Atla bakalım
"oh my my my oh my my my."
Radyoda klasik bildiğim şarkılar çalıyor bense eşlik ediyordum. Havanın kararmasına az kalmışken batmak üzere olan güneş sanki önümde bana selam veriyor. Bir süreliğine sessizlik olması için radyoyu durduruyorum. Derin bir nefes alıp düz yola çıkıyorum. Hem hava çok sıcaktı hemde saatlerdir araba kullanmanın verdiği yorgunluk vardı üzerimde. İstesem mola veremem de. Yoksa zamanında evde olamam ayrıca hava iyice kararmış olur. Malum gözümden dolayı geç saatte araba kullanmak benim için tam bir işkence olur. Zaten çokta tehlikeli. Bir an aklıma sonunda üniversiteyi bitirdiğim geliyor. Çoğu arkadaşımı ve anılarımı orada bırakmış, memleketime doğru ilerlediğime inanamıyordum. Aslında mesleğimi oldukça çabuk icra etmek istiyorum. Gangnam'da bir mekan açmayı çok istiyorum işte. Tam merkezde bir sürü müşteri gelir. Bir de patron olurum. Fazlasıyla güzel hayaller.
Bütün bu düşüncelerim yolun yan tarafında gördüğüm genç ile kayboluyor.
Onu almamı mı istiyor? Derdi ne acaba?
Benden oldukça genç görünen bu gence yavaşça yaklaşıyorum ve camı açıyorum.
"Hey selam! Teşekkür ederim beni aldığın için-"
"Bekle hey hey hey. Seni alacağım demedim. Nereye gideceksin önce onu söyle."
"Sen nereye gideceksin?"
"Seul."
"Tamam bende oraya gidiyorum."
"Gerçekten mi?"
"Aynen."
"İyi. Atla bakalım."
"Yess. Teşekkürler bayım."
Arabama bir yabancı almıştım. Açıkçası beni şuracıkta öldürse kimsenin haberi olmaz çünkü oldukça ıssız bir yerdeydim. Otobandan uzaktaydım.
"Adınız ne?"
"Ha ben Yeonjun."
"Beomgyu."
"Kaç yaşındasın Beomgyu?"
"19."
"Ah anlıyorum. Ben senden sanırım biraz daha büyüğüm."
"Üniversite öğrencisi misiniz sizde?"
"Daha yeni bitirdim. Şehrime dönüyorum. Kıyafetlerimden beni hala bir öğrenci sanmış olmanı anlıyorum."
"Hmm."
Yolculuk sonrasında sessiz geçmeye başladı. Oysa ki oldukça konuşkan ve enerjik bir ifadeyle soru sormuştu başta. Oluşan sessizlik beni germeye başlamıştı. Ağır bir uyku da çöküyordu ve varmamıza sadece yarım saat kalmıştı.
"Biraz uyumak isterseniz arabayı bende kullanabilirim."
"Ha? Yok şey.. ben halledebilirim."
"Emin misiniz?"
"Evet."
Hayır emin felan değildim. Gözlerim kapanıyordu. Bu yüzden ani fren yaptım ve Beomgyu 'ya döndüm.
"Düşündüm de 15 dakika sonra beni uyandır lütfen."
"Tabii ki de. Siz dinlenin. İyi uykular."
"Pekala. Ehliyetin de var sanırım?"
"Evet evet merak etmeyin."
"Pekala."
Sonunda rahat bir uyku. 15 dakika dinlenecektim fazla değil. Kesinlikle fazla olmayacak. Beomgyu 'da beni uyandıracaktı zaten. Hem arabayı da düzgün kullanıyordu.
Değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thursday's Child Has Far To Go ' beomjun ~ yeongyu
FanfictionYeonjun üniversiteyi bitirmesiyle memleketine dönerken yolda otostop çeken genç bir çocukla karşılaşır. Başlangıç: 02.08.22 Bitiş: 10.09.22 🍊 #1 Beomjun