5

525 68 46
                                    

Elimdeki senaryoyu defalarca kontrol ederken tüm sayfaların sıralı olduğuna emin olmak istiyordum. Öğretmenimiz ilk kez gelip bize yetimhaneden gelecek çocuklarla ilgileneceğimizi söylediğinde çok sevinmiş ve sıkıca sarılmıştık ikimize. Yukarı sınıflar yeme içmeyle ilgileneceğini belirmiş, Zeke onların başında duracağını söylemişti. Bizim gibi birkaç grubaysa küçük senaryolar verilmişti.

Senaryodaki rolleri aramızda bölüştürmeye başlamıştık. Eren kötü adam olmak istediğini söyleyip durmuştu. Sasha da prensesin yakın arkadaşı olacaktı. Connie de bu arkadaşın babası olacaktı. Sade bir şekilde canlandıracağımız bir disney sahnesi olacaktı sadece.

Prens ve prenses rolünün ilk kapılacağını düşünmüş olsam da tam tersi olmuştu. En çok sorumluluk talep eden roller olduklarından geride kalmışlardı. Petraya prenses olmasını teklif etmişdim ama uğraşmak istemediğimi söyleyerek redd crvabı vermiş, ben de bu yüzden kendim bu rolü almıştım. Prens rolü için kimse yoktu. Çünkü diğer sahne oyunları için herkes rol bölümü yapmıştı bile. Boşta olan tek kişi Petrayken prens olmasını isteyemezdim. Bu yüzden aklıma üst sınıflar geldi. Üst sınıfların sınıf başkanı Erwin'e bu konuyu danışığımda en yakın arkadaşını itmişti önüme. Zaten hazırlanan eğlencede belirli bir rolü yoktu. Ayrıca yakışıklıydı, prens rolü için biçilmiş kaftandı adeta. Erwin onun daha sosyal bir çevresi olsun istiyordu. Bu yüzden ben de kabul ettim.

"İşte." Hazır senaryoyu Levi'ye uzattım.

"Ben nelere bulaştım böyle..." Başını onaylamazca sağa sola sallarken ellerim arasından aldı senaryoyu. "İlk deneme ne zaman?"

"Ben gruba haber vereceğim. Muhtemelen iki gün sonra falan. Tamamen ezberlemek zorunda değilsin, bir kısmını ezberlesen yeterli olur." Başıyla onaylayarak hiçbir şey söylemeden gitti yanımdan.

"Hey!" Arkamdan gelip kolunu omuzuma atan Petraya baktım. "Levi ha?"

"Evet," omuzumdaki kolunu iterek döndüm ona.

"Hangi rolde ki?"

"Prens." Aldığı cevaba tepki olarak kaşları çatıldı.

"Neden benim bundan neden haberim yok?"

"Bir." Dedim yüksek bir nidayla ve samimiyetsiz bir ifadeyle. "Bizimle çalışmıyorsun ve iki." Geriye doğru adımladım. "Ondan hoşlandığın için gördüğümüz ve konuştuğumuz her şeyi sana söylemeyeceğiz Petra. Ayrıca bizden daha yakınsın ona. Bizden önce senin haberin olmalı her şeyden." Göz devirdi söylediklerime.

"İyi. Prenses kim peki?"

"Ben." Kaşları iyice çatıldı. Evet Leviden hoşlanıyordu, belki de hisleri daha öteydi ama bu benim umrumda olan en son şeydi. O, bizim onun hislerine saygı duymamızı bekliyordu elbette. Ama aralarında bir ilişki yoktu, Levi asla Petraya pas vermiyordu. Bu durumda onu ciddiye alacak değildim.

İleri bir adım attım gitmek için. Kolumdan tutup beni durdurdu.
"Prenses olabilirim."

"Hayır."

"Bunu benden daha önce istemiştin, Lilya."

"O öncedendi. Sana neredeyse yalvardım ama istemediğini söyleyip durdun. Bu yüzden hayır, Petra. Sen olmayacaksın."

"Öyle olsun bakalım." Kısa saçlarını savurarak çekip gitti yanımdan. Bense zilin çalmasıyla derse gittim.

Frog Prince- Levi AckermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin