Marina şokunu atlatmaya çalışırken sürekli Sony tarafından sarsılıyordu. Karşısında daha dün gece aptal durumuna düştüğü adam vardı. Resmen öğretmeni olacaktı.
"Hepinizi tek tek tanımak çok isterim fakat ders süremiz bugün az, bu yüzden dersi yetiştirebilirsem son dakikalarda biraz sohbet edebiliriz belki?"
Sınıf hala fısıldaşıyordu, Tom bunu garipsemedi. Herkes şaşırmakta gayet haklıydı, kimse dünyaca ünlü bir oyuncunun öğretmen olarak geleceğini düşünmezdi.
"Arkadaşlar, şaşkınlığınızı anlayabiliyorum fakat vaktimiz daralıyor. En son nerede kalmıştınız?"
Marina en son Jane Austen'ın biyografisinde kaldıklarını biliyordu, kimse geçen ki dersi dinlemediği için birbirlerine sorup duruyorlardı.
Sony Marina'nın masasına koyduğu notları hızlıca yanına çekti ve son işledikleri konuya göz gezdirip hemen el kaldırdı.
Marina bu hareketine çok sinir olmuştu. Eğer gerçekten derse katılmak istiyorsa notlarını çalmak yerine sorabilir, ya da genel olarak dersi dinleyebilirdi.
Tom nazikçe gülümsedi ve elini Sony'e doğru uzattı. "Lütfen, devam et." Sony ayaklandı ve boğazını temizleyip saçını düzeltti. Sadece Jane Austen diyecekti, podyuma çıkmayacaktı.
"Jane Austen'ın klasikleri ve yaşam öyküsünü işliyorduk bay Hiddleston." Cilveleşir gibi Tom'a gülümsediğinde Marina göz devirdi. Tom dikkatli bir şekilde Sony'i dinlerken gözleri Marina'ya kaydı. Kaşları hafifçe çatıldı ve kollarını birleştirdi. "Harika, adın nedir?"
Sonya kocaman gülümsedi ve nefesleri düzensizleşti. "Sonya Baverly, ama siz Sony diyebilirsiniz." Tom boğazını temizledi ve duruşunu dikleştirdi.
"Sağol Sonya, fakat ben yanında oturan arkadaşından bahsediyordum." Marina ciddi anlamda nefessiz kaldı. Göz kapakları titrerken Sony ona kaşlarını çatarak baktı ve yerine oturdu. Marina bir cevap vermesi gerektiğini biliyordu, adını söylemek bu kadar zor olmamalıydı.
"B-ben mi?" Tom kafa salladı. "Evet, senden bahsediyorum." Marina gerginlikten karnının ağrıdığını hissetti. Onu tanımış mıydı? Dünkünden çok farklı gözüküyordu oysa ki. Terleyen avuç içini pantolonuna sürttü ve boğazını temizledi.
"Marina.. Marina Conte." Tom kafasını salladı ve merdivenlerden çıkarak yanına yaklaşmaya başladı. Neden geliyordu ki? Kızın artan gerginlik seviyesi sınıfın duvarlarının üstüne üstüne geldiğini hissettiriyordu.
Sonunda yanlarında durduğunda Marina çok yakın olduklarını hissetti. Dün akşam vakitlerinde onu gördüğü için pek fazla inceleyememişti. Şimdi ise sınıftan yayılan beyaz ışık adamın yüzünü ortaya seriyordu.
Kız tam yüzünü incelemeye başlayacakken Tom iki parmağını Sonya'nın önünde duran not kağıdına bastırıp göz gezdirdi. Sonya mutluluktan havalara uçuyor gibi gülümseyip adamı izliyordu. Marina ise göz göze gelmemek için kafasını not kağıtlarından ayırmıyordu.
Tom ise tam tersini yaptı, kafasını kaldırdı ve Marina'nın gözlerine baktı. Sorgulayıcı bakışlarının altında Marina ezildiğini hissetti. Acaba Tom onu tanımış mıydı? Ya da rahatsız edecek bir şey mi yaptı? Düşünceleri ardı ardına sıralanıp genç kızın beynini meşgul ediyordu.
"Neden notlarını öylece almasına izin verdin Marina?" Marina kendisine yöneltilen soruyla afalladı. Bunu kesinlikle beklemiyordu. Sonya'ya teşekkür edip yerine geçer diye tahmin ediyordu. Sonya ise yerinden kıpırdayamadı. Yakalanma hissi karnını ağrıtmıştı.
"B-ben.." Genç kız konuşamadı. Düşünceleri içinde boğulurken karşısında ki adamın sorgulayıcı gözleri ona hiç ama hiç yardımcı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Traditrice - Tom Hiddleston
Teen FictionMarina üniversite son sınıf öğrencisi bir kızdı, hayat ona her zaman adil davranmıyordu, genç kız hayatının yoluna girdiğini zannettiği bir dönemde, hayat ona son tokatını çarpmıştı. ''Kül..'' dedi genç kız. Küllüğe düşen külü izledi gözleri. Hıçkı...