Oflaya puflaya indiğim spor salonuna baktım kısaca. Müdür dünkü olay yüzünden bize ceza olarak burayı temizlememizi söylemişti ama bu istek çok saçmaydı. Allah'ın her günü burada öğrenciler koşturup toz çıkarıyordu, yani biz ne kadar temizlesek de her türlü boka dönecekti burası."Sizin yüzünüzden saçma sapan işler yapıyoruz ya." diye söylendim yanımdaki ikiliye bakarak.
Jisung ve Hyunjin yan yana durmuşlar, hatalı olduklarının bilincinde bize bakıyorlardı. Ama bunun hiçbir etkisi yoktu. Onu kavga etmeden ve bizi karıştırmadan önce düşüneceklerdi.
"Olur öyle şeyler canım ya, üzülme." Jisung'a ters bir bakış attım. Yine boş yapıyordu.
Benim bakışımla Hyunjin gülerken Jisung göz devirerek yanındaki su dolu kovayı önüne çekip elindeki paspası içine soktu. O ikisi yerleri silecekti ama biz Chan'la ne yapacaktık bilmiyorum. Oturup voleybol filesinin tozunu alacak halimiz yoktu herhalde.
"Biz ne yapalım?"
Chan dibimde sakince konuştuğunda ona dönüp omuz silktim. "Bilmiyorum, olmadı şunlar yarısını siler sonra geri kalanını biz yaparız."
"Uyar bana tamam."
Bu olayı başımıza kakan ikili birer köşeye gidip silmeye başlarken ben de ayakta durmayıp kendimi kenarda duran mavi minderlerden birine attım. Sırf onlara gıcıklık olsun diye basket oynayıp ayaklarının altında durabilirdim ama bir an önce eve gitmek istediğim için usluca oturacaktım.
Cebimden telefonumu çıkarıp bildirimlere baktım. Sabah ki grup konuşmalarını es geçip instagrama girdim ve sırf zaman geçsin hikayeleri izlemeye başladım. Ben dakikaları böyle geçirirken de Chan yanımdaki mindere oturmuş etrafı izliyordu.
Aklıma gelen şeyle boş boş hikaye izlemeyi bırakıp telefonu kucağıma bıraktım ve yanımdaki çocuğa döndüm.
"Pşşt baksana bi'."
Seslenmemle duvardaki düşünceli bakışlarını çekip bana döndü. Yüzünün belirli yerlerinde kızarıklıklar duruyordu. Benim dört gün öncesinde vurduğum yerler hafiften mor gibiydi. Bunlara rağmen canı hiç yanmıyormuş gibi rahatça durup konuşabiliyordu. Acı eşiği yüksekti demek ki.
"Efendim?"
Bende sırtımı duvara yasladım. "Sen bu Jiwoo işini ne yaptın? Konuştun mu onunla yine?"
"Konuşmadım." deyip önüne döndü tekrar. Kaşlarımı çattım bu hareketine.
"Hayırdır, niye?"
Ofladı, sanki bu konuyu konuşmak istemiyormuş gibiydi. "Çünkü ben ne dersem diyeyim o bambaşka bir şey diyor amına koyayım, bu yüzden konuşmak istemiyorum. Yalan söyledin diyorum hayır anlattığım her şey doğruydu diyo, sana söylüyorum o yalan söyledi diyosun. Kime inanacağımı şaşırdım ya. Nerden çıktı bir anda tüm bunlar anlamadım zaten."
Uzunca konuşmasını bitirdiğinde gözleri hâlâ etrafta geziyordu. Bu durum cidden canını sıkmıştı galiba.
"Sen niye doldun bu kadar? Valla sen gelip bana vurana kadar benim için sıkıntılı bir durum yoktu." Durup yer silen çocuklara baktım ama kendi hallerinde olduklarını görünce Chan'a geri döndüm. "Kusura bakma ama Jiwoo zaten gevşek bir kız. Gelip bana benimle çıkar mısın dediğinde bile başta olayı kavrayamamıştım. Sonuçta sen olduğunu bilmesem de bir sevgilisi olduğunu biliyordum. O ise çok rahat duruyodu. Sanki sevgilisi olan benim amına, ben gerildim onun yerine."
Chan'dan bir süre ses gelmezken beni de haklı bulmuş olacak ki "Doğru." demekle yetindi.
Onun bu garip ruh halini bozmak adına gülüp elimle omzuna vurdum. Bu hareketimi beklemediği için başta şaşırıp sıçrasa da sonra irisleştirdiği gözleriyle bana baktı. Komik duruyordu.
"Korkma korkma, yemem. Sıkma canını da yav, sana kız mı yok?"
"Harbiden delisin amına koyayım ya." Dediğim şeyi es geçip o da bu gevşekliğime gülerken yine istemsizce gözüm gamzelerine takılmıştı. Gülüşüm anında solarken yerimde rahatsızca kıpırdanıp önüme döndüm. Tam o sırada ise Jisung paspası yere bırakmış bize doğru geliyordu.
"Yoruldum ha." Elinin tersiyle alnındaki teri sildi. Salon büyük olduğu için silinecek yer de fazlaydı haliyle. "Hyunjin de mıy mıy zorla siliyo zaten. Ayyyyyy, hadi kalkın biriniz devam etsin."
O gelip yanıma otururken "Tabi efendim." deyip telefonumu cebime atıp ayaklandım ben de. Sahaya doğru yürüyüp ortada duran paspası aldım ve kendimce şarkı mırıldanarak bi o yana bi bu yana salına salına yerleri silmeye başladım. Hayatımda hiç düzgün bir iş yapmadığım için nasıl silinir falan bilmiyordum. Elimden ne gelirse artık.
Ben kendi çapımda bir süre yerleri silerken sonra Chan da bana katılmış, ikimiz bir yandan silerek salonu temizlemiştik. Havanın da kararmasıyla hepimiz salondan çıkarken önceliğimiz sınıfta bıraktığımız çantalarımızı almak olmuştu.
Ben Jisung'la, Chan Hyunjin'le beraber okuldan çıktığımızda aramızda birkaç muhabbet dönüyor ama sonra sanki kavgalı olduğumuzu hatırlarmış gibi susuyorduk. Bu durum oldukça komikti aslında ama göze batmamak için kendimi tutuyordum. Bir süre sonra evlerimize gitmek için ayrıldığımızda rahatça gülebildim. Yine de bu ceza olayı hiç hoş değildi.
-
bolum sonlarini asla baglayamiyorum ya imdaaaaaaatg
neys oylesine gecis bolumu olduopdum hepinizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
scary love | minchan
FanfictionChan'ın sevgilisinin Minho'ya çıkma teklifi etmesiyle ikili sürekli kavga etmeye başlar. 09.07.22