Oy ve yorum sayım aşırı düşük, bu da doğal olarak hevesimi ve modumu düşürüyor. 2 saniyelik bir oy atma, lütfen unutmayın 🥺
2376 kelimelik upuzun bir bölüm olacak, iyi okumalar ❤️
San'dan Anlatım:
Wooyoung'la sevgili olduktan sonra her gün, her an birlikteydik. Ona doyum noktam yoktu, onsuz nefes bile almak zordu benim için. Ve bu duyguları Wooyoung'un da yaşadığı görüyordum, benim için bundan büyük bir mutluluk yoktu sanırım.
Birlikte benim evimde kalıyorduk, benim kıyafetlerimi giyiyordu, onları giyince tam bana ait olduğunu düşünüyorum. O kadar tatlı ve güzel görünüyordu ki, her haline aşık oluyordum.
1 yılı aşan gizli aşkımda, onun ev hallerini, dudaklarını, yaptığı yemeklerin tadını, uyanınca ki, uyurken ki hallerini ve çok daha fazlasını hep hayal ederdim. Şimdiyse benim evimde, merak ettiklerimi ve merak ettiklerinden daha fazlasını görüyordum. Onsuz yaşayamazdım, o benim her şeyimdi. Bu hayatta bir tek onu ve onunla ilgili olan şeyleri seviyordum...
Sınıftan bir arkadaşımız bir parti düzenliyordu, çiftler olarak Wooyoung ve bende gidecektik tabii ki. Wooyoung bugün kendi evinde kalması gerektiğini, dayısını özlediğini söylemişti. Bende 1 gün bile olsa ayrı kalacağımız için üzülsem de dayısını görmek tabii ki en doğal hakkıydı. Sarıldımdaktan sonra son bir kez birbirimizi öptük ve el salladıktan sonra da ayrıldık. O gidince evi bomboş hissetmiştim, bir türlü alışamıyordum. Sadece birkaç gündür birlikte olsak bile ona hemen alışmış, dünyamın merkezi haline getirmiştim. Ve bundan da oldukça memnundum.
Parti günü...
Sabah erkenden kalkıp üstümü giyindim. Gayet iyi göründüğümü düşünüyordum, zaten Wooyoung için böyle giyinmiştim, diğerleri zaten umrumda değillerdi. Ben Wooyoung'umu düşünüyordum.
Tam evden çıkmak için kapıyı açtığım anda karşımda Wooyoung'u görmüştüm. Sanırım işlerini erken bitirip buraya gelmişti. Onu gördüğüm an sanki 1 yıldır görmüyormuşçasına sarıldım. O da aynı hislerle karşılık verirken sadece kokusunu içime çektim.
Ayrılıp yüz yüze geldikten sonra üstüne baktım.
Cidden... Nefes kesici görünüyordu...
Saten bir takım giymişti. Boynunda 1 tane zincir bir kolye vardı. Birazcık göğüs kasları görünüyordu ve ben bayılacaktım. Yüzünden bahsetmiyorum bile...Böyle bir afet ile birlikte gitmek beni germişti. Ona bakmalarını istemiyordum, o sadece benimdi...
(Wooyoung'un burda studio choom'daki kıyafetini düşünün. Aynen onu yazmak istedim. Bilmeyenler için medyaya Wooyoung'u kısaca koydum. San'ın da dejavu'daki siyah, uzun ceketli kombini düşünebilirsiniz. Devam edelim <3)
Ben ağzımın suyu akarcasına afallamış bir şekilde Wooyoung'u süzerken, gülerek bana seslendiğini bile duymamıştım. Elleriyle yüzümü tutunca aniden kendime geldim ve gözlerimi, gözlerine çıkardım.
İstemeden yutkunduktan sonra Wooyoung şaşırmıştı. Bende utanmıştım...
"Beni süzmen bittiyse gidelim sevgilim~"
"Elimde olsa gözlerimi bir saniye kırpmadan sana bakarım ama işte, hayat şartları..."
Bu dediğimle gülmüştü, bir süre de gülüşünü izledim... Ona ne kadar aşık olduğumu fark etmiştim yine.
"Ve bu arada, sende nefes kesici görünüyorsun Sannie. Umarım ordakiler bakmaz, yoksa sinirlenirim ona göre."
"Baksalar ne fark eder sevgilim? Benim gözlerim sadece seni görüyor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sleepless Nights | WooSan
Fanfic(Tamamlandı) Genç yaşta ailesini kaybeden Wooyoung, dayısı ile birlikte yaşar. Konservatuar öğrencisi olan Wooyoung, okul masraflarını karşılamak için geceleri bir fabrikada çalışmaya başlar. Ancak genç adam okuldaki arkadaşlarından bu durumu saklar...