"Pardon da siz kimsiniz?"
"Anneniz birkaç dakika önce kaza yaptı. Telefonuna ulaşıp bir yakınına haber vermek istedim,ambulans yolda."
"Ne? Ciddi misiniz çünkü eğer şakaysa hiç komik değil."
Jeongin endişeli bir şekilde telefona yaklaştı ve dinlemeye çalıştı ama surat ifadesinden duyamadığı belliydi.
"Adresi ve hastaneyi mesaj olarak atıyorum. Şifresi olmadığı için şanslıyız."
"Çabuk olun. Hemen geliyorum."
Gözlerimden akan yaşları kontrol edemiyordum. Saniyesinde ayağa fırladım ve beni sorulara boğan Jeongin'i umursamayıp olabileceğim en hızlı şekilde ikimizinde eşyalarını valizlere fırlatmaya başladım.
"Hyunjin neler oluyor anlatacak mısın artık."
"Şimdilik lütfen eşyaları toplamama yardım et. Sen devam et,ben diğerlerine haber vereceğim,toplansınlar."
Başını salladı.
Koşarak odadan çıktım ve bir yan odanızdaki Minho hyungların kapısına ve diğer yandaki Seungmin ve Felixlerin kapısına da sırayla sert bir şekilde vurup duruyordum. Sonunda hepsi kapıyı açtı.
"Bu saatte noluyor amk."
"Olabildiğiniz en hızlı şekilde eşyalarınızı toplayın 2 dakika içinde çıkıyoruz."
"Niye ağlıyorsun?"
"Hyung yolda anlatacağım lütfen çok çabuk olun."
Diyip Jeongine yardıma gittim. Son olarak diş fırçalarını da aldıktan sonra kapıya çıktık.
Diğerlerini beklerken Jeongin bana sarılmıştı.
"Hyunjin ne oluyor bilmiyorum ama lütfen kendini üzme,geçicek." dedi.
Diğerleride gelmişti.
"Koşun."
Koşarak otelden çıkışımızı yaptık ve otelin taksilerinden birine atladık. Neyseki büyüktü,iki araba yapmak zorunda kalmamıştık.
"Hyunjin,ne oluyor."
Burnumu çektim.
"Annem kaza yapmış,bir adam aradı en son benimle konuştuğu için beni aramış. Onun yanına gidiyoruz şimdi."
"Ne."
"Hyunjin,çok üzüldük ama annen güçlü kadın,sağ çıkacağına inanıyorum ben."
"Durumu hakkında bilgi vermedimi?"
"Hayır."
Chan hyung destek olurcasına kolumu sıktı.
"Geldik."
"Biraz bekler misiniz."
"Niye?"
"Ek bahşiş veririm."
Şuan bunu konuşuyor olmak beni sinirlendirmişti. Ama zaten parayı Felix'e verdirtecektim. Neyse.
Hepimiz teker teker arabadan indik. Karşımızdaki manzara karşısında donakaldım resmen.
Babamın arabası ters bir şekilde duruyor,içindeki annemde kanlar içinde görevliler tarafından çıkarılıyordu.
Annemi öyle görünce daha fazla dayanamadım ve tuttuğum hıçkırıklarımı dışarı saldım.
"Hyunjin,yapma böyle."
Onunda sesi ağlamaklıydı. Oda ağlıyordu ve Jeongin'in ağlamasına asla dayanamayan biriydim ben. Sıkı sıkı ona sarılıp omzuna kafamı gömdüm. Birkaç saniyelikde olsa huzurlu hissetmiştim kendimi. Göz yaşlarımın sweatini oldukça ıslattığını fark ettikten sonra kafamı kaldırdım. Diğerleride bana destek oluyorlardı. Ve Jisungla Felixte yanyana arabaya yaslanmış ağlıyorlardı.