2. Bölüm

8.3K 313 45
                                    

(Bölüm sonunda;
a-Kitap hakkında bir açıklama,
b-Kendi özel hayatım ile ilgili bir açıklama, var. A'yı okumayı ihmal etmeyinn)

Kurgu değiştirilmiştir.
Zehir- 2. Bölüm

"Burada bekleyin kendisine haber vereceğim." Adal Vefanın yanına biraz daha yaklaşarak gözden kaybolan kadının gittiği yola baktı. Oldukça büyük bir evin önündeydi. Demir kapının önünde ki korumaların onlara yolladığı bakışlar her ikisinide tedirgin ediyordu. Şimdiden buraya gelmenin berbat fikir olduğuna hemfikir olmuşlardı.

Adal bakışlarını itinayla her bir yere değdiriyordu. Buradan dahi görülen bahçenin yeşil alanının ortasında taştan yapılmış bir yol vardı ve bu yolun sonu yok gibiydi. Sislerin ardından silik görünen köprü fazlası ile yakın duruyordu.

Adal kafasını çevirdiğinde ona bakan kadını farkına varmıştı. Bakışlarını bir süre kaçırdıktan sonra kendini tutamayıp gözlerini kadın ile buluşturdu. Siyah saçlı kadın uzun boyu ile dikkat çekmekten çok,dikkat dağıtıyordu. Kadının ona doğru bir adım atması ile başını çevirerek içinde meydana gelen paniği bastırmaya çalıştı.

Vefa ile gözleri kesiştiğinde bir şey yapma gereksinimi hissederek gülümsedi. Bu gülümseme kopan acı çığlık ile kesildi. Adal duyduğu ses ile Vefanın arkasına geçmiş elindeki çantasını daha sıkı tutmuştu. Yanlarına baklaşan kadın içindeki duyguları kontrol almaya çalışıyordu.

"Vefa Salman!" Vefa bu sözcükleri beklemediğimiz aşikâr olan şaşkınlığı ile yutkundu. Bu kadından hiç hoşlanmamıştı.
"Seni içeride bekliyor."

Vefa 'Kim' diye soracak olurken sessizce eve doğru ilerledi. Ancak Adal hâlâ olduğu yerde duruyordu. Korkmaya başlamıştı vücudunu saran Ateş başını döndürüyordu. Ne gibi bir pisliğin içerisinde olduğundan haberdar dahi değildi. Bedeninde hissettiği soğuk bakışlar ile ürperdi. Taşlı yolun üzerinde ilerleyecek iken onu durduran sesten ziyade niye durduğu daha korkunç bir nedendi.

"Buraya gelmemeliydin. Derhâl git." Adal kadının yüzüne bakarak konuşmaya başladı. "Ne? Ne diyorsun?" Kadın Adal ile arasında bir kaç adım olacak şekilde yaklaşarak anlamsız cümlelerine devam etti.

"Aptallık ettin Adal kendi ayakların ile ona geldin. Bunun sonuçları çok ağır olacak."

Adal içinde bulunduğu durumu anlamdırmaya çalışsada hiç bir sonuca varamıyordu. Başına gelecek şeylerden haberi olsa burayı hemen terk ederdi fakat o hiç bir şey bilmeyerek tuzağa düşmüştü. Kadının söylediği cümlelere karşılık bir sözcük bulamıyordu. Göğsü korku ile inip kalkıyor kalbi göğüs kafesini hür olmak istermiş gibi şiddetli atıyordu.

"Henüz herşey için geç değil buradan hemen git. Aksi takdirde kimse seni kurtaramaz."

Kadın Adal'ın kolunu sıkıca kavramış dış kapıya doğru sürüklüyordu. Adal olan herşeye tepkisiz kalması yanı sıra beyin fonksiyonları işlevini yitirmişti.

Aniden duyulan Silah sesi ile hızla arkasına döndü. İkinci bir ateş sesi duyulduğunda kolunu kadından çekerek eve doğru koştu. Her bir adımında içindeki korku artıyordu. Ecele doğru koştuğunu farkına bile değildi. Açık kapıdan içeri girdiğinde ilk kapıdan içeri girdiğinde yerde Kanlar içerisinde gördüğü Vefa ile çığlık atarak koşarak Vefanın yanına vardı.

"Vefa! Vefa. Sakın gözleri kapatma. Lütfen kapatma."

Adal cebindeki mendil paketini çıkararak kurşunların olduğu yere doğru bastırdı. Bu müdahale az olsada kanamayı kontrol altına alma çabası göstersede şimdiden köyü kırmızı olan peçeteler parçalanıyordu. Elleri ile sık sık nabzını kontrol ediyordu ne yapacağını bilmiyordu cebinden telefonunu çekmediğini görünce Çaresizce yeni mendilleri yerleştirdi.

O tüm bunları yaparken odanın köşesinde oturmuş izleyen adamın varlığını hissetmemişti bile.

Ferman Adal'a doğru bir adım attığında parkede ses yapan Ayakkabı Adal'ın arkasına dönmesine neden olmuştu. Adal'ın bakış açısına giren Ferman Adal'a bir adım daha yaklaştığında Adal bedenini kanlar içerisinde olan Vefanın üzerine siper etmişti.

"Onu daha fazla koruma."
Adal işittiği ses ile tedirgin olsada geri adım atmadı. Vefanın elini sıkıca kavrayıp "Lütfen ona yardım et."

Ferman elindeki silahı Vefa'ya doğru uzattığında Adal zorlukla ayağa kalkarak Ferman'ın karşısına geçti. Silahın göğsüne değmesine santimler kalmıştı. Kalp atışları nefes alış verişlerini zorluyordu. Boğazının yanması onu daha da kötü hissettiriyordu. Birşeyler söylemek için ağzını açtığında tek bir kelime bile çıkmadı. Ağzı siyah bir mühür ile mühürlenmiş gibiydi.

Ağzını geri kapattığında anlatma işlevini gözleri devralmıştı. Kendini konuşmaya zorlasada göğsüne değdi değecek siyah metal onu psikolojik olarak soluksuz bırakıyordu.

Ferman silahı yavaşça indirdiğinde derin bir nefes aldı. Silahın ucu tamamen yere baktığında Adal tuttuğu nefesini serbest bıraktı. Yüzü şimdiden kireç gibi beyaz buz gibi soğuk olmuştu. Kelimeleri yutuyor gibiydi. Yutkunarak tekrar konuşmaya başladı.
"Lütfen ona yardım et. Yoksa ölecek."

"Amacımda bu zaten."  Adal tüm korkusunu yenerek Ferman'ın bir adım gerisinde durdu. "Babasının yaptığı hatayı neden o ödüyor!?"
Adal kelimelerini aceleci kuruyor bir an önce hastaneye gitmek istiyordu. Çünkü kanaması çoğalan Vefanın pek bir vakti yok gibiydi.

"Eğer onu babasının hatası yüzünden öldürecek olsaydım bu işi evde yapardım. Fakat o benim karşıma geçip benden hesap sordu tıpkı senin gibi."

Adal sonda işittiği cümle ile ister istemez gerilesede duruşu dikliğini bozmadı. "Ben onun için özür dilerim. Kendim içinde özür dilerim. Senden tek istediğim onu hastaneye götürmen."
Ferman konuşmayarak evin içinde duran adama baktığında adam verilmiş emri anlayarak onlara yaklaştı.

"Çocuğu hastaneye götürün. Bir daha karşıma çıkmayacağından emin olun."

Adal'a doğru döndüğünde gözlerindeki ışığın nedeni olma düşüncesi onu memnun etmişti. Adal'a yaklaşarak"Onu kurtarmamın tek nedeni seni bana getirmiş olması Adal."

.....

Bölüm sonu

Allah'ıma şükür bu bölüm bitti. Gerçi bunun daha devamı varda neyse orasını sonra düşüneceğim.

a- Duyurusu (Kitap hakkında)

Şimdi benim oldukça düzensiz bir hayatım var ve asla bir program yapamıyorum. Süreklilik kitabın bölüm yazma aşamasına başladığımda sizlere şu gün gelecek felan diyorum ama gelmiyor çünkü hiçbir şey planlamalarıma uymuyor. E böyle olunca ben kendimi sizlere karşı mahçup hissediyorum. Bu nedenle bölüm günleri vermek istemiyorum pekte.

b- Duyurusu (Özel hayatım ile ilgili)

Kitaptan tamamen bağımsız bir duyurudur!

Sizden bir konuda yardım isteyeceğim önümüzdeki Perşembe bir münazaram var ve son konuşmada yapacağım bir etkinlik arıyorum Deney vb. Şey gibi çıktı olan var mı?

(Konu yüz yüze eğitim daha etkili.)

ZehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin