15

1.1K 127 124
                                    



Yaklaşık 15 dakikadır olduğum yerde duruyor, stresten midir bilmiyorum dizlerimi titretip duruyordum. Aslında burada beklemeyip kaçabilirdim, sonra Chan'a da bir yalan uydururdum ama kendime laf ettirmek istemiyordum.

Nasıl olmuştu, ne ara ondan buraya kavga için gelmesini istemiştim onu da bilmiyordum. Sinirlenince aklımdaki her şey gitmişti. O an için gerçekten karşımda dursa acımaz yüzüne yumruğumu geçirirdim. Şimdi ise yapabileceğimden emin değildim.

Sırf bu yüzden de dakikalardır onunla olan kavgalarımızı düşünüyordum, ona tekrardan sinirlenebilmek için.

Bir işe yaramamıştı. Sadece daha da gerilmiştim.

Birkaç dakika daha sadece sokak lambalarının aydınlattığı boş sokakta, kaldırımda oturmaya devam ettim. Üstümde düz siyah bir tişört altımda da eşofmanımla birazdan kavga edecekmiş gibi değildim. Tam o sırada ise sokağın diğer ucumda karşı kaldırımda yürüyen bir beden çarptı gözüme.

Yaklaştıkça yüzü belirginleşirken bu kişinin Chan olduğunu anladım. Siyah kapüşonlusunu kapattığı için sadece yüzü görünüyordu. Havaya tezat olarak ise altında dizlerinin orada biten bir şort vardı.

İkimiz de asla kavga edecekmişiz gibi değildik.

Tabii bu düşünceye sadece ben sahip olmalıydım ki benim oturduğum yerden ayaklanmamla, Chan'ın bana yaklaşır yaklaşmaz yüzüme bir tane vurması aynı anda gerçekleşmişti.

Sol yanağıma sertçe vurduğu yumruğu yüzümün yana dönmesine sebep oldu. Hissettiğim acıyla "Siktir." diye mırıldandım. Bu çocuk her seferinde gelip bir şey demeden bana vurmaktan vazgeçmeliydi.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda onun da kaşları çatık bir şekilde bana baktığını gördüm.

Dudağımda hissettiğim sızıyla elim oraya giderken kanadığını anlamıştım. Buna rağmen sırıtmaya çalışıp gözlerimi kahvelerinden çekmeden "Rahatladın mı?" diye sordum.

Chan'in sırıtışımla kaşları mümkünmüş gibi daha da çatılırken "Hayır." demekle yetindi. Bir adım gerileyip etrafa bakınırken kapüşonunu indirip eliyle saçlarını karıştırdı.

Sanırım evden geldigi için saçları kıvırcık duruyordu. Çoğu zaman okulda onu düz saçla görüyordum. Nasıl oluyorsa da iki haliyle de çok iyi görünüyordu.

Başımı iki yana sallayıp bakışlarımı üzerinden çektim. İflah olmazdım ben.

Aramızda garip bir sessizlik oluşurken arkamızdan bir araba geçmesiyle Chan bana döndü. Bakışları az da olsa normale dönmüş gibiydi. Anlaşılan o da bana oldukça sinirlenmişti.

"Eee sen vurmayacak mısın?" diye sordu sonra.

Harbi ben niye vurmamıştım ona?

"Sen iste yeter." deyip beklemeden sol yumruğumu yüzüne geçirdim. Eğer şimdi yapmasaydım sonra yapamazdım.

Chan bir iki adım gerilirken "Amına koyayım." dediğini duydum. Canını nasıl yaktıysam tekrardan üzerime gelip tişörtümün yakasını tuttu ve sertçe yüzüme vurmaya devam etti. Bu yumruğum onun kırılma noktası olmuştu.

Peş peşe attığı yumruklar gittikçe canımı yakmaya devam ederken onu itmeye çalışsam da beceremiyordum. Son olduğunu düşündüğüm bir vuruşla yere doğru düşerken yakamdan elleri de çekilmişti. Yine üzerimden kalkmadan bir kez daha vurdu. Anlaşılan bunun bir sonu olmayacaktı.

"D-dur." diye konuşmaya çalıştığım sırada ağzıma gelen kanla başımı eğip yere tükürdüm. Böylece Chan'ın hareketleri durmuştu. Ağırlığını bana vermeden üzerimde duruyor, eli ise yumruk şeklinde öylece duruyordu. Hırkası üzerinden düştü düşecek gibi dururken sık nefesler alıyordu.

scary love | minchan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin