Yine bir bölümde sizinle buluşmak çok güzel..
***
Yazarınız Keyifli Okumalar Diler...
***
Sabah kahvaltısından sonra erkenden yola çıkmak için hazırlanan Gelinciği Kurt durdurdu. Karısını kolundan tutu ve hafifçe kendisine çevirdi.
"Nereye gidiyorsun..?"
"Çamaşır yıkamaya gidiyorum."
"Başında beklemek için geleyim mi..? Orası tehlikeli yerler.."
"Her zamanki gibi Akrep gelir.." dedi Gelincik.
Kurt aldığı cevap ile sessiz kaldı. Herkes kendi işini yapmaya devam ediyordu. Şimdi gidip Gelinciğin başını bekleyemezdi.
"Doğru.. O geliyor sizle.. Ben de zaten yenilere talim yaptıracaktım.."
"Kolay gelsin.." diyen Gelincik kolunu Kurt'tan yavaşça çekip çadırın dışına doğru adımlamıştı ki Kurt onu tekrar kolundan tutup kendisine çevirdi.
"Entarin kısa değil mi..?"
Gelincik başını eğip dizinin altında kalan elbisesine baktı. "Değil.." dedi düz bir sesle ve ekledi. "Daha uzunu ayağıma dolaşır, takılıp düşerim.."
"Anladım.. Tamam.." dedi Kurt fakat hala Gelinciği bırakamıyordu. İçinde bir huzursuzluk vardı. Bunun nedenini bulmak ister gibi Gelinciğe bakıyordu.
"Saçlarını örmüşsün.. Sana yakışmış.." dedi Kurt ve yavaşça Gelinciğin başına götürdü elini, hafifçe okşayıp elini sıkı örgülerde gezindirdi.
"Çamaşır yıkarken elime ayağıma dolaşmasın diye ördüm.."
"İyi yapmışsın.." diyerek hafifçe gülümsedi Kurt ve Gelinciğin alnından öptü. "Hadi gitsen bekletme diğerlerini.." dedi.
Gelincik de hafifçe ve biraz zoraki gülümseyip çıktı çadırdan. İçindeki ruh 5 yıldır ölmüş gibiydi. Ne bir iyiye sevinebiliyor, ne bir kötüye üzülebiliyordu. Sadece zaman geçsin diye çok çalışıp yoruyordu bedenini. Kurttan gelen güzel davranışları görse bile içinden karşılık veremiyordu. Bazen istese bile yapamıyordu..
Kurt içindeki huzursuzluk ile Gelinciği yolladı çamaşır yıkamaya.. Hislerinde yanıldığını düşünmek istedi..
Gelincik, Ceylan, Kırlangıç ve Kedi yeniden bir araya gelip çamaşır yıkamaya gitmişlerdi. Başlarında bekleyecek olan Akrep ve Çakal ile yola çıkmışlardı. Akrep kadınların yakınındaki kayalıklarda durup onları gelebilecek tehlikeden korurken, Çakal da derenin karşı tarafına geçmiş bir gelen olup olmadığına bakıyordu.
Kadınlar ellerindeki çamaşırları suya sokup çıkarmaya sabunlamaya başladı. Çamaşırları tokmaklarken hepsinin aklından farklı şeyler geçiriyordu.
Gelincik, Kurt'a nasıl ısınacağını düşünüyordu. Ona nasıl karşılık vereceğini düşünüyordu. İlk defa rahatça gülümsemek istiyordu fakat bu seferde yıllarca asılmış yüzü gülmesine izin vermiyordu.
Ceylan da hem Tilki'yi düşünüyor hem ara ara Kedi'ye bakıyordu. Neredeyse bir hafta geçmişti evleneli ve Tilki Kedi'nin lafını ağzına almamıştı. Kendisini seviyor gibi davranıyor her gün birlikte olmak istiyordu. Fakat Ceylan bir türlü Tilki'nin Kedi'yi unuttuğuna inanmıyordu.
Kırlangıç, bir çamaşıra vuruyor, bir başını kaldırıp Akrep'e bakıyordu. Gerçekten yıllardır onun korumasında, onun gözetiminde ne kadar huzurlu hissettiğini şimdi anlıyordu. Keşke.. diye düşündü Kırlangıç. Keşke, kısır olmasaydım da Akrep'e çocuk mutluluğunu tattırsaydım. Keşke kısır olmasaydım da yurt kurunca Akrep başka bir hatun daha almak zorunda kalmasaydı, diye derin düşüncelerle vurdu çamaşırlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYVANLAR ÇETESİ
Mistério / Suspense"Hayvanlar çetesine hoş geldin Kedicik..." dedi. "Hiç hoş gelmediğimi, ben buradan gidince anlayacaksın..! Beni buraya getirdiğinize pişman olacaksınız..! Elinde avucunda ne varsa alacağım..! Yaptıklarınızı bir bir ödeteceğim size..!" dedi Kedi, Ars...