Yazın gelmesine sadece birkaç gün kalmıştı. Yaz gelmemesine rağmen hava sıcaktı. Kasabının üzerinde durgunluk gelmişti. Kyojuro ise enerjisini her zamanki gibi koruyordu. Küçük kardeşi Senjuro'yu omzuna almış etrafta koşuşturuyordu. Senjuro kısa boyunu dert edip ağabeyine söyleyince Kyojuro onu omzuna çıkartmıştı. Bu koşuşturma Kyojuro'yu terletse de halinden memnun gibi duruyordu.
"Nasıldı?" diye sordu Kyojuro.
"Kalp krizi geçireceğimi sandım."
Hakuji, onları izlerken burukça gülümsedi. Rengoku ailesinin kuvvetli bağları vardı ve iyi durumdaydılar. Hakuji'nin ailesinden geriye tek babası kalmıştı. Onun da hastalığı her geçen gün kötüleşiyordu. Hakuji, babası bir gün daha yaşasın diye kirli işlere bulaşmaya devam ederken babasıyla ilgilenmeyi ihmal etmiyordu. Geçenlerde hastaneye kaldırabilmişti. Eğer hırsızlık yapmasaydı muhtemelen hastaneye kaldırmaya gücü yetmezdi. Yaptığı şeyin doğru olmadığını biliyordu Hakuji ama onun başka bir seçeneği kalmamıştı. Birçok kişi babasının hastalığını ve fakirliğini bilse de yardım eli uzatmamıştı. Komşuları, akrabaları, babasının arkadaşları... Hepsi sırt çevirmişti.
"İdmana başlayalım mı Hakuji?" Kyojuro havluyla terini silerken sordu.
Rengoku ailesinde kılıç ustalığı oldukça önemliydi. Kyojuro, babasından öğrendiği teknikleri babasıyla birlikte çalışıyordu. Babası iş için yurt dışına çıkınca yalnız başına çalışmaya başladı. Hakuji, Kyojuro'nun kılıç ustası olduğu öğrenince beraber antrenman yapmayı teklif etti. Dövüş sanatlarına ilgiliydi ve uzun zamandır antrenman yapmıyordu. Hem kendisine hem de arkadaşına faydalı olacaktı bu antrenmanlar.
"Olur."
Dojoya doğru ilerlerken Sanemi ve Giyuu karşılarına çıktı. Zavallı Giyuu, ablasının ölümünden sonra kimseyle konuşmaz olmuştu. Sanemi de neşesini geri kazanması için çabalıyordu. Sanemi, Hakuji'yi görünce sinirlendi. Giyuu'nun yanındayken her zaman duygularını kontrol ederdi çünkü arkadaşı zor zamanlardan geçiyordu. Kyojuro'nun Hakuji ile takılmasına katlanamıyordu. Kyojuro resmen saflığın vücut bulmuş haliydi. Onun gibi biri neden bir hırsızla vakit geçirirdi ki? Rengoku ailesinin bir saygınlığı vardı, hırsızlarla işleri olmaması gerekiyordu.
"Selam Tomioka, selam Shinazugawa." Kyojuro özellikle Giyuu'ya en sıcak gülüşünü sunmuştu.
Giyuu başını yere eğmiş, ayaklarıyla durduğu yerde daireler çiziyordu. "Selam Rengoku, sen meşgul olmalısın. Bize müsaade." diyip Giyuu'yu oradan uzaklaştırdı Sanemi. Biraz daha Hakuji ile aynı yerde kalmaya dayanabileceğini sanmıyordu.
"Beni sevmiyor galiba."
"Shinazugawa'nın her zamanki hali. Sana karşı bir garezi yok."
Güzel bir anıydı. Yıllar önce yaşansa da hâlâ unutmamıştı ve Hakuji, eski anılarını hatırladıkça o günlere geri dönmeyi diledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gününde Festival |aka.ren|
Fanfiction›akaza×kyojuro‹ İnsanlar yazdan bıksalar da Hakuji yazı severdi.