ARKADASLAR YAZİM HATALARİ OLABİLIR , TELEFONDAN YAZDİGİM İCİN BİRAZ ZOR OLUYOR ! SİZE VOTE ATİN YA DA YORUM YAPİN DİYE SOYLEMİCEM İCİNİZDEN NE GELİYORSA YAPİN :)))) İYİ TATİLLER
Sinirle elimdeki birayla adamın masasına doğru ilerledim. "Pardon. Neden benim getirmemi istediniz ? Burayı ya da beni ne zanettiniz?" Diyerek karşısına dikildim . Adamin telefonuna gömdüğü kafasını yavaşça kaldırarak yüzüme baktı. " Siparişlerimi alan kişilerin siparişlerimi getirmesi gerekir. " dedi . Son sözlerime cevap vermeyerek.
" Bu ne saçma düşüncedir böyle ! " , adam bıkkınlıkla yüzüme bakti ." Prensip meselesi " deyip sahte bir gülümseme bahşetti. Elimdeki birayı masaya biraz sertçe koydum . " Afiyet -zıkkım- olsun " aynı onun gibi sahte gülümseyerek yanından ayrıldım . Ama bu yakışıklı adamda genc mi demeliyim bilmiyorum ama beni iten birsey vardı .
Diğer masalarla ilgilenirken " Hesap !" Diyerek beni çağırdı . Bende elimdeki hesap kutusuyla yanına ilerledim ve kutuyu masaya koydum . Dönüp giderken "Teşekkür etmeyecek misin ? " Dedi. "Ne için ? " sorusuna sorusuyla cevap verdim . O da alayla gülümseyerek " Seni kurtardigim için. " dedi. Masasından kalkmışti. " Hayır etmiyorum " soru sorar gibi kaşları havaya kalktı . Bende gülümseyerek " Prensip meselesi " deyip hesap kutusunu alıp kasaya doğru ilerledim , yüzümdeki galip ifadeyle.
Adam tam kapıdan çıkarken " Burayı zaten bir kafe olarak bile görmüyorum .. ha tabi seni nasıl gördüğüm tartışılır bir konu o ayrı ", deyip göz kirparak çıktı . Sinirli bir ben bırakarak.
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Kafede mesai saatim bitti eve doğru ilerliyorum. Saat daha 18:00 di fakat çok yorgundum , Allahtan bugün maçım yok.
Eve doğru giden tanıdık caddelerden geçerken , biri bianda ağzımı kapatıp sokağın ıssız tarafına cekerken içimden " yeter lan sürekli biri beni durduruyor " diyemeden edemiyordum. Ağzımi kapatan kişi beni sertçe duvara bastırdı , yüzüne baktığımda " Pardon ama e yuh yani ne var ? " dedim . Adam dişlerini sıkarak " Bak beni sinir etme Tuana , patron için sabrediyorum yoksa elimde kalirsin . " dedi .Bende sürekli gördüğüm hatta demin kafeye gelen adamın ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum . " Kimsin sen ? " diye soru yönelttim , " Çok mu merak ettin ? Ben Senar ve seni isteyen patronuma götürecek kişi " dedi.
Ne diyor ya bu ne patronu? . " Ben hiçbir yere gelmiyorum. O gerizekali patronuna söyle NAH GELİRİM!" son kelimelerinin üstüne basarak. Bir anda girtlagimi sıkıp " doğru konuş yoksa patron var dinlemem siker öldürürüm seni " dedi . İçimde sinirle volkanlar patlayarak " Belliydi zaten kendi isteginle beni kurtarmadığın , sen onlardan daha şerefsiz çıktın ne sen ne de piç patronun bana hiçbirşey yapamazsıniz ."
Sırıtarak "o kadar emin olma " dedi. Ve boynuma sert birşeyle vurmasiyla dünyamin kararmasina neden oldu.
✨✨✨✨✨✨✨✨
Uyandığımda soğuk bir mermerin üzerinde titriyordum. Gözlerimi açtığımda gördüğüm tek şey yada görmediğim şey mı demeliyim" karanlıktı".
Ayağa kalkıp bir kapı aramaya başladım . Elim kapının kolunu bulduğunda hemen aşağı çektim . Ve şok olmama neden olan şey kapının açık olmasıydı . Yavaşça kapıyı kendime doğru çektim . İçeriye zayif bir ayndinlik gelirken buranın büyük bir depo olduğunu anladım yavaş adımlarla deponun içine girdim kimse etrafta yoktu fakat dışarda kimsenin olmayacağı anlamına gelmiyordu uzaktaki demir kapı gözüme çarptı . Ona doğru ilerlerken demir kapı hizlica açıldı , içeri 5-6 tane adam onlar arasında beni kaçıran yani Senar vardı.
Herkes duzgunce dizildi ben daha ne olduğunu ve ne olacağını idrak etmeye çalışıyordum . Havali değilde sert ve sinirli bir şekilde İçeri ; uzun boylu, kumral, ela gözlü ve çok yapılı kaslı , takım elbisesinin pantolonunu ve siyah gömlek giyen ultraaaa yakışıklı bir adam girdi .
Evet bu özellikleri hemen sayabildim çünkü çok dikkat çekiciydi . Ben ne diyorum ya adam beni kacirmis benim düşündüğüm şeye bak . Hem ben ne ara erkekleri bu kadar inceler oldum ? Neyse bunları düşünmenin ne yeri ne zamani.
"Küçük Tuanacik uyanmış " dedi yakışıklı adam. Bana doğru yaklasiyordu. O ne kadar ileri doğru adim atsa bende o kadar geri adim atıyordum. " uzak dur benden!" diye bağırdım . İfadesizca bana doğru gelmeye başladı . " Klasik kaçırılan kişilerin sorusunu sormadan ben söyleyeyim Tuana GEZİCİ , ben senin patronun Ali Merdan MİROĞLU ".
✨✨✨✨✨✨✨
Beni kacirmasindan iki gun gecti bana yemek getiren adam dışında ne gelen var ne giden Hayır anlamıyorum neden beni kaçırdı bir şey demedi zaten düşüncelerimden ayrilma nedenim kapınin açılmasiydi . Merdan bana gelmeye başladığı anda geriye gidemedim çünkü duvarın dibindeydim zaten. Yanıma gelip beni ayağa kaldırdı ve elini yanağima koydu . Kendini bana bastırdı.
"Çek o iğrenç ellerini üzerimden ! " diye tısladım. Fakat ben konuştukça o kendini bana daha fazla bastırıyordu . Alayli bir şekilde gülümsedi fakat gülümsemesi gözlerine ulaşmıyordu .
" Tuana... Tutana emin ol sen şuanda benden kurtulmak için kıvranırken ve ellerimi üzerinden çekmemi isterken sana daha çok baglaniyorum ama malesef iyi anlamda değil , şimdi istediğin yere kaçabilirsin " ben su anda onu tanigimdan beri en uzun konuşmasını yapmasına mi yoksa beni birakmasina mi sasirayim ?, her neyse kapıya doğru koşarken onun sesiyle olduğum yerde kaldım .
" Ha unutmadan , bir gün ellerimi senin vücuduna kullanmam ve altımda kıvranman için bana yalvaracaksin, o gün uzak değil .." dedi .
Bende kafamı ona doğru çevirerek dudağımin kenarini hafifçe kivirdim. " Kusura bakma Merdan MİROGLU hevesini kırmak istemezdim fakat adamina dediğim gibi avucunu yala." Kusura bakmayın fakat nah diyecek kadar ölümü bekleyen biri değilim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUANA
Random"Eğer bir adım daha atarsan cenazeni bile çıkarttırmam buradan" tüylerim ürperdi duraksadim ama umursamamış gibi yapmak zorundaydım ben onun mali değildim. Tekrar arkamı dönmeden yürümeye başladığım da arkamdan gelen adım sesini duymamla yüzüme in...