HAY AMİNA KOYİM MİLLET TDK OLMUS.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Uzandığım yatakta huzursuzca hareket ettim. Üzerimdeki pikeyi ayaklarımla yatağın köşesine itekledim. Terden boynuma yapışan saçlarımı yukarıdan toplayarak yatakta oturur pozisyon aldım.
Pencereden yansıyan ay ışığı odayı aydınlatıyordu. Pencerenin önüne kadar gidip açtım. Yüzüme çarpan soğuklukla derin bir nefes aldım.
Soğuk havalar yaklaşıyordu. Yürüyüşe çıkmak için üzerime bir hırka geçirdim.
Odamdan ayrılıp koridorda ilerledim.Levi'ın odasının önünden geçeceğim sırada uyuyup uyuyamadığını merak ediyordum. Kapıyı tıklatmak istedim fakat ya uyuyorsa diye düşünerek vazgeçtim.
İnsomnia hastası olduğunu biliyordum...
Uyuyabildiği kısıtlı zamana denk gelmesinden korkarak koridorda ilerlemeye devam ettim. Sessiz karargâh geceleri ürpertici bir hal alıyordu.
Eğitim sahasının arkasındaki çimenlere uzandım. Hafif ıslak çimenlerin kokusu burnuma ulaştığında gülümseyerek yıldızları seyrettim .
Uyku haline geçen gözlerim yanıma uzanan bedeni hissettiğimde zar zor açılmıştı . Sağ tarafıma uzanan bedene baktığımda gördüğüm kişiyle başımı gökyüzüne çevirdim.
" Özür dilerim Aethra "
Derin bir nefes alıp dudaklarımı araladım.
" Sorun değil "
Hange iki elini de başımın hizasına sabitleyerek yüzüme eğildi .
" Affet beni , o an gözüm dönmüştü düşünem -"
Hange hızlı hızlı konuşunca beklemeden ters konuma geçtim . Zeminle aramda kalan Hange sözlerine devam edememişti.
" Bir daha olur da böyle bir durumda kalırsan ve bana inanmazsan seni beceririm "
Gözlerimizi buluşturduğumuzda sertçe baktım . İşittiğim sesle kafamı kaldırdım. Jean öylece karşımda dikilmişti.
" Pardon bölüyorum ama bütün karargâh sizi izliyor "
Pencerelerden uzatılan kafalara ufak bir bakış atıp Hange'nin üzerinden kalktım. Kıyafetlerimi düzeltip Hange'ye elimi uzattım. Destek alarak kalktığında o da üzerini düzeltti.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Nefes nefese kaldığımda sırt üstü uzandım. Hızla inip kalkan göğsüme elimle baskı uyguladım.
" Hemen kalk asker !"
Karşımda oturmuş çay içen Yüzbaşıya baktım. Rütbeden düşürüldükten sonra Levi'ın birliğine katıldığımı öğrenmiştim. Karara isyan edip verilen görevleri reddettiğimde bizzat Levi'ın kendisinden ceza almıştım.
Karargahın çevresinde 30 tur koştuktan sonra bacaklarımı hissedemiyordum. Yanıma yaklaşan Levi suratıma su çarptığında bile kendime gelememiştim. Zar zor oturur pozisyona gelip gömleğimi çıkarttım.
Bu soğuk havada bile terlemiştim...
Bütün birlik sahadayken üzerimi çıkarttığımda hissettiğim bakışları önemsemeyerek ayağa kalktım.
Levi ciddi bir yüz ifadesiyle yanıma ulaşıp ceketini üzerime geçirdi.
" Odana git ve bekle "
Kulağıma fısıldayarak ciddi bir tonda konuşmuştu . Üşümeye başladığımda sahadan ayrıldım.
Odama vardığımda kıyafetlerimden kurtulup banyoya girdim . Uzun bir duş sonrası bedenime sardığım havluyla banyodan çıktım .
