KİRAZ

46 11 5
                                    

"Kiraz yapma böyle lütfennn ağlama" dedi ve ben hıçkırmaya hatta içimden de haykrmaya başlamıştım. Nedense hep böyle olurdu, birisi benimle ilgilendiğinde daha çok duygusallaşırdım ve daha çok ağlamaya başlardım. "Kirazzz!!" dedi beni sarsarken Emre. "Kendine gel hiçbir şey olduğu yok sadece biraz fazla heyecanlıydın sanırım, olabilir böyle şeyler üzme kendini lütfennn!" dedi. Beni sakinleştirmeyi başarmıştı sonunda. Hıçkırmayı kesmiş, göz yaşlarımı kesmiş, yüzüne bakıyor buldum kendimi. "Tamam bitti." dedim sanki bi görevmiş de tamamlamışım gibi.
Güldü. "Ne bitti??!"
Güldüm.
"Ağlamam bitti."
"Tamam gel elini yüzünü yıkayalım sonra da derhal sınıfa. Dik duruşumuzu göstermemiz gereken bir sınıf var."
"Tamam." dedim ve birlikte kızlar lavabosuna doğru ilerledik daha doğrusu Emre bizi ilerletiyordu. Çünkü ben kızlar lavabosunun bile nerde olduğundan bi haberdim.
"Sen nerden biliyorsun okulun her yerini?" dedim kaçamak bir bakış atarak. "Ben bilirim" dedi ve gülümsedi bilmiş bi tavırla. O gerçekten gerçek bir bilmişti.
Ben elimi yüzümü yıkarken Emre de beni bekledi kapının önünde. Çıktığımda Emre duvardaki bi afişi inceliyordu.
"O nedir?"
"Dans külübü afişi. Ben dans etmeye bayılırım. İlgileniyorum da ondan baktım neyse sen tamamsan gidelim."
"Gidelim." dedim ama hala biraz kırgındım.
"İyi misin"
"İyiyim, yanımda olup beni sakınleştirdiğin için teşekkür ederim. Yoksa şuan okuldan gitmeyi hatta bi daha hiç gelmemeyi düşünebilirdim." "Abartma canım sende alt tarafı ben kardeşsizim dedin." dedi ve göz göze gelip saçma bi an yaşadıktan sonra kahkahalarımızla okulu inlettik. Sınıfın kapısına gelmiştik ve hala büyük kahkahamızdan kalan gülümseyişim yüzümdeydi. Sınıfa girer girmez herkes yüzüme odaklıydı daha deminki kızdan eser bırakmamıştım ve inatla gülümsemeye devam ediyordum. Pınar hoca da başıyla gelişimizi onaylayıp sıralarımıza geçmemiz için bize zaman tanımıştı. Biz yerlerimize yerleştikten sonra sözüne kaldığı yerden devam etti."Edebiyat, literatür veya yazın; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme sanatıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Yani çocuklar ben edebiyatçı değilim diye devam etti sözlerine ben edebiyat öğretmeniyim." Sözlerini bitirdiğinde ilk teneffüs zilimiz çalmıştı. "Bugünlük bu kadar gençler bi daha ki dersimize sizden istediklerimi getirin lütfen."
Demek ki bizden bi şey istemişti diye düşündüm ve yan sıramızda oturan kızın yanına mahcubiyetle gidip ona ne getirmemiz gerektiğini sordum.
"Kalem kağıt ve en sevdiğimiz yazardan en sevdiğimiz eserini getirmemizi istedi." dedi kız simsiyah boyanmış gözleriyle. Teşekkür edip yanından ayrılacaktım ki cesaretimi toplayıp adını sormaya gittim.
"Bu arada ben Kiraz" dedim. "Çok memnun oldum."
"Niye memnun oldun" dedi başını kaldırmadan ama bana bakıyordu ve o an korkunç görünüyordu. Herhalde içine cin kaçmış diye düşündüm. "Tanıştığımız için.. "dedim. "Tanışmadık ki!!" dedi. Haklıydı tanışmadan memnun oldum demiştim ama öyle denmez miydi yoksa ben mi yanlış hatırlıyordum*. "Tanışalım o zaman."dedim sırıtarak ve şuan bi eşeğe benzediğimi o kadar iyi biliyordum ki. "Gerek yok, insanları sevmem."
"Sen de insansın." dedim şaşkın suratımla ne diyeceğimi bilemiyordum ve şuan resmen tersleniyordum. "Kendimi de sevmiyorum" dedi ara da gözlerini seyirerek. Kızgın bakışlarından , gözünün içine sürdüğü siyah dağınık kalemden anlamalıydım dedim kendimi suçlayarak. Sanırım sorunluydu ve benim daha kendime hayrım yokken ona yardım edemezdim. Yanlış kişiye başvurmuştum."Tamam öyleyse dedim. Görüşmemek üzere.." Manyak gibi yüzüme gülümsedi. Korkmuştum. Ortaokulda hiç böyle tiplerle karşılaşmamıştım ve burda bit gibi her yerde böyle tipler vardı. Sanırım benim için o "cinli" olarak kalacaktı.
"Emreeeğğğ!!" diye bağardım kaçarmış gibi. Ona yetişmek için koşar adımlarla yürüdüm. Emre'nin yanında bir tane daha Emre vardı. Acaba cinli gözlerime bi şey mi yapmıştı diye düşünürken Emre bana "Kiraz gelsene." dedi. "Bak seni kiminle tanıştıracağım"
Baktım.
Bu Emreydi. Emre beni Emreyle mi tanıştırıyordu şu an???!!
"İkizim Aker . Bu da Kiraz, sınıf aynı zamanda sıra arkadaşım." dedi ve kendince bizi tanıştırmaya çalıştı.
Doğruydu ikizi olduğundan bahsetmişti ve bu benim aklıma bile gelmemişti. Tam bi şaşkolozum*. Aker diye bi isim hiç duymamıştım hayatımda acaba anlamı neydi diye düşündüm. Ve elimi uzattım. "Kiraz ben merhaba.
"Merhaba ben de Aker dedi ve elimi sıktı. Emre'den daha durgun ama daha karizmatik bi havası vardı. Tıpa tıp emreyle aynı gözüküyordu. Aynı saç tıraşı yani asker tıraşı ,aynı mükemmel şekilli kaşlar ,uzun kirpikler ve en az benimki gibi harkulade gözler fakat fiziği Emreye kıyasla daha şekilliydi. Gözlerimin içine bakıyor ama gülmüyordu sanki bi şeyler görmeye çalışırmış gibi bakıyordu... Sessizlik çöktüğü an işte şimdi ortamı şenlendirme sırası diye düşündüm.

Lütfen bir yıldızı eksik etmeyin.
Bir yıldız, bi gülüş, bi bakış yeter.. Her şey gönlünüzce olsun.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin