✨6 AY SONRA✨
"Günaydın."
Ben daha gözlerimi açmadan uyandığımı anlamasına bayılıyordum. "Günaydın." diye mırıldandım gerinirken. "Saat kaç?"
"Sekize geliyor."
"Geç kalıyorum." diye homurdandım. Sızlanmama rağmen hiçbir şey yapmamam onu güldürdü. Kafamı yan çevirip onu izlemeye başladım. O da yan yatmış beni izliyordu. Aylardır her sabah bu manzaraya uyanıyor olsam da bir türlü alışamıyordum.
"Cuma çocukların maçı var." dedim parmağımla çıplak göğsünde daireler çizerken. Okulda lakros takımı yoktu, Scott ve Isaac de basketbol takımına katılmışlardı. Çok sık oynamadıkları bir oyunda bile kısa sürede en iyiler haline gelmiş olduklarını söylememe gerek yoktu heralde.
"Gelirim." dedi beni belimden tutup kendine çekerken. Sıcaklığının beni mayıştırmasını engellemem çok zordu, zaten uyanmış sayılmazdım.
"Hannah seninle tanışmayı çok istiyor bu arada." dedim beynimi uyanık tutmak için. Hannah projemizi yürüten profesörlerden birisiydi ve Derek'e gerçek anlamda büyük bir hayranlık duyuyordu. "Mavi gözlerin, bir süre alfa olup şu an beta olman ve özellikle doğuştan kurtadam olman onu resmen mahvediyor." Köpek dişlerini göstererek genişçe gülümsedi. Bu sefer ikna olduğunu düşünüyordum ama yine red yedim. Gülümsemesini bozmadan kafasını iki yana salladı.
Bütün sürüyü genetiklerini ve doğalarını iyice anlamak için sık sık testlere sokuyorlardı ve bu Derek'in hiç hoşuna gitmiyordu. Onlar için kobaydan ibaret olduğumuzu düşünüyordu. Uzaktan bakılınca öyle göründüğünü anlayabiliyordum ama durum cidden öyle değildi. Bizden sorumlu dört profesör ve beş asistanın hepsinden çok daha fazla şey biliyorduk. Sadece bu bile bizi çok kıymetli bir hale getiriyordu. Resmen ağzımızın içine bakıyorlardı. Süper kahraman filmlerindeki gibi kullanılmıyorduk yani. Aksine sürüdekilere güçlerini daha verimli kullanmak ve kendilerine daha çok hakim olabilmek gibi önemli şeyler öğretiyorlardı. Karşılıklı güven rahat hissettiriyordu. Burada oldukları için mutluydum.
Derek ise bütün bunlara karşıydı. Ona göre her şeyi kendi kendine öğrenebilirdin ve sürüde olanlar sadece sürüyü ilgilendirirdi.
"Testlere katılmanı istemiyorum Derek." dedim son kez şansımı deneyerek. "Birisinin seni incelemeye çalıştığını hayal bile edemiyorum zaten. Seninle sadece sohbet etmek istiyor."
"Ben sohbet etmem."
"Derek."
Oflayıp beni altına aldı. Kafasını boynuma gömerken "Tamam." diye homurdandı. "Zaten seni her almaya gelişimde camdan gizli gizli izlemeye çalışmasından iyice rahatsız olmaya başlamıştım."
Gülümseyip çıplak omzuna uzun bir öpücük kondurdum. "Yarın Liam gelecek, unutma." dedim sevinçle. Sömestr tatilinin bir kısmını yanımızda geçirmeye karar vermişti ki Derek bundan da hiç hoşlanmıyordu.
"O küçük baş belası niye bizde kalmak zorunda?" diye sızlandı. Konuştukça boynuma vuran sıcak nefesi içimi gıdıklarken "Çünkü ben çağırdım." diye yanıtladım onu. Bir şeyler homurdanmasına rağmen karşı çıkmadı.
Belimdeki eli yavaşça baldırıma inerken omzundan ittirip sırtüstü yatağa düşmesini sağladım. Bacağımı üstüne atarak kendimi kucağına konumlandırdığımda yüzünü yaramaz bir gülümseme kapladı. Eğilip dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. "Böyle uslu olduğun için," diye mırıldandım çenesinden aşağı doğru öpücüklerimle ıslak bir yol çizerken. "Güzel bir ödülü hak ettin."
Baksırını dişlerimle çekip indirirken kafasını geriye atıp inledi. Birkaç saniyeliğine geri çekilip dünyanın en güzel görüntüsünü izledim. Onu böyle görmek her seferinde beni mahvediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't leave me | sterek
Fanfiction|tamamlandı| hayalini kurmaya bile cesaret edemedim ama belki sen de beni severdin.