2"Traitor"

2 0 0
                                    

Çocukları Gölge Bahçesi dediği yere götürdü Krystal ve Jaehyun'a döndü.

"Burası benim sihrimle yapıldı ve sadece ben gelip bulabilirim,belirli bir yeri yok. Yani sizi kimse bulamaz ama yine de çocuklara göz kulak ol. Tamam mı?"

Jaehyun gülümseyerek başını salladı ve hafifçe selam durdu kraliçeye karşı.

Krystal uçacakken seslendi.

"Majesteleri..." Krystal ona bakıp bekledi cümleyi devam ettirmesini.

"Dikkatli olun."

Krystal gülümseyerek gece mavisi kanatlarını açtı ve havalandı.

Şafak yaklaşırken ,gece boyu görevlerini aksatmışken şimdi ablasına hesap sormaya saraya uçuyordu. Güney cephesi ablasınındı ve oradaki yatak odasında uyuduğunu düşünüyordu. Hiç acımayacak, 'ama çok güzel uyuyor' demeyecek ve onu uyandıracaktı.

Dediği gibi de yaptı. Ablasının gökkuşağı gibi rengarenk olan saçlarını çekiştirip uyanmasını sağladı. Jessica söylenerek gözlerini aralarken göğe baktı.

"Daha Güneş'in doğma vakti gelmemiç Stal. Erken uyandırmanın sebebi ne?" Sonra yataktan kalkıp kardeşine gülümsedi. "Yoksa bana kahvaltı mı hazırladın?"

Krystal göz devirdi ve ablasının ciddiyet almasını bekledi. Bu kadar gülmesi sinir bozucu.

(Araya giricem ama Jessica asla Tia'ya benzemiyor aq hani ben hayal edemiyorum)

"O halde neden geldin bu saatte? Hala kabus görenler yok mudur?" sonra durdu Sica. Kaşlarını çattı. "Yoksa sen gece görevini yapmadın mı?"

"Muhafızların neden geceleri yetim çocukları tehdit edip köşede sıkıştırıyor?"

"Ne diyorsun Krystal anlamıyorum?" dedi Jessica üzerini değiştirirken. Madem uyanmıştı erkenden işlere başlayabilir ve biraz sonra Güneş'i olduğu yere yükseltebilirdi.

"Çocukların sokaktan başka yatacak yeri yokken sokaktan bile kovuluyorlarmış. Ve kovanların giydikleri kıyafetlerin senin emrindekilerin giydikleriyle aynı olduklarını söylediler." dedi Krystal. Ablasının o aptal gülümsesinin altında beyni yok gibi gelirdi bazen.

Neden her şeyi açıklamak zahmetine düşürürdü ki onu?

"Ah şu mesele. Tamam." dedi Sica kaşlarını çizerken.

"Ne demek 'tamam'? Sica sen farkında mısın dediklerimin? Çocuklar diyorum, askerlerin tarafından-"

"Tamam, tamam Krystal! Anladım, aptal değilim. Endişelenmene gerek yok, onlara bir şey olmaz."

"Ne demek bir şey olmaz ya? Onlar çocuk daha. Ne suçları var ki askerler böyle davranıyor?En fazla iki meyve çalmışlardır tezgahtan neyse parasının iki mislini de veririm daha kaliteli ürün tahsil edeceği bahçeyi de."

"Onlar hain Stal. Bu yüzden onların kefili olamazsın."

"Abla içlerinde hiçbiri hain durumuna düşecek bir şey yapmadı bile. Benimle konuşurken bile hain olduklarını düşünüyorlar artık, ne kadar şiddet gördüklerini düşünsene. Üstelik emri veren sensin! Sen...Nasıl vicdanın izin veriyor buna söylesene?!"

"Seni güzel kandırmışlar kardeşim. Birçok kez kendilerine 'Gecenin Çocukları' diyerek etrafta dolaştılar-"

"Biri 'Gündüzün Çocukları' dese bu da mı isyan yani?"

Jess sözünün bölünmesini beklemese de dudaklarını kapatıp bir nefes arasından sonra devam etti sözlerine.

"Evet, isyan sayılır."

Magnetic MoonWhere stories live. Discover now