Giriş.

259 68 144
                                    

Herkese selam, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yayımdan kaldırdığım, benim için her zaman bir kurgudan daha fazlası olan Yenilgiler ve Menekşeler'i tekrar yayımlamaya karar verdim. Zamanının geldiğini düşünüyorum.
Girişi çok uzun tutmak istemedim ama bir sonraki bölümler epey uzun olacak.
Uzatmadan bölüme geçelim.
Sizi seviyorum.

Buraya başlama tarihlerinizi yazarsanız çok sevinirim💜

Rakı masasındayım, herkesin aklında biri var.
Ben seni düşünüyorum.
Birileri ağlıyor, benim elimden sadece susmak geliyor.
Seni biliyorum ama anlatamıyorum.
En çok bu canımı yakıyor, seni kendinden bile daha iyi tanırken; tanıyamamaktan.

Masanın kenarında duran telefonumu elime alıp, yavaşça ayağa kalktım.
Kimse bir şey sormadı, ben de söylemedim.

Uyuşuk adımlarla odama doğru ilerlemeye başladım.
Adım atmak dahi içimden gelmezken, kendim için bir şeyler yapmak dahi içimden gelmezken; onu düşünüyordum.

Odama vardığımda kapısını kapatıp, kendiğimi yatağa attım.
Başımın altındaki yastığı, biraz daha yukarı çektikten sonra telefonumu açtım.
Mesaj kutusuna girmek ile girmemek arasında çok gidip geldim ama en sonunda yazmaya karar verdim.
Evet yine ve yine ben yazacaktım.

-Nasılsın?

Yazıp, gönderdim.
Genellikle insanlar birilerine yazdıklarında sohbetten çıkar ve cevap vermesini beklerdi ama benim ona bile hâlim yoktu.

Çok geçmeden cevap geldi.

+Bir şey mi oldu?

Buğra, beni gerçekten bitiriyordu.
Yazmam için bir şey mi olması gerekiyordu?
Bekletmeden cevap verdim.

-Bir şey mi olması gerekiyor?

Çevrimdışıydı, beni bekleyecek sabrı bile yoktu.

Bende hız kesmeden sohbetten çıktım ve müzik uygulamamı açtım, rastgele bir müzik çalmaya başladığında gözlerimi kapatıp derinlerimde hissetmeye çalıştım.
Melodisi kulaklarıma iliştiğinde, rastgele bir müzik olmadığını fark ettim, onun en sevdiğiydi.

Kaybolurum Gülüşünde.

Yüzümde ufak bir tebessüm oluştu, onu ve onun sevdiği her şeyi ölesiye seviyordum.
Bu şarkı sadece onlardan biriydi.

Ellerimi, saçlarımın içine geçirip; masaj yapar gibi hareket ettirdim.
Başım ağrımıştı.
Çok düşünmekten oluyordu galiba.

Çok geçmeden telefonum titredi, aslında pek bakmak istemiyordum ama merakıma yenik düşerek; mesaj kutusuna girdim.

+Kendime zarar vermek gibi bir
delilik yapmayacağım İzel, bunu
aklından çıkar artık

Her zaman yaptığım gibi, yine kaçtım.
En çok ona tutunmak isterken, yine ondan kaçtım ve cevap vermedim.
Gözlerimi kapatıp, yaşlarımı içime akıtmaya çalıştım.
Boğazıma bir yumru oturdu ama bu sefer geçmedi, acısının hâlâ içimde bir yerlerde yaşadığı gibi.

Bölüm başında da dediğim gibi, girişi pek uzun tutmak istemedim.
Umarım beğenmişsinizdir, yıldızları parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın, umut ile kalın.
💜

Yenilgiler ve MenekşelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin