Yazarınız hep yazmak istiyor ama hayat izin vermiyor ah be kuzularımmm..
Hepinizi Sevgiyle Öpüyorum 😘
***
Yazarınız Keyifli Okumalar Diler...
***
Kurt ve Tilki'nin yanından hızlıca ayrılan Arslan sinirle yürürken birden kendini çadırında buldu. Aslında yapacak başka işleri vardı ama nasıl birden buraya geldiğini anlayamamıştı. Bir hışımla girdiği çadırdan tekrar çıkacaktı ki bir köşe de ayağına bir şeyler süren Kedi'yi görünce durdu. Yanına gidiple gitmemek arası kararsız kaldı.
Sessizce Kedi'yi izledi.. İlk defa yaptığı şey için pişmanlık duyuyordu ama bir ceza vermeden de yaptığına göz yumamazdı. Kedi'nin bir daha avuçları arasından kayıp gitme ihtimali Arslan'ın içine ateş düşürüyordu. Bazen Kedi'yi bu çadıra bağlamak bile istiyordu. Ama asıl istediği Kedi'nin gözlerinde sevildiğini görmekti.
"Şuradaki ipi uzatır mısın..?" diye kendisine seslenen Kedi'nin gözlerine baktı Arslan.
Kedi eli ile ilerideki sandığın üzerinde duran ipleri gösteriyordu ve gayet sıradan bir şekilde kendisiyle konuşuyordu.
Arslan Kedi'nin gösterdiği ipleri alıp ona doğru uzattı. Kedi ipleri alırken Arslan'ın elini de tutup aşağıya doğru çekti ve "Otursana biraz.." dedi.
Arslan yine Kedi'nin söylediğini yaparak yavaşça bağdaş kurup karşısına oturdu. Kedi aldığı iplerle ayağına sardığı bezin üzerine düğümler atarak sıkıladı. Arslan pür dikkat Kedi'yi izliyordu. Kedi işini bitirince ayaklarını Arslan'ın yaptığı gibi bağlaş kurdu ve yeniden gözlerini Arslan'a dikti. "Ne oldu..? Neden bu kadar öfkelensin..?" diye sordu sakin bir şekilde Kedi.
Arslan şaşıracak Kedi'ye baktı. Kendisini bu kadar çabuk ele verdiğini bilmiyordu ve hemen inkar etmeye başladı. "Onu da nereden çıkardın..? Yok öyle bir şey.. Öfkeli değilim.."
Kedi elini Arslan'ın çatık kaşlarına götürdü ve parmaklarıyla kaşlarının ittirerek çatık halini düzeltti. "Kaşlarını çatmışsın.. Ellerini yumruk yapmışsın, sıkıyorsun.." diyerek bu sefer de ellerini Arslan'ın ellerine götürüp yumruk halini açıp Arslan'ın ellerini ellerinin arasına aldı. Ve elinin üstünü diğer eliyle okşamaya başladı.
"Tilki'yi önceden tanıyor musun..?" diye soran Arslan istemeden yeniden kaşlarını çattı.
"Hayır.. Onu ilk defa buraya gelince gördüm.." dedi Kedi gayet sakin bir şekilde ve hala Arslan'ın elini üstünü yavaşça okşarken. Bu hafif okşayış Arslan'ı yatıştırsa da aklında binlerce şey dönüyordu Tilki ve Kedi hakkında.
"Senin etrafında onu görmek istemiyorum..!"
"Tamam, ben onunla konuşmam.." dedi Kedi sakince ve hafifçe Arslan'a bakıp gülümseyerek.
"Diğerleriyle de konuşma.."
"Tamam konuşmam.."
"Zaten yarın herkes evli olduğumuzu duyacak.." dedi Arslan.
Kedi'nin Arslan'ı okşayan eli biranda durdu. Şaşırdığı belli olan bir ifade ile Arslan'a baktı. "Nereden çıktı bu..!?" dedi gayri ihtiyari bir sertlikte. Aslında onu geren şey kardeşinin bunu öğrenince vereceği tepkiydi. Genç bir kız ablasının bile isteye kendilerini bu yere kapatan adam ile evlendiğini duyunca ne düşünecekti. Gitmekten vazgeçtiklerini, hep burada kalmak istediğini düşünüp kendisini yanlış anlayacaktı. Kardeşine nasıl bu durumu anlatacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYVANLAR ÇETESİ
Bí ẩn / Giật gân"Hayvanlar çetesine hoş geldin Kedicik..." dedi. "Hiç hoş gelmediğimi, ben buradan gidince anlayacaksın..! Beni buraya getirdiğinize pişman olacaksınız..! Elinde avucunda ne varsa alacağım..! Yaptıklarınızı bir bir ödeteceğim size..!" dedi Kedi, Ars...