokaklarda dolanıp duruyordu Jungkook, arabayı almamıştı çünkü bu evlilik bittiğinde biliyordu ki babası için de kendisi bitecekdi.
En geç yarın öğleden sonra boşanmak istediğini öğrenir, öğrendiğinde tüm kredi kartlarını kapatır ve elindeki herşeyi almak için adamlarını yollardı.
Bu yüzden yapması gereken ilk şey o kartlarını kapattırmadan önce bu gibi durumlar için gizlice açmış olduğu hesabına yüklü bir miktar para göndermek olacaktı.Caddelerde gezinmeyı bırakıp sonunda tek katlı geniş bahçeli eve ulaştığında eli kapıda bir süre bekledi.
Küçük tek katlı bir ev olmasına rağmen arka tarafında kocaman bir bahçesi vardı. Dış cephesi tamamen krem rengine boyanmış evin duvarlarından sarmaşıklar sarkıyor, evin estetik havasına doğallık katıyordu. Ön kapısından evin arka tarafına doğru bakmak istense bile kocaman ağaçlardan hiç bir şey gözükmüyordu.
Jungkook burada olmayı özlediğini düşündü.
Sonunda düşüncelerinde boğulmayı kesip zili çaldı.
Kapı çok geçmeden açıldığında içeriden dağınık saçları ile Namjoon çıktı. Karşında görmeyi beklemediği Jungkook onun şaşırmasına yol açarken, Jungkook içten bir gülümseme sundu karşındaki gence.Jungkook evlendiğinden beri birbirlerini hiç görmemişler hatta hiç konuşmamışlardı bile.
Sonunda Jungkook orada dikilmekden sıkılıp konuştuğunda Namjoon da kendine gelmişti
"Beni içeri almak istemiyor musun hyung?"
Namjoon daha yeni aklına gelmiş gibi yavaşça elini alnına vurarak kenara çekildi.Genç bavulunu sürükleyerek içeriye geçti.
Tabi salonda görmeyi beklediği manzara koltukta bacaklarını sonuna kadar açarak baksır ile oturan bir Taehyung asla değildi.Gözlerini kocaman açarak döndü Namjoon'a
Namjoon yanlış anlaşılmanın telaşı ile hızlıca ellerini iki yana salladı.
" Öyle değil yanlış anlama. Tae sadece-"
Taehyung oturduğu yerde duruşunu dikleştirirken kesti Namjoon'un sözünü." Neden ona açıklama yapıyorsun ki? Yanlış anlayacağı bir durum yok ortada. Kaldı ki olsa bile bu onu ilgilendirmez?"
Jungkook içindeki sinir bozucu hisle tek kaşını kaldırdı Taehyung'a, karşısındaki çocuk pek etkilenmiş gibi görünmüyordu."Saçmalama Taehyung. Kook boş ver onu her zamanki Tae işte lütfen otur."
Jungkook koltuklardan birine oturduğunda Namjoon tekrar bakışlarını Taehyung'a yöneltmişti.
"Sen de git üstüne bir şey giy." Taehyung uflayarak Jungkook'un ezbere bildiği yatak odasına doğru yöneldi.Dört yıl geçmesine rağmen hiç bir şey değişmemişti ve bu Jungkook'un içinde bir burukluk bırakıyordu.
...
Beş dakika sonra Taehyung tekrar odaya girdiğinde sonunda konuşmaya başladı Jungkook.
Ona kalsa hiç bir şey anlatmadan, kıpırdamadan, yemeden, içmeden sonunda kuruyup kendisinden hiç bir şey kalmayana dek o koltukda öylece can vermek isterdi.
Fakat arkadaşlarının bir açıklamaya ihtiyaçlarının olduğunun da farkındaydı.
Taehyung'dan yana bakarken sertçe yutkundu. Anlatacaklarından sonra evden kovulmamayı dileyerek kendini koltukta köşeye yapıştırdı."Ben" dedi gözlerini kısa bir süre Taehyung'dan tarafa çevirip tekrar önüne dönerken.
"Ben Mina'dan boşanmaya karar verdim."Ortamın sensizliği onu tedirgin ediyordu, kafasını toplamak için sahteden iki kere öksürdü.
Namjoon onun zor durumunun farkına varmış olmasına rağmen elinden bir şey gelmiyordu önce meselenin ne olduğunu bilmesi gerekiyordu.
"Neden aniden böyle bir karar verdiniz?" Belki de bu Jungkook'u konuşmaya teşvik ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TROUVAILLE / Jikook
FanficTROUVAİLLE ~ Şans eseri, tesadüfen çok güzel bir şey keşfetmek anlamına gelir . . Şiddet uyguladığı eşinden ayrılmak isteyen Jungkook şans eseri hayatının aşkını bulur...