9

93 11 1
                                    

Junkyu: "Ne?"
Haruto: "Devlet için çalışıyorum ben, ve bunun bilmemen gerekiyordu."

Sıçış.

Junkyu: "Anlamıyorum Haruto, nasıl?"
Haruto: "Sen gittikten sonra kendime çok kızdım, seni kaybettiğim için sinirlendim, derslerime önem vermedim, kimseyle konuşmadım. Bir devlet çalışanı da beni hep izliyormuş, beni kaçırdılar -öyle sandım- ve ben büyüyene dek beni bunun için hazırladılar. 8 yaşındaki bir çocuk için ne kadar korkunç geliyor bilmiyorum, ama artık korkmuyorum. Tek korktuğum senin beni sevmemen, Junkyu."

Tek eli ile yanağımı okşadı. Kendime sinirlenmiştim, neden dinlemiyorsun kimseyi be?!

Junkyu: "Haruto, beni eve götür lütfen, her yerim uyuştu sinirden!"

Sırıttı ve beni kucağına aldı. Bunu beklemiyordum, arabası ile beni eve götürdü. Babam bizi mutlulukla karşıladı, o benden önce öğrenmiş her şeyi. Haruto'ya eşyalarını toplayıp gelmesini söyledi ve yemek yapmaya koyuldu. Haruto giderken bende koltuğa uzanmış hâldeydim.

Yaklaşık 5 dakika sonra zil çaldı.

Kyu'nun Babası: "Haruto gelmiştir."

Mutluydum aslında, ona karşı olan tüm nefretim dinmişti.

Babam kapıyı mutlulukla açtığında ikimizde dışarıda annemin olacağını tahmin etmemiştik. Bir anda tüm dünya başımıza yıkılmış, her şey bitmiş gibi ikimizin de yüzü düşmüştü. Ben katlansam da babam annemi hiç sevmezdi. Homofobik olmasının yanı sıra, egoistti. Egoist olmasında sıkıntı yok, abartmasında sıkıntı var...

Babam bir şey söyleyemeden içeri dalıp bana sarıldı.
Kyu'nun Annesi: "Beni özlememişsin küçük!"
Junkyu: "Saçmalama anne! Nereden çıktın sen?"
Kyu'nun Annesi: "Ne oldu, beğenemedin mi beni?"
Junkyu: "Anne ne saçmalıyorsun, birden çıkıp gelinir mi!"

Babam kapıdan anneme bakarken bizi dinliyordu, kalp krizi geçirmemesine şaşırmıştım çünkü yıllardır görmüyordu onu.

Kyu'nun Annesi: "Ne bakıyorsun? Alsana bavulumu içeri."
Kyu'nun Babası: "Yabancıları evime sokmuyorum hanimefendi, lütfen gidin."

Üzgün gözükse de sinirli olduğuna yemin edebilirdim.

Kyu'nun Annesi: "Ne o, yeni koca mı buldun kendine?"

Babam sinirlenmişti hâliyle, bağırmaya başladı.

Kyu'nun Babası: "GIT EVIMDEN! NE HAKLA GERI DONERSIN!"

Annem ise gülümsemesini bozmuyordu asla, ukalalık yapıyordu.

Kyu'nun Annesi: "Çocuğumu görmeye geldim ben, sen kim oluyorsun zaten!"

Hint dizilerindeki kavgaları izlemek daha iyi olurdu şu an. Kumandaya uzanıp televizyonu açtım, babam bavulu alıp içeri attı ve sessizlik oluştu. Annem göz devirip bavulunu aldı ve Haruto için olan odaya yerleşmek için gitti. Babam karışmak istemedi, haklıydı.

Annemden 15-20 dakika sonra tekrar kapı çaldı. Haruto gelmişti. Babam ondan özür dileyip annemi göndermek hakkında konuşuyordu. Birkaç günlüğüne benim odamda  koltukta yatacaktı. Bende izin vermiştim zaten.

Gece ikimizde konuşmadan yatmaya koyulmuştuk fakat ben uyuyamıyordum, Haruto aklımdan çıkmıyordu. Ona aşık değildim tabii ki, ama yine de düşünmeliydim.

Birkaç dakika sonra ise Haruto horlamaya başladı. Cidden... Yaşlı dede miydi bu?! Bu seste uyuyamazdım, yapamadım da. Sonra fark ettim ki horlamıyor, kabus görüyormuş. Ah aptal kafam.

Yataktan çıkıp karşıdaki koltuğa yaklaştım. Ay'ın ışığında o kadar yakışıklı görünüyordu ki, O'nu bu  şekilde saatlerce izleyebilirdim. Terlemişti ve ağlıyordu, yakışıklılığını kenara bırakıp yardım etmem gerekiyordu. Tabii ki öyle yaptım, odamdaki sürahiyi alıp tam kafasına döktüm.

Her yer su olmuş ve Haruto da serinlemişti, kendimle gurur duyuyordum.

Haruto: "Siktiğimin, ne oluyor be?!"
Junkyu: "Küfür etme! Kabus görüyordun sadece, bende yardım ettim sana."
Haruto: "Kafamdan aşağı su dökerek mi?"
Junkyu: "Eh işte, ne yaparsın? Junkyu yöntemi."
Haruto: "Hah! Bende sana Haruto yöntemini öğreteyim."

Kalktığı gibi dudaklarıma yapıştı, ellerini yanaklarıma koyup destekledi. Burnundan akan sular dudaklarımızı ıslatıyordu. Islak dudaklarıyla beni öpüyordu, üst dudağımı tamamen emiyordu. Sonunda ne olduğunu anlayıp ellerini çektim.

Junkyu: "BIR DAHA BUNU YAPMA!"
Haruto: "Eh işte, ne yaparsın? Haruto yöntemi."

Sinirle onu iterek tuvalete girdim, kapıyı kilitledim. O da bana seslendi.

Haruto: "Merak etme, arkandan gelmeyeceğim!"
Junkyu: "Zıbar yat artık!"
Haruto: "Sen nasıl istersen sevgilim."

Aramızda geçen sesli diyalogdan kaynaklanmış olmalı ki annem odaya gelmişti. Sesinden belliydi, ne olduğunu soruyordu. Ben tuvalette kapı kilitli öylece bekliyordum, her yer sırılsıklamdı ve Haruto -muhtemelen- yatıyordu. Kapıyı çalmaması ise kafama takılmıştı.

Hızla sifonu çektim ve kilidi açıp dışarı çıktım. Haruto 5 dakikada uyumuş muydu?

Kyu'nun Annesi: "Bir ses duydum, bir şey mi oldu?"
Junkyu: "Sadece Haruto kabus gördü."
Kyu'nun Annesi: "Sonra hemen uyudu? Yaşlı dede mi bu Jun? Ne oldu diyorum."
Junkyu: "Hayatımda hiç kimseye hesap vermek zorunda olmadım, şimdi ise SEN mi beni sorguluyorsun?"

"Sen" derken sert çıkmasını istemiştim, abarttım tabii ki.

Kyu'nun Annesi: "Ben senin annenim küçük! Laflarına dikkat et!"
Haruto: "Yoksa ne olur bayan Kim? Sevgilimi tehtid ederken benden izin almalısınız."

of cok guzel uzatiyorum neyse

He Is An Psychopath?! // HaruKyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin