FOREVER

Avustralya, Niall, Akşam yemeği

Yeni yılın ilk sabahında gözlerimizi alarmın sinir eden sesiyle uyandık. Beklediğim gibi başım ağrıyordu. Dün gece çok eğlenmiştik. Yataktan kalktım ve çantamdan iki ağrı kesici buldum birini içtim sonra bardağa tekrar su doldurup diğer hapla beraber Harry'nin yanına gittim

"Sevgilim hadi uyan" dedim

"Iıh başım ağrıyor"

"Sana ağrı kesici getirdim hadi kalk" dedim. Yatakta doğruldu hapı ve suyu elimden aldı ve içti. Bardağı yanındaki sehpaya bıraktı ve beni yanına çekti.

"Günaydın sevgilim" dedi

"Günaydın" dedim bende bir süre sarılıp dün gece hakkında konuştuktan sonra kalktık ve üzerimize daha ince kıyafetler giydik. Buradan kahvaltıdan sonra Avustralya'ya uçuyoruz tekrar konserlere başlıyoruz kısacası. Zayn bizimle orada buluşacak. Giyindikten sonra bavullarımızı toparladık ve bavulları kapının yanına bıraktık. Korumalar bizim için bavullarımızı alacaktı. Restorana girdiğimizde Eleanor ve Louis Niall ile sohbet ediyorlardı.

"Günaydın" dedim

"Günaydın" dedi hepsi. Ben bugün pancake yemeye karar verdim. Siparişlerimiz geldikten sonra Sophialar da bize katıldı. Kahvaltımız bittiğinde beraber minibüse bindik ve havaalanına gitmek için hareket ettik. Arabadaki gırgır şamatadan sonra nihayet gelebilmiştik. hızlıca korumalar eşliğinde arabadan indikten sonra hiç bir hayrana imza vermeden içeri girdik. Pasaport işlemlerimizden sonra jete bindik ve kalkış için beklemeye başladık. Kalktıktan sonra El hariç herkes dünden kalmaydı. Dün gece parti sırasında Zayn'i aramıştım ve konuşmuştum sesi her ne kadar buruk çıksada belli etmemeye çalışıyordu. O da bizim gibi bugün yola çıkacaktı ve orada buluşacaktık. Uçaktaki sakinlik tabiki bizi kastı olur mu bir manyaklık yapacağız değil mi? Uyuyan Niall'ın kafasını tuvalet kağıdıyla sarıp resmini çektiler en sonra Olaya el koydum ve

"Çakma sarışını rahat bırakın bakalım" dedim ve dağıttım. Niall'In yüzündeki kağıtları çıkardım. O sırada gözlerini aralayan Niall bana şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Ne oldu?"

"Yok bir şey bizimkiler seninle uğraşıyorlardı " dedim

"Benim biricik sevgilim seni kurtardı" dedi Harry

"Teşekkürler Summer" dedi. Herkes biraz uyuklamaya kara verdi. Uyandıktan sonra yemeklerimizi yedik. Herkes kendi bölümüne çekilmişti.Biz Harry ile film izliyorduk. Animasyon. İnmemize az kala herkes sevgilisiyle ilgileniyordu. Niall da yastığına sarılmış uyuyordu. İndiğimizde. Havaalanına girdik. Pasaport kontrolden geçtik. Korumalarla beraber havaalanından çıktığımızda yıllardır bu ortamda olsak da o flaşlara alışamamıştık. Minibüse bindiğimizde. Herkes derin bir nefes aldı. Sessiz bir şekilde otele giderken kafam Harry'nin göğsünün üzerindeydi ve kalp atışlarını dinliyordum. Otele geldiğimizde Paul bizim için girişlerimizi yapmıştı direk odalara dağılmıştık. Zayn ile yarın görüşecektik. Odamıza geldiğimizde biz gelmeden önce bırakılan bavulumu açtım ve pijamamı giydim ve tuvalete girdim. İşlerimi hallettikten sonra telefonumu şarja taktım ve yatağa yattım. Jet lag yüzünden hiç bir dengem kalmamıştı. Zaten burada akşam 5ti Harry yanıma geldiğinde pijamalarını giymişti. Yatağa yatıp yorganın içine girdiğinde bana sarıldı ve saçlarıma öpücük kondurdu. Bir süre sonra ikimizde uykuya daldık. Uyandığımızda saat akşam 7'ye geliyordu. Kalktım ve duşa girdim. Üzerimden yorgunluğumu atmak için. Saçlarımı yıkadıktan sonra bornozumu giydim saçlarıma da havluyu sardıktan sonra banyodan çıktım. İyice kurulandıktan sonra iç çamaşırlarımı ve kıyafetlerimi alıp banyoya döndüm. Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımı kuruttum ve şekillendirdim. İşim bittiğinde banyodan çıktım ve Harry'nin üzerine sıçradım.