Pencerenin önünde çay içen Levi , göz göze geldiğimizde ayağa kalkıp yaklaştı.
" İnsan içinde soyunmak hoşuna mı gidiyor ?"
Ani çıkışı ile birkaç saniye kendime gelemedim. Neler olduğunu anca kavrayabilmiştim. Ellerimi belimin iki yanına sabitleyip gülerek konuştum.
" Sen beni mi kıskandın ?"
" Seni niye kıskanayım ?"
Beklemeden dile getirdiği kelimeler nedensizce canımı yakmıştı. Haklı olması daha da sıkıcıydı...
Levi'ın suratı ciddiliğini koruyordu. Sertçe yutkunup dolabıma ilerledim. Yedek üniformalarımı kavrayıp banyoya girdim.
Üzerimde gezinen bakışları hissedebiliyordum . Önemsemeyerek kapıyı kapattım.
Banyodan çıktığımda Levi gitmişti. Yarım kalan antrenmanı tamamlamak için sahaya indim. Levi ile temasa geçmeden antrenmanı bitirdim.
Molaya geçtiğimizde yanıma yaklaşan asker Levi'ın odasına gitmemi söyledi.
Acele etmeden gittiğim odada masanın başında oturan Levi, birkaç belge verdi." Bu akşama kadar bitirip getir "
Onaylayıp odadan çıktım. Kendi odama gidip yatağıma uzandım . Sevdiğim adamın soğukluğu ilk kez canımı acıtıyordu.
Derin bir nefes alıp sandalyeye oturdum. Belgeleri düzenleyip ,bazılarını yeniden yazdım. Belgeleri bitirdiğimde akşam yemeği saati gelmişti.
Yemekhaneye gitmek üzere yola çıktım. Uzun koridoru geçip yemekhaneye girdim. Hange'nin el sallamasıyla o yöne gidecekken normal bir asker olduğumu hatırladım.
Üst rütbelilerin masasında oturmam anlamsızdı. Hange'ye gülümseyip başımla reddettim. Yemek sırasına girip tabağımı aldım. Eren ve Mikasa'nın oturduğu masaya ilerleyip izin isteyerek yerleştim.
Sessizce yemeğimi yerken yanıma ulaşan adım sesleriyle başımı kaldırdım. Hange gülümseyerek yanıma oturduğunda kaşlarımı çatmıştım.
Masaya oturduğumdan beri süren gergin havaya artık dayanamıyordum. Daha fazla rahatsızlık vermemek için yarım kalan tepsimi alıp ayağa kalktım .
Eskilerden de olsam askerlerin gözünde üst rütbeli sayılırdım. Sıradan herhangi bir askerin yanımda rahat hissedememesi oldukça doğaldı.
Üst rütbelilerin hepsi yemekhaneden ayrıldığında beklediğim olay gerçekleşmişti.
Askerler arası zorbalık...
Takılan çelme ile yere düştüğümde elimdeki tepsi de yeri boylamıştı. 3-4 kız başıma toplandığında ayağa kalkan eski birliğime durmalarını işaret ettim.
Bu uslanmaz veletlere bir çözüm bulmalıydım. Levi'a olan aşkı ile ünlenen kız durumu anlamamı sağlamıştı.
Ayağa kalkıp üzerimi düzelttim. Yan masadan bir tepsiyi kavrayıp başına geçirdim. İyice liseli ergenlere döndük.
" Elimden kaydı "
Omuz silkip arkamı döndüm. Rahat durmayacakları belliydi.
Sarışın kız üzerime yürüyüp elini saçıma uzattığında elini havada yakalayıp geriye ittim.
" Deneme bile !"
Kendisi bir yana birde platonikleriyle uğraşıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aethra | Levi Ackerman
FanfictionRahatsız edici sahneler ve ya yetişkin içerik bulunabilir . Rahatsız olabilecek kişilerin okumasını tavsiye etmiyorum.