II

187 8 8
                                    

Yorumlarınız benim için çok önemli, hikayeyi onlara göre yönlendireceğim, lütfen görüşlerinizi belirtin..

Okuduğum mesajla beynimden vurulmuşa döndüm, kim bana ölü sevgilimin yazdığı, ve bir tek onun ve benim bildiğim şarkının sözleriyle mesaj atıyordu?

B; Her kimsen hiç komik değil, yalvarırım yaramı deşme.

+33 01 32 56 45 98; Bir buçuk ayda her kimse mi oldum ben şimdi?

B; Ne olursun başkasıyla uğraş, canım zaten çok yanıyor.

+33 01 32 56 45 98; Ne demiştim ben sana?

B; Ne?

+33 01 32 56 45 98; Bana her ihtiyacın olduğunda sol tarafındayım, istediğin zaman uğra..

B; Biraz daha devam edersen engelleyeceğim.

Cevap gelmedi, tam da tahmin ettiğim gibi. Telefonu kapatıp dizimi başlattım tekrardan, ve tekrardan telefon titremeye başladı.

+33 01 32 56 45 98 görüntülü arıyor... 

Bu oyun bitecekse, iki dakika konuşmaktan bir şey olmazdı herhalde. Telefonu elime alıp açtım.

Ve karşımda, O.. Ama nasıl?

''Sen, sen nasıl-''

Daha fazla konuşamadım, gözlerimin çeşmesi yine açıldı.

"Ağlama sevgilim, artık ben buradayım."

Balkondaydı, arkasında da Eiffel, kulenin ışıkları bile onun parıltısını bastıramıyordu. O kadar özlemiştim ki onu.. Balkonun loş turuncu ışığı beyaz tenine vuruyor, mükemmelliğini ön plana çıkarıyordu. Altın sarısı saçları sanki kumral gibi duruyordu ışıktan, orman gözleri doluydu onunda.

"BİR BUÇUK AYDIR BEN NELER YAŞADIM HABERİN VAR MI SENİN!"

"Gerçekten çok çok özür dilerim, tek yolu buydu ama sana yemin ederim.."

"Nasıl tek yolu ya, madem öyle, neden bana bir şey söylemedin sen Sasha?"

Onun ismini söyleyip cevap almayı o kadar çok özlemiştim ki...

-YANGIN-

Sasha**

Büge çıktıktan sonra ben de çıktım, Ferda'yı gömdüğüm yerden çıkartıp arabama atıp derhal evime götürdüm. Onu sardığım torbalardan çıkartıp çöpleri evime çok uzak bir çöpe atıp çöpü yaktım. Ferda'nın parmak izlerini zımpara ile yok ettim, bazı durumlarda yanmış olsa bile parmak izi çıkartabiliyorlardı çünkü.

Barış için baktığımda Ferda'nın parmak izine rastlamamıştım gerçi, ama yine de tedbir almakta fayda vardı. Diş kayıtlarını kendi adıma değiştirdim, görünürde bir protez, bir eksik organ ya da ameliyat yoktu, o kısımda da biraz şansım yaver gitmişti.

Barış yangını başlattığım anda ilacın etkisiyle bayılmıştı, buradan kurtulmamasını umuyordum. Gerçi, karbonmonoksit zehirlenmesinden ölecekti ilk yirmi dakikada. Fakat Ferda'nın tamamen yanması lazımdı, yoksa başım çok büyük belada demekti. Barış bayılır bayılmaz maskemi taktım, önceden hazırladığım sırt çantamı aldım. Ferdayı sürükleyerek onun yanına henüz yanmayan bir yere götürdüm. Yangına biraz yardım etmem lazımdı, en yukarı rafa sakladığım, önceden doldurduğum bir litrelik benzin şişesini Ferdanın üstüne boca ettim, saatimi kontrol ettim, tam bir buçuk dakika sonra dışardaki kameralarım döngüye girecek, önceden kaydedilmiş beş dakikalık boş ve hareketsiz otoparkı gösterecekti.

Bir buçuk dakika dolunca emin olmak için beş saniye daha bekledim, yangın hızla büyüyor bense garaj kapısının dibine girmiş, bana ulaşmadan sürenin dolmasını bekliyordum. Saatim ötünce hemen kumandaya basıp kaçtım, kapıyı tekrar kapatma tuşuna basıp kumandayı da içeri fırlattım. 

zemheri II ~sasbügHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin