11 - Final

280 34 31
                                    

💕

"Bir, iki, üç..." Yuan umutla baktı Jin Ling'e. Yaklaşık üç saattir aynı efsun üzerinde çalışıyorlardı ve Jin Ling yaklaşık üç saattir aynı efsunda başarısız oluyordu. Bıkmış bir ifadeyle ellerini haraketlendirdi Jin Ling.

Dudaklarını oynatarak efsunu tekrar etti, ardından işaret parmağını ileri doğru uzattı. Efsunun yaydığı ışık ile birlikte önünde ki kağıt yandı ve külleri etrafa savruldu. "Yaptın!" Yuan rahatlamış bir yüz ifadesi ile Ling'e gülümsedi.

"Kara büyüyü yok etmeyi başardım, bak işte görüyorsun bu ellerde ne marifetler var." Jin Ling göğsünü gere gere kendini överken gülümsüyordu.

"Saatler sonunda başardın, doğuştan mı bu yetenek?" Yuan onu sinir etmek ister gibi gülümsediğinde Ling sinirle gözlerini kıstı. "Ha ha ve ha." Ling ayaklarının ağrısını görmezden gelemeyerek yere çöktü. "Yoruldum..."

"Değdi ama, başardın." Yuan da Jin Ling'in yanına otururken gökyüzüne bakıyordu. Hava kararacaktı birazdan, turuncu gökyüzünde güneşin batışı çok netti. "A-Yuan." Düşünceli bir şekilde ismini zikreden sesin sahibine döndü Yuan. Jin Ling'in gözleri kendisinin gözünü bulduğu gibi derin derin bakmaya başlamıştı.

"Efendim?" Dedi merakla, karşısındakinin tabakları yavaş yavaş allaşırken. "Şey..." diye başladı Jin Ling, "...bizim, yani senin ve benim yaşadığımız onca şeyden sonra... Biz tam olarak neyiz?"Jin Ling zar zor da olsa topladığı saçma kelimeleri bir hışımla söylerken, Yuan kocaman gülümsüyordu.

"Ne olmalıyız?" Diye sordu utançtan yanakları al al olan çocuğa. "Bu mu?" Diyerek elini Jin Ling'in ensesine attı ve kendine çekti. Dudaklarını birleştirirken yüzünde ufak bir gülümseme vardı.

Jin Ling olduğu yerden çıkacakcasına atan kalbi ve cayır cayır yanan dudakları ile yerdeki elini Lan Yuan'ın eliyle birleştirdi. Sakin haraketlerle dudaklarını oynatırlarken Jin Ling dilini Lan Yuan'ın dudaklarının arasından içeri soktu ve bunu bekliyormuş gibi Lan Yuan dillerini birleştirdi.

Bir kaç saniyenin ardından Jin Ling elini Yuan'ın yüzüne çıkararak yanağını okşadı ve yavaşça dudaklarını ayırdı. "İstediğin bu mu?" Diye sordu Lan Yuan, Jin Ling soluklarının arasında, "Evet." diyerek cevapladı onu.

-

Lan Yuan, likör içen Wei babasının yanında oturmuş Lan babasını bekliyordu. "Ne bu aşırı önemli haberin?" Diye sordu Wei oğluna bakarken. "Lan babam gelsin anlatacağım." Dedi gülümseyerek.

Bir kaç dakika içinde odadan içeri giren Lan Zhan ile ayağa kalkıp onu selamladı Lan Yuan. "Geç otur baba." Dedi mutlu bir şekilde Lan Yuan. Lan Zhan çoktan anlamıştı bu mutluluğunun kaynağını.

Lan Zhan da yanlarına oturunca söze girmek için haraketlendi. "Ben..." Dedi ve iki babasına baktı. "Ben ve Jin Ling çıkıyoruz." Dedi bir çırpıda. Wei içmek üzere olduğu likörü masaya tükürürken gözlerini irice açtı. "Ne?"

"Lan babamın sayesinde." Dedi Lan Yuan gülümseyerek. "Yeğenim ve oğlum..." Dedi Wei Ying şaşkınca. "Ama belliydi sizin aranızda bir şeyler olduğu. Bende diyorum bu Jin Ling niye Yuan'ın yanında ortalığı darma duman etmiyor."

Lan Zhan başını sallayarak gülümsedi. "Sevindik sizin için." Wei Ying sırıtarak Lan Yuan'a yanaştı ve fısıldadı. "Yaptınız mı?" Yuan'ın yanakları gelen soruyla allaşırken Lan Zhan, Wei Ying'i uyarmadan edemedi. "Ying."

"Ne? Biz kaç kere yaptık, taktik vereyim oğluma biraz."

-

"Taktik mi?" Jin Ling kahkahaları sırasında konuştu. "Wei dayımda dünden hazır ha." Dedi gülüşüne devam ederken. Başını Yuan'ın göğüsünden kaldırarak yatakta dikeldi. "E ben gideyim de ne tür bir taktik verecekmiş öğreneyim." Lan Yuan gülerekten Jin Ling'i geri yatırdı.

"Sonra sorarsın, bebeğim." Dedim gözlerini kapatırken. Jin Ling ise duyduğu kelimeyle kocaman gülümsedi ve Yuan'ın elini kavrayarak dudaklarına götürdü.

Ve huzurlu bir uykuya daldılar. Bundan sonraki ömürlerinde olacağı gibi.

VE BİTTİ.

2 yıl boyunca bu kitap için beklediniz. Bunun için fazlasıyla üzgünüm.

Okuduğunuz ve beklediğiniz için çok teşekkür ederim.

Hep mutlu olmanız dileğiyle. Öpüyorum hepinizi .💕

the (un)tamed • YuanRulan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin