V

550 62 25
                                    

Belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla.

Stefan Zweig

*

Hayatımı bir tiyatroya benzetirdim.Sahne önünde her şey kusursuz şekilde sergilenirken perde arkasında yaşananlar acı bir trajediden ibaretti.Kimse sahte tebessümlerinin arkasına sığındığımı bilemezlerdi.Dışarıdan güçlü,sarsılmaz gibi dursam da aslında içimde sürekli ağlayan küçük bir kız çocuğu vardı.Onu susturmayı ve sevindirmeyi hiçbir zaman başaramamıştım.İhtiyacı olan sadece sırtını yaslayacak biri,korktuğunda sığınacağı limandı.

Gözlerimdeki parıltılar insanları kandırsa bile aynada gördüğüm yansımayı kandıramazdım.Harabeden farksızdım.Bıçak yaralarından oluk oluk akan kanlar uğradığım ihanetlerin hediyesiydi sanki.Ne şifa olmuşlardı bana ne de yanımda durmuşlardı.Bunları yaşamış biri nasıl içten gülmeyi başarabilirdi?

Kızgınlıklar gelip geçiciydi.Bir gün iki gün kızarsın ama bir vakit sonra söner giderdi.Fakat kırgınlıklar ömür boyu sırtında yük olarak kalmaya devam ederdi.

Hissettiğim bu kırgınlıkların ağırlığı altında eziliyordum.Sözlerin hiç bu kadar keskin olduğuna şahit olmamıştım.Ağzından çıkan her sözcük hançer gibi kalbime saplanmıştı.Saplanan hançerin zehiri kanımda dolaşırken ölümü hissediyordum.İlk kez beni iyileştiren sevginin artık yaraladığına şahit oluyordum.Fakat vazgeçecek kadar ne gücüm vardı ne de isteğim.Bu aşk geceme güneş olacakken,gündüzüme gece olmuştu.Artık ne bir adım ötesini görebiliyordum ne de gerisini.Tamamen ucu bucağı görünmeyen karanlığa tutsak kalmıştım.Etrafı aydınlatacak ufacık umut bile yoktu.Hepsi birer birer sönmüştü.Boynuma bir ip dolamışlar gibi nefesiz kaldığım vakitler oluyordu.Gözlerim boşlukta gezinirken,ruhum cenazeden farksız sonsuzlukta sallanıyordu.Sanırım incinmekten çok paramparça olmuştum.

*

Elimdeki istifa dilekçesine bakarken sayısız kere okuduğum cümleler artık zihnime kazınmıştı.Kaç hayalle girdiğim şirketten arkama bakmadan kaçıyordum.Buna mecbur kalmıştım.Oysa ben hayatta hep tuttuğunu koparan ve asla pes etmeyen biriydim.Fakat sorulardan ve yaşayacaklarımdan korkuyordum.En çokta gözlerine baktığımda orada nefret göreceğimden korkuyordum.Yarınların onu bana getirmeyeceğini anlamıştım.Bir hışımla başladığım yoldan omuzlarım düşük geri dönüyordum.Geçmişe baktığımda hatırlayacağım tek güzel şey ona olan masum sevgimdi.

Sırtıma esen soğuk rüzgar tüylerimi diken diken yaparken kot ceketime daha çok sarıldım.Havalar artık soğumaya yüz tutarken içimdeki ateşi dindirmeye yeterli değildi.Özgürlüğüne kavuşmuş yapraklar etrafta uçuşuyor,güz havasını hissettiriyordu.Bakışlarım önümdeki koca binada gezinirken zihnimde uçuşan anılara karşı tebessüm ettim.İlk onu gördüğümde nasıl etkilendiğimi anımsadım.Kokusunun beni nasıl mest ettiğini hatırladım.Göz kapaklarım usulca kapanırken önüme gelen sahnelerin film şeridi gibi akmasına izin verdim.

Geçmiş

10 Ağustos 2019

Giydiğim beyaz elbisemi düzeltirken heyecanla titrek nefes aldım.Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor bir yerlere tutunma isteği doğuruyordu.Uzun zamandır bu anı bekliyordum.Uykusuz kaldığım sayısız gecelerden sonra bunu hak ettiğimi düşünüyordum.Çünkü Chatoyant'a girmek için  gecemi gündüzüme katıp çalışmıştım.Bu şirket hayallerimi ve geleceğimi süslüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UlaşılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin