5.Bölüm:
Multideki rozetteki resim
♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️
Rüzgar "Sana bir şey anlatmam lazım. Hemen şimdi zamanım yok beni her an bulabilirler.""Ne işin var burada ? Nasıl girdin içeri ? Bi dakika noluyo ya !?"
Rüzgar "Tamam, sakin ol her şeyi anlatıcam."
"A-annem o seni bura-" sözümü kesen şey Rüzgar'ın elleriydi. Bi eline, bide yüzüne bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.
Ah mideme ne oluyordu böyle?
"Merak etme eve girerken kimse beni görmedi. Siktir, yayılmaya başladı."dedi.
"NE!? Ne yayılmaya başladı? Rüzgar daha bugün tanıştık ve sen evimin nerede olduğunu bile bilmiyorken buraya geldin."
"Bu soruları cevaplamak için vaktim yok. Zaten sen her şeyi zamanla öğreneceksin. Şimdi, bilmen gereken tek şey Berk'in ölmediği."
Dediğini idrak etmem bi kaç dakikamı aldı. Nefes almakta zorlanıyordum. Nasıl yani Berk yaşıyor muydu?.Berk ölmemişti yani yaşıyordu, imkansızdı. Ama o Berki nereden tanıyordu? Pencereme doğru yürümeye başladı sol ayağını yere basamıyor gibiydi. Tam bi şey söylemek için ağzımı açmıştım ki, konuşmaya başladı.
"Ha bu arada kargalara bakmayı kes!"
Ve birden uyandım. Gördüklerim iyice kafamı karıştırmıştı. Kendimi toparlamak için yüzümü yıkayıp su içtim. 3 yıldır Berk'in ölümüyle ilgilenmemiştim. Ama artık bazı şeylerin açığa çıkmasının zamanı gelmişti.
Odama dönüp laptobumu elime aldım. Rüzgar'ın facebook, twitter ve instagram hesabını aramaya başladım. Bendeki beyin insanoğlunda yok. Rüzgar'ın soy ismini bilmeden bu hesapları bulmayı nasıl düşünüyordum. Yarın ilk işim onun telefon numarası ve tabi ki (!) soy ismini öğrenmek olacaktı.
♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️♣️Yataktan kalktım, dün gördüğüm kabusu düşünüyordum. Hafta sonu değildi yani bu demek oluyor ki okul var ve bugün edebiyat ile dil anlatım dersi var. Bendeki şans kimsede yok, bizim dil anlatım ile edebiyat dersimize aynı alzhemir başlangıcı takık gıcık giriyo. Okul formamı giyip kahvaltıya indiğimde, annem sofrayı kurmuştu. Masaya geçip oturdum, babam çıkmış olmalıydı. Annem geçip karşıma oturdu. Yüzümü incelemeye başladı.
"Ne oldu?"dedi.
Ben "Sanane."
"İyi misin?"
"Sanane"
"Lamia"
"Sanane"sıçtık.
"Kırıcam kafanda şu 1L suyu. Sabahtan beri sanane sanane."
"tamam anne ya ağzımdan kaçtı. Hadi sen kahvaltını yapmaya devam et hem bak o önündekiler duruyo kim toparlıycak oraları tabi Lamia toplar. Lamia kim ki ? Hadi sen topla buraları." yanağından öpüp odama çantamı almak için gittim. Masayı toplamaktan da yırtmıştık. Odama geldiğimde kapıyı arkamdan kapatıp çantama doğru yürümeye başladım.
"AHHHHH yüce ponçik anaaaaa" ponçik demişken canım çekti. Ayağımdaki şeyin ne olduğuna bakmak için eğildim. Rozet? Aman tanrım REBEL? Rozeti elime aldım. Çantamı elime alıp deri ceketimi ve siyah coneverselerimi giyinip evden, otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Okula geldiğimde çantamı atıp başımı sıraya yasladım ve uyumaya çalıştım. Tabi uyumak ne mümkün bizim domuz gelip beni uyandırdı.
"Ne var Mer- özür dilerim ben Merve sandım da Rüzgar" dedim.
"Dileme."dedi kaba şey.
"Ben rozetimi kaybettim de sınıfta falan gördün mü ?"
Evet gördüm benim odamdaydı. diyemezdim hayır görmedimde diyemezdim eğer yalan konuşursam hıçkırırdım ve yalan söylediğim ortaya çıkardı. Hayır anlamında kafamı salladım ve sınıftan çıktım. Elimdeki rozeti incelerken Merve gelmişti. Onunla sınıfa geçip yerimize oturduk. Elimdeki rozeti görüp elimden aldı ve yakasına taktı."bugünlük bende kalsın" dedi ve sırıtmaya başladı.Tam Merve onu şu anda takamazsın diyecekken Cevahir hoca sınıfa girdi. Her zaman ki gibi bir şarkı mırıldanıyodu. Herkes ayağa kalktı.
Cevahir hoca "Otur!" dedi ve tahtaya bir matematik sorusu yazmaya başladı. Soruyu yazması bittiğinde "herkesin defterinde sorunun cevabını görüceğim" dedi ve masasına geçip oturdu. Merveye yakasındaki rozeti hemen çıkartması ile ilgili kısa bir not yazıyorken Cevahir hoca "Merve bu soruyu sen çöz" dedi. Merve tam soruyu çözmek için ayağa kalkıyordu ki Merveyi kolundan tuttuğum gibi sıraya geri oturttum. Herkes bize bakmaya başladı gözlerimle rozeti çıkartmasını söylemeye çalışırken
Cevahir hoca "Ne oldu Lamia arkadaşın olmadan korkuyor musun ?"dedi ve herkes gülmeye başladı.
Ben "Hocam bu soruyu ben çözmek istiyordum da" dedim.
Cevahir hoca "İkinci soruyu sen çözersin" dedi ve Merve tahtaya doğru yürümeye başladı. Ben Rüzgar rozeti görmesin diye içimden bildiğim tüm duaları okurken Merve soruyu çözmeye başlamıştı.
Cevahir hoca "Merve o rozeti nereden buldun ? Çok güzelmiş." dedi bunun üzerine Rüzgar kafasını kaldırıp Merveye bakmaya başladı.
Merve "Lamia-" dedi ve ben sözüne atladım "Hocam ben buldum Rüzgar'a vericekdim de siz geldiniz" dedim hıçkırmamıştım çünkü ben bulmuştum yani bi bakıma doğruyu söylüyordum.
O sırada zil çaldı istemeye istemeye edebiyat sınıfına doğru Merve ile yürüyorduk. Sınıfa geldiğimde Merve'nin yakasından rozeti alıp kantine doğru yürümeye başladık. Kantin her zaman ki gibi dopdoluydu. Ne yapıyonuz siz hayatınızda hiç yemek yemediniz mi ? OHA on ikilerden biri dokuzlardan birinin üstüne çıkmış. Merve'nin eline parayı tutuşturup kalabalığın içine doğru ittim. Kolumdan biri beni yakalayıp kazan dairesine doğru sürüklemeye başladı. kapıyı açıp beni kazan dairesinin duvarına doğru itti. Duvara sırtımı çarptım ve inledim.
Gerçekten de acıyomuş lan
* O hikayeleri okurken ne saçma diye yorumlarda bulunuyodun bak gördün mü ben sana demiştim
"Rüzgar!?"
"Rozet?" dedi ve elini açtı vemedim.
"Dün evime geldin mi?"
"Saçmalama Lamia ben senin evinin nerede olduğunu bile bilmiyorken nasıl senin evine gelebilirim"
*Saç malanmaz ki taranır
Rüzgar yüzünü benim yüzüme doğru yaklaştırmaya başladı. Öpücek miydi ? İlk öpücüğümü ondan mı alacaktım? Hemen elimi dudaklarımın üstüne götürdüm güldü ve elimdeki rozeti alıp gitti yine beni bırakıp gitmişti...