"Kankaaaaaa! Baksana bi." Omuzumu parmağıyla dürtükleyip duran Jisung'a karşılık derin bir nefes aldım. Ben ona doğru dönmeyince aynı işlemi beşyüzüncü kez yineledi. "Lan baksana bi yaaaaaa. Küstün mü?" Bilerek harfleri de uzatarak konuşuyordu."Elimin tersini yüzüne geçirmeden önce sus bence." diye resmen tıslayarak konuştum. Salak yüzünden tüm moralim sikilmişti. Evden kaçtım, okula geldim derken bu sefer bunun yediği boklarla karşılaşmıştım.
Sabah sınıfa girdiğimde yan sıramızda oturan Hyunjin'in yer yer morarmış suratı ve ondan eksiği olmayan arkadaşımla da olayı anlamıştım hemen, anlamaz olaydım.
Dün Chan'la olan mesajlaşmamızdan sonra bugün gelip okulda beni bulacağını biliyordum. Ama benden de önce arkadaşını bulmuştu çünkü adamın en yakın arkadaşıydı, çünküsü mü vardı amına koyayım. Ben daha geçen kavga ettiği çocuğun tekiydim. Tam şu üç gün içinde o kavga olayını arkada bıraktık derken Chan'ın Hyunjin'i öğrenmesiyle gelip bizi bulması bir olmuştu.
Okuldaki herkes Hyunjin ve Jisung arasındaki saçma kavgalı durumu biliyordu. Haliyle bu herkes kalıbına Chan da dahildi. Ders başlamadan direkt olarak bizim sınıfa girmiş, bir de o dövmüştü Jisung'u. E ben de onları ayırayım derken onun durmamasıyla sinirlenmiş yine Chan'a vurmuş bulunmuştum.
Kısacası üç günlük uzaklaştırma ve dünkü mesajlaşma bir anda çöp olmuştu. Biz tekrardan kaldığımız yerden kavga etmeye başlamıştık. Aslında bu sefer ikimiz arasında olan bir şey değildi ama sonuçta arkadaşlarımız dahildi.
"Ya zaten sevmiyoduk biz o çocuğu, niye takıyosun kafana bu kadar? Hem geçen de içimde kalmıştı benim vuramamıştım ona, rahatladım."
Gözlerimi devirip "Sence tüm sorun Chan mı şu an?" diye sordum. Omzumda duran parmağını da indirdim.
Jisung'un anlamazca yüzüme baktığı sırada masadaki bir diğer sandalye çekilmiş, Jeongin oturmuştu.
"Daha yeni uzaklaştırma almıştım, üstüne bir de ceza eklendi. Evdekilerle aram zaten bozuk, iyice sikik sokuk oluyor böyle."
Jisung "Haaaa, o bakımdan." diyerek anladığını belirttiğinde oflayarak Jeongin'e döndüm ve "Hoş geldin kardeşim." dedim. En azından aramızda hâlâ aklı başında birisi vardı.
Bakışları ikimiz arasında gidip gelirken "Hoş bulduk da," deyip durdu. "Yine noldu size? Yarım saat boş bırakmaya gelmiyosunuz lan." Bu halimize o kadar alışmıştı ki, sakin ses tonu ve pek de umursamadığı yüz ifadesiyle bize bakıyordu.
Elimle yanımda, yüzüne buz tutan çocuğu gösterip "Hep bu salağın başının altından çıkıyor." dedim. Uzun bir süre Jisung'a ters davranacaktım, hak ediyordu it.
"Yok artık, yalana bak." Jisung yüzünün acısını umursamadan konuştuğunda "Sus artık." dedim. "Başım bir dinlensin lütfen. Hatta az bi siktir git ötede otur. Sonra gel yanımıza."
Jeongin bu dediğime gülerken Jisung surat asmıştı. "Kalbimi kırıyosun he, haberin olsun."
Arkama yaslanıp "Kırdırtma o zaman amına koyayım." diye söylendim. Yine suçlu ben oluyordum.
"Ama neyseki ben yüzsüz bir insan olduğum için gram umursamıyorum. Sen siktir git, hadi bakim."
Jisung'un bunu demesiyle anında ayaklandım ve ellerimi yukarı kaldırıp "Şükür." dedim. Eğer ikisinden biri beni kovmasaydı o masadan kalkamazdım, neyse ki Jisung enayisi bana sataşacağım diye fırsatı ayağıma getirmişti.
"Aaa harbiden gidiyo." Kantiden çıkmadan önce duyduğum son cümle bu olmuştu. Bir de Jeongin'in kahkaha sesini duymuştum ama umursamadım. Bizim sayemizde eğleniyordu işte.
Ellerim cebimde yavaş adımlarla uzun koridorda yürürken duvarda asılı olan panolara göz atıyordum. Birbirinden farklı konularla ilgili bir şeyler asılıydı. Normalde asla dikkatimi çekmezdi ama sıkıntıdan ne duruma düştüysem artık, onlara bile bakıyordum.
"Onları izleyeceğine önüne bak biraz."
Duyduğum tanıdık sesle bakışlarım önüme döndü. Siyah saçları dağılmış, dudağının kenarındaki yara bandını umursamadan bana laf yetiştiren çocuğa göz devirmek istesem de kendimi engelledim.
"Sana mı sorucam birader nereye bakıp bakmayacağımı?"
Gülümseyip başını onaylarcasına salladı. Bakışlarım beliren gamzelerine giderken fark etmemesi için hızlıca gözlerine geri çıkardım.
"Diyecek bir şeyin yoksa çekil önümden hadi." Elimi cebimden çıkarıp onu kovarmış gibi yaptım. O bir şey demeden kenara çekildiğinde yürümeye devam ettim. Arka bahçeye gitmek adına okuldan çıktığımda arkamdan gelen adım seslerinden beni takip ettiğini anlamıştım. Yine de kavga çıkarmamak adına ağzımı açıp bir şey demedim.
Arka bahçeye vardığımda ağaçlığın arasına geçip sırtımı duvara yasladım ve cebimdeki pakedi çıkarıp içinden bir dal aldım. Chan da hiç çekincesi olmadan benim yaptıklarımı tekrar ettiğinde göz devirdim.
Sigarayı yakıp çakmağı cebime koyarken bakışlarımı yanımda duran, benimle aynı boydaki herife çevirdim.
"Hayırdır yine kavga etmek için mi bekliyorsun?"
"İki kavga ettik diye sürekli edicez diye bir şey mi var?"
Başımı evet anlamında salladım. Bence öyleydi, yoksa kavgalı olduğum bir kişi neden peşimde dolaşsındı ki?
"Dün iyiydik bence, öyle devam edelim. Sabah arkadaş kurbanı olduk sadece. Bizlik bir mesele değildi."
Onun garip açıklamasına istemeden de olsa katılırken "Doğru." diye mırıldandım ama sonra aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatıp konuşmaya devam ettim. "Boktan yere ceza aldık ama, unutma bunu."
Dediğimle yüzünü buruşturduğunda mimikleri komiğime gittiği için istemsizce gülümsedim. Sonra bunu fark etmemle o görmesin diye saklamak adına parmağımla burnumu kaşırmış gibi yapıp başımı diğer tarafa çevirdim.
Birkaç dakika aramızda sessizlik olurken biten sigaramı duvara bastırarak söndürdüm. Ben hareketlenirken Chan sigarasını içmeye devam ediyordu.
"Ceza yarın çıkışta mıydı?" diye sorunca "Evet." dedim. "Kaytarmak falan geçmesin aklından. Bu sefer cidden sikerim o zaman seni."
Bu tepkime kaşları çatılırken "O kadar şerefsiz değiliz merak etme." diye tersleyerek konuştu. Beyimiz kendisine de laf ettirmiyordu.
Omuz silkip "Her ne boksan işte." dedim ve daha fazla oyalanmadan ağaçların arasından çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Şimdilik ceza işini düşünüp canımı sıkmak yerine sınıfta uyumak istiyordum.
-
annyeonghaseyo yorobun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
scary love | minchan
FanfictionChan'ın sevgilisinin Minho'ya çıkma teklifi etmesiyle ikili sürekli kavga etmeye başlar. 09.07.22