17. Bölüm "Artık onunda zaafı var."

1.6K 212 22
                                    

Tanıdık sesle gülümsedim ve Jungkook hyungun yanındaki yerimi aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tanıdık sesle gülümsedim ve Jungkook hyungun yanındaki yerimi aldım. "Merhaba Sehun." Sehun gülümseyerek karşılık verdiğinde mutlu oldum.

"Ben yeni bir oyun almıştım da belki de birlikte oynayabiliriz diye düşünmüştüm." Diye çekimserce sordu Jungkook hyunga bakarken. Jungkook'un ise kaşları hafifçe çatılmıştı.

İçeriye doğru bakıp "Çok isterdim ama küçük bir misafirimiz var." Diye mırıldandım üzüntüyle. Onunla oyun oynamak isterdim. En son playstation oynadığımda kola rastgele basmak dışında bir şey yapmıyordum. O bile zevkliydi gerçi benim için.

Sehun'da yüzüme üzüntüyle baktığında hyung hala yanımızda konuşmadan öylece duruyordu. Vedalaşmamızın ardından kapıyı aynı üzüntüyle kapattım. Oturma odasına ilerlediğimde Jungkook'ta peşimden geliyordu.

"Playstation sever misin?" Başımı salladım. Oturma odasına girdiğimizde devam ettim. "Küçükken oynayamamıştım. Heves ediyordum haliyle. Zevkli olmalı." Jungkook başını salladı. "Öyledir."

Geri kalan zamanda hyunglar gelmiş market poşetlerini buzdolabına yerleştirme işini Jungkook hyungla bana vermişlerdi. Ben de hemen işe koyuldum. Burada beni misafir etmelerinin karşılığını sonuna kadar vermek istiyordum. Kapı çaldığında "Ben bakarım." Diye kısaca mırıldandıktan sonra kapıyı hemen açtım.

Karşımda gördüğüm tanıdık yüz moralimi biraz olsun bozmuştu çünkü nedensizce onu sevmiyordum. Belki de hyungların ona olan gülüşü beni onu kıskanmaya itiyordu. "Hoş geldin." Dedim mesafeli bir tonda. Bana gülümsedi ve karşılık olarak bir şeyler mırıldandıktan sonra hemen içeri geçti.

Koltuklara yayılmış bedenlerin yanındaki yerini rahat bir tavırla aldı. "Sizin adam sorun çıkarmış." Jungkook anında kaşlarını çattı. Onun bir anda ciddiyete bürünmesi beni de buna sürüklemişti. "Konuşmayacağını söylemişti." Dedi kimden bahsettiğini anlamış bir şekilde.

Lisa bacak bacak üstüne attı. Saçını kulağının arkasına taktığında gri saçları ön plana çıkmıştı. "Demek yeterince korkutamamışsınız." Sonra ekledi. Çok ciddi görünüyordu. Diğerleri de yerlerinde doğrulmuş biraz gerginlikle bakıyorlardı ona. "Bir isminizi söylemediği kaldı. Onu bilse onu da söyleyecek." Sonra bakışları Yoongi'ye döndü. "Ama..." Yoongi kendisine bakan bedene karşı "ama ne?" Diye sordu merakla "Bir tek senden bahsetmiyor." Tae kaşlarını çattı.

Kırmızı saçları her zamanki gibi dikkat çekiciydi. "Neden bir tek o?" Bakışları Yoongi hyunga döndüğünde Yoongi dudağını büktü. "Kime bulaşmaması gerektiğini biliyor demek ki." Lisa'nın bakışları bana döndüğünde ben hala ayaktaydım. "Bir de..." parmağıyla beni gösterdi.

"Onu biliyor." Jungkook hyungun bakışları anında bana döndüğünde kimden bahsettiklerini anlamasam da biraz korkmuştum. "Nasıl biliyor? Jimin o zaman yoktu bile!" Şu an belki de en istediğim şey Hoseok hyungun burada olması olabilirdi.

Still With You ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin