4 ay geçti hapishanede özgürlüğüm elimden alınmıştı ilk 2 ay'ımı köşede ağlayarak geçirdim sonra mahkum sayısı arttı gardiyanlar herkesi arena tarzı bir yere getirdiler
Gardiyan "biliyorsunuzki sayınız çok arttı bi Arena düzenledik. 5 defa kazanan mahkum olmuyacak isterse özgür kalabilir isterse burda kalıp asker olabilir."
Herkes çok sevinmişti birbirlerine bakıp bir şeyler fısıldıyordular.
Gardiyan "sessizlik!" Herkes sustu
Gardiyan "bu arena da savaşacaksınız kim kimi öldürürse özel bakım görecek birden fazla kazanan kişiler kat bekat özel bakım görecek." Herkesin yüz ifadesi degişikti. Gardiyan 2 kişiyi alır ve arenaya atar bizi hücrelerimize attılar. 1 saat sonra kanlar içinde ve yaralı şekilde biri gelir kazandığı çok belliydi hücresine koydular. Doktor geldi ve yaralarını tedavi ettiler adama güzel yemekler getirdiler 3 gün sonra benimle beraber yaşlı adamı getirdiler. Çok parlaktı gözlerim acıyordu arenada çeşitli silahlar vardı.
Gardiyan "zil sesi duyulmadan saldıraya geçerseniz vururuz sizi!" İnsanlar tezahürat yapıyordu zil sesi duyuldu yanımdaki mızrağı ayağımla kaldırıp elime aldım. Yaşlı adam balta attı yanımdan geçti rüzgarı biraz sertti yaşlı olmasına rağmen güçlüydü mızrağı fırlattı karnına saplandı biraz inledi küçük bi bıçak alıp bana fırlattı karaciğerimin olduğu yere fırlattı acıdan bağırdım. Duvardaki baltayı alıp kafasına sapladım insanların bağrışları yükseldi. Kendimden geçtim uyandığımda dikiş atılmıştı önümde çok güzel kokan yemek vermişler direk çöktüm. 1 ay sonra 2 defa kazanmıştım çok mutluydum ama bi yandan da üzülüyordum yeni mahkum gelmişti hücreler dolduğu için benim hücreme atıldı. Korkmuyor değildim genç bi çocuktu nerden bakılırsa bakılsın 9-10 yaşlarında bi çocuktu çok sert dayak yemiş kanlar içindeydi ona elimi uzattığımda korkarak geri çekildi
"Sakin ol sana zarar vermiyecem"
Kafasını okşadım
Çocuk "k-korkuyorum" umutsuz gibiydi
Yüksek ve sinirli bi şekilde gardiyana seslendim. Nolduğuna bakmak için geldi
"El kadar çocuğu köle yapacak kadar vijdansızmısınız?!"
Gardiyan "bizden bir şey çalmadan önce düşünecekti"
Çocuk öne atıldı
"Kardeşlerim açtı! İki tane küflenmiş ekmek aldım sadece!" Gardiyan ellerine jopla vurdu.
Gardiyan "çaldın mı çaldın konu bitti"
Köşeye geri döndü ağlamaya başladı.
Gardiyanın yakasından tutup parmaklılara vurdu kafasını
"Senin çocuğun yokmu?! Çocuğuna böyle vursalar hoşuna gidermiydi?!"
Gardiyan çekildi hücre kapısını açıp beni götürdü. Tünele kadar beni iterek dürterek götürdü.
Gardiyan "kaz" kazmaya uzandım elime vurdu dipçikle. Acıdan inledim
Gardiyan "ellerinle kazacan"
"Dalgamı geçiyorsun kazmayla zor Kazılıyor zaten!"
Yüzüme dipçikle vurur. Daha fazla şikayet etmeden dediğini yapmaya başladım. 20 saat boyunca ellerimle kazdım ellerim parçalanmıştı tırnaklarım acıyordu acıdan ağlıyordum taşlar çok keskin ve sertti yorgunluktan yavaşladım gardiyan sırtıma ayağıyla bastırdı. Beni yerden kaldırıp hücreme götürdü
Gardiyan "birdaha bana karşı veya bir şey yaparsan bu sefer 40 saat yaptırırım sana" diyip gitti çocuk yanıma geldi
Çocuk "iyimisin?"
"Evet sadece uyumak istiyorum"
Yanıma taze ekmek ve taze çorba getirdiler çocuğa küflenmiş ekmek ve bayat çorba verdiler. Yemeğimi ona verdim gülümseyerek onun yemeğinide ben yedim çocuk çok mutluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Kurtuluş Ya Da Ölüm
RandomNükleer saldırıdan hayatta kalan bi kadının hayatta kalma mücadelesi