Şuan ne yapacağımı bilemiyordum. Babama saldırsamıydım, sarılsamıydım. Ya da gülsem mi ağlasam mı onu bile bilmiyordum. Babam yeniden "Hey, iyi misin sen?" dedi. O sırada "Bunca zamandır neredeydin Liman Koyu Kasabı?" dedim. Dex şaşırdı ve beni baştan aşağı süzmeye başladı. Sadece sessiz ve soğuk bir sesle "Harrison?" diyebildi. "Merhaba baba." diyerek karşılık verdim ve babam anında bana sarıldı. Soğuk bir biçimde Dex'i uzaklaştırdım ve "Bundan cidden zevk alıyor musun?" diye sordum. Psikopat bir seri katilin duyguları olabileceğine inanmıyordum. Dexter şaşkın bir biçimde "Sen de mi?" diyebildi sadece. Ona karşılığım hiç gecikmedi. "Buz Kamyonlu Katil'in kardeşi olan Liman Koyu Kasabı'nın oğluyum, annem ben çok küçükken gözlerimin önünde öldürüldü. Normal olmamı mı bekliyorsun baba? Ben o şansı senin çocuğun olarak kaybettim!" Dexter hiçbir şey diyemedi. Sonunda sessizliğini bozup "Artık öldürmekten zevk almıyorum Harrison. Aslında içimde hiçbir zaman karanlık yolcum olmadı. Her şey bendim, her şey kendimle alakalıydı." Ben de Dexter'a bakıp "Şimdiye kadar öldürdüğün 100'ü aşkın insanı öylesine öldürdün yani. Buna inanmama bekleme baba, buna inanmayacak kadar ben de psikopatım çünkü!" Dexter bir an ne diyeceğini düşündü ve ağzından "Hannah." kelimesi döküldü. "Hannah benim hayata bakış açımı değiştirdi. Debra halan benim yüzümden..." cümlesini tamamlayamadı, gözyaşlarına boğuldu. Bu adamın Liman Koyu Kasabı olduğuna inanmak gerçekten zordu. Size şuan karşımda olan adamın Miami'nin gelmiş geçmiş en tecrübeli katili olduğunu söylemek gerçekten zor. Ardından Dex yeniden konuşmaya başladı. "Eğer o adamı öldürseydim Deb halan hala yaşıyor olacaktı ve biz de şuan burada, Arjantin'de mutlu bir hayat sürüyor olacaktık." Şimdi daha çok sinirlenmiştim. "Eline bir fırsat geçti ve sen adamı öldürmedin mi? Şuan senin gibi adam öldürmek için nelerimi vermezdim!" Dexter başını öne eğdi ve kafasını salladı. "Kural 1: Asla yakalanma." dedi. Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
Dexter bana kendi deyimiyle Harry'nin kurallarını anlatıyordu. Bir polis olan üvey babası Dexter'a hayatta kalabilmesi için bu kuralları öğretmişti. Şimdi de Dexter bana öğretiyordu. Harika bir aile sırrıydı bu. Dexter bana kuralları anlayıp anlamadığımı sormuştum. Kafamı salladım ve "Sadece kötü adamlar." dedim. Dexter "Çabuk öğreniyorsun." dedi ve beni evine çağırdı. Sessizce takip ettim. Yatak odasına gitti ve gardrobundan eski püskü bir sandık çıkardı.
Sandığın içinde neler vardı bir bilseniz! Dexter sırasıyla bunları tanıtmaya başladı. "İşte bu iğne M-99 evlat. Bir diğer deyimiyle hayvan sakinleştiricisi. Insana enjekte edildiği anda sinirleri felç ediyor. En iyi kaçırma yöntemi." Ardından eline başka bir çanta aldı ve içini açtı. Bu hayatımda gördüğüm en iyi şey olabilirdi! "İşte." dedi Dexter. "100'ü aşkın kişinin canını alan bıçak seti." Çantayı kapayıp yerine koyduktan sonra bile hala hayranlık içerisindeydim. Sonrasında eline selobant aldı ve kendisini dikkatli dinlememi istedi. "İşte bu kısım çok önemli. Ölüm odasının her tarafını bununla kaplamak zorundasın. Tek bir milimetre kare bile boş kalmamalı. Miami Metro Polisi Cinayet Masası'nda adli tıp kan sıçrama analistiydim. Tek bir DNA örneğinden katili yakalayabilirsin." Sonra bana dönüp dedi ki "Hadi bakalım Harrison, av zamanı."
Bu gece o gece. Bu gece, bütün kabuslarımdan kurtulacağım gece. Ve bu gecede yardımcım ve göstericim babam olacak. "Işte, katil orada." dedi babam ve iğneyi elime sokuşturdu. "Ne yapacağını biliyorsun." dedi. Sessizce çalılıkların arasından çıktım ve nefesimi tutarak kurbanıma yaklaştım. Ardından ağzını kapayıp şırıngayı boynuna soktum ve kurban artık yerdeydi. Babamı çağırdım ve gülümseyerek yanıma geldi.
Babam ölüm odasını çoktan hazırlamıştı. Her taraf streç film ve selo bantla kaplıydı. Kurbanın yattığı masanın yanında da o bıçak seti duruyordu. Ve daha önce görmediğim bir hediye kutusu vardı. İçini açtım ve içinden boş bir kutu çıktı. Dexter, "Işte o düzen için. Ona her baktığında kurbanlarını hatırlayacaksın." dedi. Elime küçük bir bıçak ve damlalık verdi. "Elmacık kemiği." dedi. Elmacık kemiğini kesip damlalıkla bir damla kan almıştım. Sonrasında bir kan filmine döküp üstünü kapayarak kutunun içine koydum. Sonrasına işi babam devraldı ve kurbana hatalarını söyleyerek son bir itiraf aldı. Sonrasına bıçak setinden bir bıçak çekip bana uzattı. "Yapman gerekeni yap." dedi. Gülümseyerek aldım ve kurbanın yanına geçtim. Benden merhamet dileniyordu. Gülümsedim ve bıçağı havaya kaldırdım. Babama son bir defa daha baktım ve bıçağı kurbanın tam kalbine sapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harrison Morgan (Dexter spin-off)
FanfictionBirçoğumuzun zevkle izlediği efsane dizi Dexter bildiğimiz üzere 2013 yılında ekranlara veda etti. Fakat Dexter'ın finali hayranları tarafından beğenilmedi ve arkasında birçok soru işareti bıraktı. Bende bunlardan en çok Dexter'ın çocuğu Harrison'un...