Yabancı: 2 kere düzgün olmadı diye pes mi ediceksin?
Kız: Hayır pes etmiyorum sadece istemiyorum.
Yabancı: Hayat kaybettiğin yerden başlar.
Kız: Sen ne biliyorsun ki benim hakkımda? Nasıl hayat yaşıyorum ve neler yaşadım biliyor musun?
Yabancı: Hay...
Adını dahi bilmediğim o yabancıdan o gizli mektubu aldığımdan 3 gün geçmişti. Bu üç gün işe gitmemiştim çünkü izinliydim. Her sabah olduğu gibi yine uyanıb biraz yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya karar verdim. Elimi ve yüzümü yıkayıb mutfağa gittim. 2 bardak sıcak su içtim her sabah yaptığım gibi. Sağlığına dikkat eden biriydim ve bu annemin hep yaptığı şeydi. Bana kendimi formda tutmaya yardım ediyordu. Suyu içtikten sonra kiyafetimi deyiştirdim ve artık yürüyüşe çıkmak için hazırdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Binamızın yanındaki parka gidib orda yarım saat yürüdüm. Tabi ki kulaklıkla şarkı dinliyordum. (Dinlediği şarkı media kısmında:) Sonunda o kadar yorulmuştum ki. Birden aklıma geldi de o motorcu çoçuğu kaç gündü görmemiştim ve bir şeyler safariş verib onu görsem iyi olucak gibi. Bu restoranda sadece iki kuryer var ve bana hep bu yakışıklı denk geliyordu. Umarım bu defada öyle olur.
Sifariş verdikten sonra eve dönmek için binaya girdim ve simsiyah giyinmiş yüzünde maske olan bir kız yanımdan koşarak uzaklaştı. Gözlerini bile görmemiştim çünkü sihay gözlük takmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Normalde dikkat etmezdim ama kahretsin çok güzel ve cool gördünüyordu. Onun gibi giyinmeyi geçirdim bir an aklımdan. Çok cool olurdu. Kendi kendime gülüb kapımın önüne geldim. Kapımda bir kutu ve bir bebek vardı. Gözlerim yerinden çıkacaktı neredeysi onu görünce. Bu da ne demekti şimdi? Biri kapıma bir bebekmi bırakmıştı yani?
Yavaş yavaş bebeğin yanına yaklaştım. Beni görünce gülümsedi ve ellerini kaldırdı. Onu kucağıma almamı istiyordu. Hemen karton kutunun üstündeki notu aldım ve titreyen ellerimle notu açıb okudum ve her şey daha iyi anlaşıldı.
"Abla merhaba. Nasılsın? Özledin mi beni? Ben seni çok özledim ama karşına çıkacak cesaretim yok üzgünüm. Bu bebeğe ben bakamıyorum. Senden başka kimseye emanet edemem. Yetimhaneye veremem biliyorsun iyi bakmıyorlar. Çok üzgünüm abla ama lütfen ona iyi bak. Adı Lisa ve daha 8 aylık. Kutuda kıyafetleri ve gerekli malzemeler var. Senden rica ediyorum ona iyi bak. Seni çok seven küçük kardeşin."
Notu okuduktan sonra ellerim boşluğa düşmüştü sanki. Gözlerimden sular boşalıyordu. Bunca yıl sonra senden böyle mi haber alıcaktım be kardeşim? Bu hiç adaletli değil. Yanıma gelib karşıma çıkmak yerine bebeğini koyub gitmiş. Her zamanki gibi sadece kendini düşünüyor. Kimden acaba bu çocuk? Kardeşim daha çocuk doğurucak yaşta değil ki. Daha çok küçük. Ahh kahretsin. Bebeğin gülen sesi ile kendime geldim. Başımı kaldırıb ona baktım ve o sicak gülümsemesi ile karşılaştım. Kendimi toparlayıb ayağa kalktım ve evin kapısını açtım. Bebeği ve kutuyu içeri alıb kapıyı kapattım. Bebeği yatağa koyub karşısında oturdum. Kutuyu açıb içine baktım. İçinde bezler ve kuru süt vardı bir sürü. Ne yani kendi sütü yok muydu? Bebeği kuru sütle mi besliyordu? Ah be kardeşim.
Victoria: Evet Lisa. Nasılsın? Seninle nasıl anlaşıcaz şimdi? Ben sana nasıl bakıcam?
Lisa: Du-du-du.
Victoria: Seni anlamıyorum ki ufaklık.
Kapı çaldı o sırada. Bende tam kapıyı açmaya giderken arkamdan Lisanın ağladığı görünce onuda kucağıma alıb kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açınca karşımda kuryer vardı. Önce gülümseyib yüzüme baktı ve sonra kucağımdaki bebeği gördü. Gözlerinin içi donmuştu sanki. Yüzünü kaldırıb tekrar yüzüme baktı ve paketi uzattı.
Kuryer: Çocuğunuzun olduğunu bilmiyordum güzel kız.
Ben: Şey, benim değil. Yani benimle ama benim değil.
Kuryer: Çaldın mı onu?
Ben: Hayır aslında öyle değil. Yani demek istediğim.
Kahretsin ona durumu nasıl açıklayıcam. Yani aslında açıklamak zorunda değilim ama benden uzaklaşmasını istemiyorum.
Kuryer: Hiç bir şey söylemek zorunda değilsin. Hem neden söylemek zorunda olasın ki. Buyur sifarişin.
Elinden paketi alıb kapıyı kapattım çünkü paketi elime verdiği gibi gitmişti. Niye bebekle çıktım ki kapıya. Odaya geri dönüb bebeği tekrar yatağa bıraktım. Acıkmış ola bilir mi? Ne yapıcağım hakkında hiç bir fikrim yok. Sanırım anneme söylesem iyi olur.
Arkadaşlar gecikme için çok üzgünüm. Zaman ayıramıyorum. Ama lütfen okumayı bırakmayın. Eğer hoşunuza gittiyse like atmayı unutmayın lütfen. Belki like aldıkça yazma hevesim daha da kabarır ve zamanım yoksa bile zaman ayırmaya çalışırım :)
