Final bölümü olduğu için sınır koymuyorum ama umarım final bölümünün hatrına yorumlarınızı eksik etmezsiniz.
Her şeyin bitmesinin üstünden bir sene geçmişti. Amcamın ölümünden sonra tek akrabası olarak kayıtlarda olduğumdan tüm mal varlığı bana kalmıştı. Bende bana kalan paraya daha dokunmamıştım.
O günün sabahı Jungkook bir sürü soru sormuştu. Bense Taehyung ile gezmeye çıktığımı, dönüşte de ailemin mezarına uğradığım için kötü olduğumu söylemiştim. İkna olmamıştı ama daha da kurcalamadı.
Bir sene de değişen çok şey olmuştu. Yoongi artık beni diğerlerinden ayırmıyordu. Jin ile aram zaten iyiydi. Hoseok hyung ile de değişen bir şey yoktu. O günden iki gün sonra ise Taehyung ile evde baş başa kaldığımız bir zamanda her şeyi konuşmuştuk. Evdeki kimsenin bizim geçmişimizden haberi olmayacağını da kararlaştırdık.
Jungkook ile ilişkimiz gerçekten mükemmel ilerliyordu. Beni sevdiğini iliklerime kadar hissediyordum. Arada bana küçük süprizler yapmaktan da çekinmiyordu.
Şimdi de sabah erkenden uyanmıştım. Önce bir süre Jungkook'u izledim ardından kahvaltı hazırlamak adına mutfağa indim. Belime sarılan kollar ve boynuma birkaç defa bırakılan öpücükle gülümsedim. Bıçağı elimden bırakıp ona doğru döndüm ve kollarımı onun boynuna doladım.
Bizi bir öpüşmenin içine çeken bedenle öpüşme içinde kıkırdamama engel olamadım. Beni kalçalarımdan tutup tezgahın boş alanına oturduğunda arkamızdan gelen sesle ayrıldık.
"Bir mutfak fanteziniz eksikti amına koyayım!" Jungkook sırıtırken ben kırmızı yanaklarımı saklamak için başımı yere eğdim ve tezgahtan indim. "Bak sırıtıyor bir de!" Yoongi ayağındaki terliği çıkarıp Jungkook'a attığında güldüm ama gülüşüm kısa sürdü çünkü Jungkook acıyla karnını tutuyordu.
Hızla onun tişörtünü kaldırırken yüzümü buruşturdum. "Çok mu acıdı?" Yoongi bu halimize göz devirip masaya otururken Jungkook gülmeye başlayarak dudaklarıma öpücük bıraktı. "Şaka yaptım. Hemen endişelenme." Onun omzuna vurduğumda beni masaya ilerletti. "Sen otur devamını ben hallederim." Beni zorla masaya oturttuğunda içeri Jin hyung girdi.
"Günaydın." Diye mırıldanıp masaya yerleşti. Gözlerini ovuşturuyordu. "Abi beni Jungkook'ların odasının yanına hangi mal koydu. Tüm gece flörtleşmelerini dinledim!" Jungkook kocaman kahkaha atarken Taehyung'un söylenmesi bana da komik geldiğinden gülmüştüm.
"Sana da günaydın Taehyung." Yoongi sabah sabah söylenen bedene karşı konuştu. "OHA JUNGKOOK KAHVALTI MI HAZIRLIYOR!" Jungkook göz devirdi.
"Sana kaç defa bana hyung demeni söyleyeceğim?" Hoseok omuz silkti. "Sana hyung demek gelmiyor içimden Jungkook." Jungkook domatesi kesmeyi bıraktı. "O zaman kahvaltının geri kalanını hazırla da o zaman anlarsın hyungun olduğumu." Hoseok yüzünü buruşturarak tezgaha geçti.
"Normalde yapmam ama mutfakta olmayı sevdiğime dua edin." Kahvaltı tamamen hazırlandığında ve herkes yemeğe başladığında mutlu hissediyordum. İstediğim aile ortamını burada bulmuştum. Artık amcam da yoktu dolayısıyla bundan sonra sorun yoktu.
"Hyung tuzu uzatır mısın?" Jungkook'a bakarak söylediğim şeyle Jungkook göz devirdi. "Kim sevgilisine hyung der ki?" Diye mırıldanmıştı ve ben bunu elbette duymuştum. Kulağına yaklaşıp bende mırıldandım.
"Bazen senin de hoşuna gidiyor ama." Kaşlarını kaldırdı. Dudakları yukarı kıvrıldı. "Ne zaman mesela? Bir çok şekli var. Hyung daha hızlı. Hyung orası. Hyungum için daha iyi çocuk olacağım? Bunlar benim favorilerim." Yüzüne bakmaya devam ettiğimde yemeğe döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still With You ✔️
Fanfictionİlerleyen zamanlarda bdsm tarzı içerikler vardır. Dudaklarıma öpücük bıraktı. Gözlerimin içine baktı ve boynuma eğilip kokumu içine çekti. "Kokun bana yaşadığımı hissettiriyor." dedi. Sonra boynuma ıslak ve bir o kadar hafif bir öpücük bıraktı. "Kok...