V

121 10 1
                                    

Büge**

Kısa bir süre içinde Fıratların evine vardık, on dakika kadar geç kalmıştık. Can yerinde durmuyordu, arabadan Nazlıların kapısına kadar zıplayarak gitmişti. Zile bastım, kapıyı Fırat ve Nazlı açtı. Can ve Nazlı koşarak Nazlı'nın odasına gittiler, Fırat da beni içeri buyur etti. 

"Hoş geldin, Büge"

"Hoş buldum"

Ağzımın içinde geveledim. Sasha'nın dediği gibi telefonumu telefonunun yakına koymuştum, küçük kulaklığımdan sesi geldi;

"Tamamdır, o pozisyonda kal, çok kompleks bir şifresi var."

Cevap vermedim, zaten o bizim Fırat'la konuştuklarımızı duyuyordu. 

Fırat beni, özellikle boynumu süzdükten sonra konuştu;

"Önüne mi bakıyorsun?"

"Evet, sana da aynısını tavsiye ederim. Barışı ne kadar sevdin orasını bilemem ama ben Sasha'yı tahmin bile edemeyeceğin kadar çok sevdim, hala da seviyorum. Sonra siz onu benden aldınız, beni de önüme bakmak zorunda bıraktınız. Barış da Sasha da öldü. Yapabileceğimiz bir şey yok, hayat devam ediyor."

"Bak sen devam ediyormuş hayat"

Sasha araya girdi, tabii onu bir tek ben duyabildiğimden sessiz kaldım.

"Evet, dinliyorum seni."

Buz gibi bakışlar ve soğuk bir ses tonu ile söyledim bu cümlemi.

"Bak Büge, yaptıklarım affedilemez biliyorum, sadece sana açıklayabilirim neden yaptığımı. Barışın suçlarını Sashaya atmayacaktık, sadece o suçlardan yargılanırken ben yeteri kadar kanıt olmadığını öne sürerek davayı düşürecektim."

"Gerçekten inanayım mı şimdi Fırat, iki aydır daha düzgün bir yalan bulamadın mı?"

"Büge ben doğruyu söylüyorum-"

Sözünü kestim, göz göre göre bana palavra atmasından bıkmıştım iki aydır.

"Ya Fırat allah aşkına yürü git ya! Öyle bir şey yapacak olsanız Sasha'ya söylerdiniz, ki daha Barış'ın ölüp ölmediği bile belli değil. Barış ölseydi bu kadar kısa sürede toparlanamazdın, ben yaşadım biliyorum. Zaten bu Barışın ilk ölüşü değil, benden daha iyi biliyorsun. Herhangi bir cenaze de düzenlenmedi."

"Büge ben çok özür dilerim gerçekten, ama benim acıma, yasıma böyle saygısızlık yapamazsın, sevgilisini kaybeden tek sen değilsin."

"Bundan nedense ben hiç emin olamıyorum Fırat, hele ki Sasha'nın bana bıraktığı mesajı gördükten sonra"

Bir şeyler uydurmuştum onu sıkıştırmak için.

"N-ne mesajı"

"Bunu sana söylemek aptallık olurdu, ama gayet net bir mesajdı, Sasha ölürken yanında Barışı sürükleyecek biri değil, en azından biz beraber olduktan sonra, öyle biriyse bile değişti. Sadece sana şunu söyleyebilirim, 'Barışı kurtarmak için elimden geleni yaptım' dedi."

 Fırat söylediklerimden, bilebileceklerimden korkmuş gözüküyordu, tam ağzını açmıştı ki, üst kattan bir cam kırılma sesi geldi, ikimiz de fırladık yerlerimizden. İlk çocukların odasına gittik, sağda solda cam parçası yoktu, fakat Can'ın yüzünde dehşete düşmüş bir ifade vardı. 

"Anneciğim ne oldu?"

"Anne babam, babamın eline cam battı, çok kanıyordu, özür dilerim bizim yüzümüzden oldu, biz odaya girince babam korktu anne kızma lütfen."

zemheri II ~sasbügHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin