16

1.1K 125 78
                                    




İki gündür okula gelmiyordu. Bilerek gelmediğinden adım gibi emindim. Ben ise hâlâ şiş gözüme ve patlak dudağıma rağmen onu görürüm belki umuduyla geliyordum.

Sınıfa ilk girdiğimde suratımın halini gören herkes başta şaşırsa da sonra alışık oldukları için salmışlardı. Ama Jisung yanımda kudurmaya devam ediyordu. Ona olanları sadece Chan'la kavga ettik diye özetlemiştim. Ondan hoşlandığımı -bunu söylemek hala garipti- Jisung'a söyleyememiştim. Tepkisinden çekindiğimden falan değil, kendimden çekiniyordum hâlâ.

Garip geliyordu.

Garip gelen bir erkekten hoşlanmam da değildi, bu kişinin Jiwoo'nun eski sevgilisi Chan olmasıydı. Benim onunla yakınlaşma sebebim bile eski sevgilisiyken onun benden hoşlandığını düşünmem zaten saçmalıktı. Bizden olmayacağının farkındaydım, yine de insan düşünmeden edemiyordu işte.

Bir tarafım belki diyordu. Belki olursunuz.

Şimdilik onu dinlemek istemiyordum ama. En azından Chan okula gelip yüzüme bakana bakar.

"Ohoo, daldın gittin sen yine."

Yüzümün önünde sallanan eli tutup çektim "Gitmedim, burdayım." dedim. Jisung göz devirirken bu haline sırıttım. En azından ona sataşıp kafamı dağıtabiliyordum.

"Hyunjin gelmiş bugün." dediğinde "Nerde gördün?" diye sordum. Dün de sorduğum için bugün geldiğini söyleme ihtiyacı hissetmişti sanırım.

"Kankasının sınıfının önünde Jiwoo'yla konuşuyordu."

Şaşırmadım. Zaten Hyunjin hâlâ o kızın tarafını tutuyordu.

"Anladım." demekle yetindim ve başımı sıraya koydum. Eğer düşünceler zihnimi serbest bırakırsa öğle arasına kadar uyuyabilirim diye düşünüyordum.

-

"Minho. Minho. Minho!"

Omzumun aralıksız dürtülmesiyle homurdanıp başımı diğer tarafa döndürdüm. Cidden uyumuştum ve şu anda uyanmak istemiyordum. En azından tüm dersler bitene kadar yatabilirdim böyle.

"Lan amcık kalksana ya! Omzunu söktüm daha ne yapayım?"

Jisung'un öfkeli sesi hemen kulağımın dibinden gelirken suratımı buruşturdum. Borazan sesliydi bu çocuk.

Gözlerimi açmadan "Ne var?" diye mırıldandım. Sesim çatallı ve boğuk çıkmıştı. E haliyle yeni uyanmıştım.

"Chan okula gelmiş." Duyduğum cümleyle kaşlarım çatılırken idrak etmek çalıştım önce. Anladığımda ise doğrulup dibimde duran Jisung'a baktım.

"Kaçıncı dersteyiz?"

"6'ya gircez birazdan. Öğle arası falan geçti çoktan."

"Niye uyandırmadın?" diye sordum kollarımı geriye uzatıp gerinirken. Harbi güzel uyumuştum he.

Jisung hiç çekinmeden kafama vurdu bir tane. Yabaniydi bu çocuk, eğitilmezdi. "Uyandırmadık sanki. Uyuyorsun hayvan gibi."

"Uykusuzdum ne yapayım?" diye mırıldandım ve uyanma nedenime geri döndüm. "Chan neredeymiş?"

"Sınıflarının önünden geçerken gördüm, sarı kafayla beraberdi."

Tek kaşımı kaldırıp "Niye son derslere gelmiş ki?" diye soru sormaya devam ettim. Birazdan Jisung ağzıma sıçacaktı ama ne yapayım, merak ediyordum.

"Ne bileyim amına koyayım. Aşık mı oldun hayırdır? Sorup duruyorsun?"

Dedikleriyle gözlerim büyürken yalandan gülüp hızlıca ayağa kalktım. "Haha, komik çocuk seni. Merak ettim sadece. Neyse ben bir tuvalete gideyim. O kadar uyuyunca çişim gelmiş."

scary love | minchan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin