0.3 | coincidences

302 29 5
                                    

Gözlerimi tedirginlik ve telaş ile araladım.

Solumda duran komodinden telefonumu alıp saate baktım.

'Siktir'

Saat 8.39 idi ve okul çoktan başlamıştı. Hızlıca okul formalarımı giyip saçımı taradım, elimi yüzümü yıkayıp aşağı kata indim ve direkt dışarı çıktım. Sabahları genelde kahvaltı yapmazdım, öğlenleri de.

Gözlerim şoförü aradığımda hızlıca arabaya binip yolu tarif ettim.

Okulun girişine girmesini istemedim, hızlıca inip okula doğru yürümeye başladım, herkesin gözü benim üzerimdeydi, transfer olmak böyle hissettiriyormuş.

Zaten bütün gözler üzerimde olduğum için fazlasıyla geriliyordum ve herkesin bana iltifat etmesi sinirimi bozuyordu.

Teneffüs zili çalıp öğretmen sınıfa girince sessizce kapıyı tıklayıp 2-5 sınıfına girdim. Dün tanıştığım Bay Han bana doğru dönüp gülümsemeye başladı.

''Hoşgeldin Vien, gençler Vien yeni sınıf arkadaşınız, gel kendini tanıt''

Tahtanın önüne çıkıp kendimi tanıtacakken bana doğru bakan tanıdık bir çift göz ile karşılaştım, kısa zaman sonra onun geçen gün sokakta karşılaştığım motosikletli olduğunu fark ettim.

'Adı-'

''Çok güzelsin!''
''Vay canına! Tanrıça mısın?!''
''Benimle çıkar musın!?''

7-8 kişiden gelen iltifat ile soğuk kanlılığımı koruyup sözüme devam ettim

'Adım Park Vien, 17 yaşındayım. İngiltere'den geldim'

''Evet çocuklar, sınıf arkadaşınızı tanıdığınıza göre, Vien, Semi'nin arkasına oturabilirsin''

Bay Han'ın elini gösterdiği yere bakarken birden dondum, gözlerimi iki kez kırpıştırarak tekrar baktım, oydu.

'Park Se-mi'

''Park Vien''

İkimiz de birbirimize donuk gözlerle bakarken sessizce yutkunup yerime geçtim

Kuzenimin arkasına

Ders bittikten sonra neredeyse bütün sınıf önümde toplandı,

''Merhaba Vien, ben Soo Ah, bu da Soo Jin, bu yakışıklı tontiş şey de sevgilim Tae Hoon, tanıştığımıza memnun olduk''

Başımı yavaşça sallayıp konuşmak istemediğimi belli etmeye çalıştım. Se-Mi'nin sınıftan çıkışını görüp hızlıca peşinden koştum

'Park Se-Mi!'

Bana doğru yavaşça dönmesi ile ona nefretle baktım.

'Sen...'

''Merhaba Vien, görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi? Hiç değişmemişsin, aslında değişmişsin, ailenin ölümü seni derinden etkilemiş olm-''

Kolundan tutup sertçe dışarı sürüklediğimde öğrencilerin bizi izlediğini fark ettim

''Sen, ne cürretle!''

'Ailem hakkında tek bir kelime daha edersen seni öldürürüm'

Ona doğru eğilip fısıldayarak söylediğim bu cümlenin ardından hızlıca yürüyerek ön bahçeye çıktım.

''Hey, sen!''

Arkamı dönmem ile geçen günkü motosikletli çocuk ile karşılaştım

''Beni hatırlamadın mı?''

'Hatırladım'

''O gün neden benden kaçtın, bir şey soracaktım''

'Kaçmadım, acelem vardı, ne soracaksan şimdi sor'

''Unuttum, bu arada, kaskımı getirmeyi unutma''

'Tamam, unutmam.'


________________________________________________________________________

euphoria | han seojunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin