Aethra | Levi Ackerman

Bölüm 12

Etrafı ağaçlarla çevrili fazla büyük olmayan taşlı göleti inceledim . Sık ağaçlar devlerin girmesini engelleyebilecek kadar büyüktü.

Berrak su içinde yüzen küçük balıkları tamamen görebiliyordum. Yağmur sonrası oluşan güneş tam kafama çarpıyordu. Göletin yanına eğilip başıma su serptim. Yıkanmak istiyordum...

Biraz geride oturan Levi'a döndüm . Etrafı inceliyordu. Ne kadar sakin görünsede içten içe meraklı bir yönü olduğunu biliyordum.

Kirli kıyafetlerimi çıkartıp bir kayanın arkasına oturdum. Kıyafetlerimi yıkayıp güneşe serdim. Ayağımı soğuk suya sokup yavaşça adımladım. Karnıma kadar suya girdiğimde Levi'ın sesiyle bakışlarımı çevirdim.

Beni göremediğini fark ettiğimde suyun içinden kayalıkların diğer tarafına geçtim. Bakışları yüzüme ulaştığında gözleri sonuna kadar açılmıştı.İlk sefer değildi fakat iç çamaşırlarıyla karşısında durmama hâlâ şaşırıyordu.

Keyiflice gülüp saçlarımda ki tokayı çıkarttım. Omzuma dökülen saçlarımı geriye atıp konuştum.

"Su çok güzel Yüzbaşım , hadi sizde
gelin "

Zaman zaman resmiyet kullanmak hoşuma gidiyordu. Elimle su serptiğimde oturduğu yerden geriye kaydı.

" Ben böyle iyiyim "

Bakışlarını kaçırarak konuşmasını sevimli bulup omuz silktim. Sudan korkan ürkek bir hayvanı andırıyordu.

" Peki o zaman , beni izleyebilirsiniz "

Boynuma kadar suya girdim. Uzun bir süre suyla oyalandım. Güneşin batmak üzere olduğunu fark ettiğimde Levi'ın sesiyle son kez saçlarımı yıkadım.

"Biraz daha oyalanırsan hasta olacaksın"

Sudan çıkıp Levi'ın yanına oturdum. Başını ters yöne çevirdiğinde sinsice arkasına yaklaştım.

" Ateşim varmış gibi hissediyorum Yüzbaşım , bir bakar mısınız ?"

Başını çevirmeden elini uzattığında
' yok ' diyerek ayağa kalktı . Kayalıklarda kuruyan kıyafetlerimi getirip geride bekledi . Bir süre giyinmeden durdum.

İç çamaşırlarımın kuruduğunu hissedince kıyafetlerimi giyinip saçlarımı yukarıdan topladım.

Ufak bir ateş yakan Levi odunları kırarak ateşe atıyordu. Büyük bir ateş yaktığında ağır bir kütüğü ateşe yerleştirdi. Gelmemi işaret ederek oturdu. Karşısına oturduğumda derin bir nefes alarak konuştu.

" Yakınımda otur "

Kalkıp yanına yerleştim. Kızdığı zaman çatılan kaşları küçük bir çocuğu azarlar gibiydi.

" Seni sürüklediğim için üzgünüm fakat aranızdan kimsenin teçhizatı olmadan hayatta kalabileceğini sanmıyordum "

" Yer altında hayatta kalmak burdan daha zordur "

Yüzüme bakıp devam etti.

" Bildiğini sanıyordum "

Başımla onaylayıp gözlerimi ateşe çevirdim. Yer altında da devler vardı. Parasını kullanan türlerden ...

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Genç adam omuzunda uyuya kalan kadını uyandırmamak için saatlerce aynı pozisyonda duruyordu. Ceketini çıkartıp Aethra'nın omuzlarına bırakmıştı. Başını gökyüzüne çevirip yıldızları seyretti.

Bulunduğu durumun tehlikesinden bir haber mışıl mışıl uyuyan kadın ,  hareketlenip başını yavaşça kaldırdı. Yumruk yaptığı elini gözlerine götürüp ovdu.

" Hiç uyumadın mı ?"

Uykulu suratıyla Levi'ın yüzüne baktı. Levi başını çevirip gölü izlemeye koyuldu.

" Surların dışında olduğumuzu unutuyorsun "

Aethra başı ile onayladı . Ensesinden çekilen genç adam neye uğradığını şaşırarak gözlerini büyüttü. Başı, genç kadının bacakları ile buluştuğunda çoktan üzerine örtülen ceket uzanmasını sağlamıştı.

Kalkmaya yeltendiğinde genç kadının suratıyla karşı karşıya geldi.

" Nöbeti ben devralıyorum "

Levi uzandığı yerden yıldızları inceleyen Aethra'ya göz gezdirdi. Genç kadın yüzünü çevirdiğinde gözlerini kaçırarak başka bir yöne baktı . Uyumadan önce duyduğu tek ses Aethra'nın sessiz kıkırtısıydı.

.
.
.
.
.
.
.
.
.

Yazar Anlatımı

Genç adam uzaktan gelen taş sesi ile gözlerini araladı. Sinirle küfür eden Aethra bileklerinde ki kelepçeden kurtulmaya çalışıyordu . Elindeki taşı sertçe havaya kaldırdığında Levi'ın sesi ile durakladı.

" Oi ! Ne yapıyorsun ?"

Aethra beceriksizce gülümseyip 'günaydın' dedi. Genç adam yerden bir dal parçası alıp Aethra'ya yaklaştı. Levi'ın tek hareketiyle yere düşen kelepçe genç kadını utandırmıştı.

Şaşıran kadın beceriksizliğine lanet okudu. Yaklaşık 1 saattir uğraşıyordu.

" Tahminlerime göre bugün bizi bulurlar"

Aethra'nın söylediği cümleye Levi başını sallamakla yetindi. Kaç saattir uyuduğunu merak ediyordu fakat sormaya çekiniyordu. Aethra ne düşündüğünü anlamışçasına cevap verdi.

" Beş saatten fazla oldu "

Levi şaşkın gözlerini gizleyememişti . Kabus görmediğinin farkına vardığında vücudunu garip bir rahatlık sarmıştı.

Koktuğunu hissettiğinde vücudundaki rahatlığın bozulması fazla uzun sürmemişti. Kendisini inceleyen genç kadına döndü.

"Yıkanacağım "

Aethra tepkisizce bekledi .

Levi , Aethra'nın tepkisizce kendisine bakmasını normal bulmayarak yanına yaklaştı. Hafif parmak ucuna kalkıp kulağına yaklaştı.

" Yıkanacağım Aethra "

" Yardım ister misiniz Yüzbaşım ?"

Levi geri çekilip reddetti. Arkasını dönüp kayalıklara yürüdü.

" Kayalıkların arkasında olacağım "

Aethra'ya dönüp gözlerini kısarak devam etti.

" Geleyim deme "

Sert bir tonla konuştuğunda genç kadın başı ile onayladı . Kesinlikle izleyecekti. Zehir gibi geçen günleri artık bir sonuca ulaşmıştı.

Keyfi yerine gelmişti .Şüphe uyandırmaması için başka şeylerle oyalanıyormuş gibi davrandı. Levi kayalıkların arkasına geçtiğinde Aethra biraz bekledi.

Sessiz adımlarla kayalıklara kadar geldi.  Her adımda heyecanı artarken bir süre kalbine baskı yaptı . Derin ve bir o kadar da sessiz nefesler aldı.

Yavaşça kayalıkların arkasından kafasını uzattı. Gördüğü manzara sersemlemesine neden olmuştu. Yüzündeki sırıtmadan utanıp eliyle ağzını kapattı.

Dizine kadar suya giren Levi , kıyafetlerini özenle bir kayaya koymuş vücuduna yavaşça su serpiyordu. Islattığı saçlarını geriye taramıştı.Hafif kaymış boxerı kasıklarına kadar inmişti.

Levi beline kadar suya girip kafasını ovaladı . Boynundan aşağıya inen su vücudunda minik bir yol çizmişti. Aethra salyası akarak izliyorken üzerinde hissettiği bakışlarla kendisini yere atıp kayalıkların arkasına saklandı.

" Sapıklığın reddedilemez bir gerçek "

Kayalıkların arkasında kızaran yüzünü saklayan genç kadın muzip bir sırıtışla dudaklarını araladı.

" Konu sen olunca sapıkta olabiliyorum "