0.8

2.1K 123 16
                                    


Eray

Odamdaki yatağıma yerleşmiş, camdan dışarıyı gözetliyordum. En sevdiğim şeylerden biride buydu. Geceleri boş sokakları izlemek, bana gerçekten huzur veriyordu. Yanımda bulunan çikolatalı sütüme uzandım ve birkaç yudumda tamamen bitirdim.

Sokak lambasının yansıttığı ışık ara sıra gözümü alıyordu ama bu bile sokağı güzelleştiren şeylerden bir tanesiydi. Tam uzanma moduna geçecekken, içeriden gelen seslerle irkildim.

Gecenin bu saatinde misafir mi gelmişti ulan?

Bu düşüncemin hemen ardından aklıma gelen mesajlaşmalar ile yutkundum. Hassiktir.

Gerçekten gelmiş olamazdı herhalde, mesajlarda ciddi olduğunu anlasaydım eğer ; daha minnoş cevaplar verirdim. Çünkü çocuk benden bi' hâyli iriydi.

Kur-an'ıma bir yapıştırsa, uçuverirdim.
Yarabbim sen koru.

Odama yaklaşan adım sesleriyle, ışık hızında odamda bulunan banyoya girdim. Millet banyo lafını duyunca beni zengin sanıyordu ama işin asıl hâli o değildi tabiki. Bu oda normalde yatak odasıymış, hem burada hemde başka bir odada banyo var. Bende aşırı zeki olduğum için bu odayı kapmıştım. Nasıl ama süper taktik dimi?

Banyoya girer girmez kapım açılmıştı. Hayattaki tüm şansımı burada kullanmış olmalıydım. İlk hafif bir öksürük sesi duydum, klâsik boğaz temizleme zırvalığıydı işte.

"Hânimiş bakayım Eraycık?" Ruh hastası çocuk.

İlk başta ses çıkarmadım, sonrasında aklıma gelen fikirle hemen suyu açtım ve çok fazla bağırmadan seslendim.

"Duştayıım annecim."

"Anne mi? Senin annenin erkeksi sesi mi var?" Gülerek söylüyordu birde şerefsiz, çözmüştü planımı.

"Anne? Annecim sesin gelmiyo." Belki giderdi.

"Çekmiyor mu amına koyayım, ne bu tripler? Telefonda konuşuyoruz sânki." İyice yaklaştı, kapının dibine geldiğinde tekrar konuşmaya başlamıştı. "Aç şu kapıyı hadi, boşuna konuşma canım."

Kapının resmen içine girmiştim, mâlum yere yapışık hâlde dediklerini dinleyip anlamaya çalışıyordum. Bari son kozumu oynayayım. Offf.

"Tuvaletimi yapmaya çalışıyorum, lütfen gider misiniz?"
Bu sefer öyle bir kahkaha attı ki, yaslı olmasam bile rahat rahat duyardım. Bir süre kahkahasının bitmesini bekledim.

"Beni annen sanma ve duş alıyorum yalanın bitti herhalde?" Kıkırdamaya yakın bir gülüş daha işittim. "Oğlum bari güzel yalan at, bu yalanı ; civcivi geçtim hamam böceği bile yemez."

Ahahah, komik şey.

"Açmayacağım boşuna bekleme." Git artık be.

"Açacaksın."

"Açmayacağım."

" yoksa kırarım." E oha yani.

"Kıramazsın."

"Benden günah gitti o zaman." Bunu duyar duymaz, kabız olmuş da sıçamıyormuş gibi bir hâle büründü yüzüm. Yani, herhalde bürünmüştür. Görmesem bile, böyle durduğumdan emindim. Birazcık eğildim ve kapı kulbuna tutundum. Sânki beni koruyacaktı aq.

Muhtelemen bir kaç saniye geçmişti, bu saniyelerin sonucunda beklediğim gibi kapı kırılmadı ama şiddetli bir kuvvetli açıldı. Bunun sonucunda ne mi oldu?

Pıt.

Tabiri câizse götümün üstüne yere yapıştım. Evet, tam olarak böyle oldu. Kıçımın ağrısıyla, cazgır bir milf gibi bağırdım.

"Lan! Lan dümbük, o nasıl kapı açmaktır? Götüm parçalandı ya!" Cidden sızlıyordu çok fena.

"Abartma, yere düştün sadece."

"Bende uçmayı keşfettim sanmıştım! Aydınlattığın için çok sağol." Birde bilmiş bilmiş konuşuyor, andaval.

"Mızmızlanma tamam, gel kaldırayım seni."

"İstemiyorum git."

"İnat etme, hadi." Sağ elini uzatmış, hafif ama samimi duran sırıtışıyla gözlerime bakıyordu. Önemli olan bakışı değildi aslında.. ben neden büyülenmiştim peki?

Nasıl olduğunu anlamasam da, elimi uzatırken buldum kendimi. Sadece gözlerine bakıyordum, bileğimi eliyle kavradı ve kendine seri bir şekilde çekti. Bu mükemmel atmosferi, ayağımın kaymasıyla bozmuştum.

Aferin gerizekâlı, aferriinn.

Ayağım ayağına takıldı, yere kapaklandık. Üzerime sertçe düştüğü için vücutlarımız yapışmıştı. Ani bir acı hissetsemde, ses çıkaramadım. - ki aynı olmasa bile benzer acıyı onunda çektiğini biliyordum. - Buna rağmen, belimdeki elini çekmemişti. Sadece gözlerime bakıyordu. Evet, klişe bir sahne yaşamıştık. Ama sadece düşmekle kalmıştı, şükürler olsun ki!

Bakışlarımı çekmek istiyordum ama olmuyordu, karşımdaki bedenin gözleri o kadar güzeldi ki.

O’da aynı şekilde gözlerime bakarken, odamın kapısı sertçe açıldı.

Haydaa, basıldık mı biz şimdi?

"Çüşş, oğlum bu hâliniz ne?" Annem şok olmuş bir şekilde beni incelerken, ablamın da ondan farkı yoktu.

Düşündüğüm tek şey, bu durumu ona nasıl açıklayacağımdı. Nasıl bu hâle gelmiştim?

- bölüm sonu.

Yazar notu;
Anlayacağınız üzere bu kitap
romantik-komedi şeklinde ilerleyecek.
Başka kitaplarımda sert ilişkiler olacak.
Beğenmeyi unutmayın, yorum atarsanız
daha çok sevinirim tabii. Cici geceler dilerim.
- Bayan somurtkan

⠀⠀


Elektrik | b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin