4. Bölüm: Ödül

348 39 88
                                    


Okuma sayısının çok olması beni mutlu etti... Teşekkürler ☺️

Ve tabiki oy vermediniz... Yine de teşekkürler...
🧡🧡🧡

***

Up uzun bir bölüm karşınızda... ☺️😘❤️

***

Yazarınız Keyifli Okumalar Diler...

***

Zorlu bir gece geçiren Kedi'yi sabah çözmeye giden Çita, onu baygın halde görünce hemen Zürafa'ya haber saldı. Koşarak gelen Zürafa "Kedi'nin durumu iyi değil... Çadıra götürelim..." dedi. İncecik kadını kucaklayan Çita, onu hemen kadınlar çadırına taşıdı. Çadırın solunda hastalar için ayırtılmış olan döşeğin üzerine yatırdı. Zürafa Kedi'ye yaklaşıp ateşine baktı. Sonra Kırlangıç'a dönüp, "Dağdan topladığımız naneyi ateşe koy kaynat... Soğuk su ve bez getir... Ateşini düşürmeliyiz yoksa havale geçirecek... Aç ve susuz kalmış..." dedi.

Yarı baygın yarı ayık olan Kedi yavaşça mırıldandı. "Kardeşim... Kardeşim nerede... İyi mi..?"

"O iyi merak etme. Sende iyi olacaksın..." dedi Zürafa ve elini sıktı Kedi'nin.

"Helaya... Gitmem gerek..." dedi yine Kedi zar zor çıkan sesiyle.

"Tamam götüreceğim seni..." diyerek koluna girdi Zürafa ve kadınlar çadırından çıkıp, arka taraftaki tahtadan yapılmış köy tuvaletine götürdü.

Ardından geri döndüklerinde Kedi tamamen bırakmıştı kendini. Kedi'nin bayıldığını gören Zürafa birden bağırdı Kırlangıç'a. "Çabuk olsana iki tas suyu getiremedin... Kız bayıldı..."

"Getirdim getirdim..." dedi Kırlangıç ve elindeki tahta tepsiyi bıraktı Zürafa'nın yanına. Bir tarafta sıcak nane çayı diğer tarafta soğuk su ve bezler vardı.

"Kızım hadi kalk bir yudum al şu çaydan..." dedi Zürafa ve sarsarak Kedi'yi kendine getirmeye çalıştı. İşe yaramayınca soğuk suya bezin bir kısmını daldırıp ıslattı. Sonra Kedi'nin yüzüne sıktı bezi...

Soğuk suyla titreyen Kedi şok içinde açtı gözlerini... "Yapma... Yapma üşüyorum... Allah aşkına için yapma..." diyerek kendini soğuk sudan korumaya çalıştı.

"Tamam kalk... Hemen iç şu çayı... Ateşin var. Başına soğuk bez koymam gerek..." dedi Zürafa.

Kedi çayı içip kendini uykunun kollarına bıraktıktan sonra Zürafa Kedi'nin başına, kolunun altına ve dizlerinin altına, bacaklarına soğuk bezler koymaya başladı. Kedi bu bezlerle arar ara titriyor... Ara ara uyanıp yapma diye yalvarıyordu...

Bir süre sonra içeri Balık girdi. "Kırlangıç, Arslan seni çağırıyor..." dedi. Gözleri bir Kırlangıç'ta birde başında beklediği Kedi'deydi.

"Tamam..." diyerek ayaklandı Kırlangıç ve kadınlar çadırından çıkarak Arslanın çadırına doğru ilerledi.

Çadırın önüne geldiğinde, "Müsade var mı? Ben Kırlangıç..." dedi sert tutmaya çalıştığı sesiyle.

"Gel..."

Kırlangıç gelen komutla içeri girdi. Arslan yine önünde küçük bir tahta masanın olan, kendine has minderinin olduğu köşesinde oturmuş elindeki bıçak ile kalın bir dal parçasının ucunu sivrileştiriyordu. Çadırın arka tarafında ise yolluğun üzerinde bacaklarını kendine toplamış bitik bir halde boşluğu seyreden Ceylan vardı. Kırlangıç, Ceylan'dan gözlerini alamamışken Arslan'ın sesiyle ona döndü bakışları.

HAYVANLAR ÇETESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin