Aile kavramı neydi sizin için? Bağzı kişilerin ailesi arkadaşlarıydı, bağzılarının ise sadece bir kişiden oluşuyordu.
Aile kavramı ne demek tam olarak bilmiyordum ama eskiden benimde çok güzel bir ailem vardı. Bir annem vardı, bir babam vardı. Ve en önemlisi beni bu hayatta gerçekten anlayan bir ablam vardı.
Ailem varlıklı bir aileydi. Annem moda dergilerinin yüzüydü ayrıca çok güzel ve başarılıydı. Babam ise klasik iş adamlarından biriydi. En azından o zamanlar ben öyle sanıyordum.
Ablam ise benden dört yaş büyüktü. Annemin zoruyla, oda dergilerin yüzü olmak zorunda kaldı. Asıl istediği şey çok ünlü bir psikolog olmaktı. Tabi bunu sadece ben biliyordum.
-⏳ 2 yıl önce.
"Abla! Kıpırdama"
"Hadi ama elzem, kaç saatir burada öylece duruyorum daha bitiremedinmi?"
"Az kaldı abla. O gıcık burnunu çizmekte zorlanıyorum bekle biraz daha!"
Ablamın portresini yapıyordum ve sonunda bitirmiştim. Son dokunuşuda yaptıktan sonra tam portreyi ona gösterecektim ki kapı aniden açıldı.
"Ne yapıyorsun sen burada? Aşağıda bir ton insan dergi çekimleri için seni bekliyor, hemen aşağı in izel!"
Annem odaya girip, çatık kaşlarla ablama bakıyordu.
"Özür dilerim anne. Hemen iniyorum"
Ablam odadan çıktıktan sonra annem bana döndü ve alay dolu bir ifadeyle konuşmaya başladı.
"Genemi ablanın resmini çiziyorsun?"
Yanıma yaklaştı ve tuvale baktı.
"Hiçbir zaman çizdiklerini sergileyemeyeceksin elzem. Hiçbir zaman onun yüzünü tam olarak çizemeyeceksin"
Çatık kaşlarla anneme döndüm.
"Neden anne? Kendi sergimi açmak istiyorum ama sergimde sadece ablamın resimleri olsun istiyorum"
"Neden ablana bu kadar takıntılısın elzem? Her defasında senin yüzünden dergi çekimlerine geç kalıyor!"
"Ben onu seviyorum anne. Beni anlayan tek kişi o siyahla beyazın sadece siyahla beyaz olmadığını benimle anlayan tek kişi o"
Karşımdaki kadın bir anda gülmeye başladı.
"Senin gibi tuaf bir çocuk doğurduğuma inanamıyorum elzem. Yaşıtların şu anda çok işler başarıyor ama sen bu aptal odandan dışarı çıkmıyorsun. Ailemizin yüz karasısın"
Elimdeki fırçayı alıp ortadan kırdı ve odamın bir köşesine attı. Daha sonra tuvali alıp kapıya doğru yürüdü.
"Acınası bir durumun var elzem. Tüm gün bu zavallı odada napıyorsun bilmiyorum ama biraz ablandan örnek al"
Herkes odamdan dışarıyı çıkmıyorum diye şikayetciydi oysa ki kimse babamın odamdan çıkmamı yasakladığını bilmiyordu.
~⏳ Şimdiki zaman.
Hiçbir amacadım yokmuş gibi hissediyordum. Sanki, sanki bu hayatı boşa yaşıyordum. Oysaki benim yapmak istediğim bir çok şey vardı.
"Kahvaltı saati!!"
Yatağımda oturmuş boş gözlerle tavana bakıyordum. Duyduğum sesle hiç istifimi bozmadan tavana bakmaya devam ettim. Bir süre sonra kapı açıldı ve içeri birisi girdi.
"Elzem?"
Tanıdık sesle aniden ayağa kalktım ve gözlerimi gelen kişiye çevirdim.
"Doktor? Ne işin var burada"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzur ile Vahşet
General Fiction"Beraber iyleştiririz ruhunu, beraber insanlaştırırız kalbini" dedi genç adam sevdiği kadına. Kadın bir süre karşısında duran adama baktı haykırmak istiyordu. "İyleşemeyecek kadar vahşete bulandı benim ruhum ve kalbim" demek istedi ama diyemedi. Se...